FETÖ üyeliğinden hüküm giyip meslekten ihraç edilen yargı mensuplarının uydurma delilleriyle zindana atılan Osman Yıldız, 6 ay boyunca kaldığı Silivri Kapalı Cezaevi’nden tahliye edildi.
Tahliye sonrası Yeni Akit’e konuşan Osman Yıldız, “Benim hikâyem, 14 yıl önce Hizb-ut Tahrir’in düzenlediği bir basın açıklamasına katılmamla başladı. Ne basın açıklamasının içeriğinde, ne de açıklamanın yapıldığı alanda suç unsuru hiçbir vaka yaşanmadı. Ancak İslami Parti Hizb-ut Tahrir’in, Hilafet’in hicri kaldırılış yıldönümünde tüm dünya ile birlikte Türkiye’de de Hilafet’e çağıran bir açıklama yapması, özellikle dönemin CHP’sini çok rahatsız etti. Baykal Mecliste konu ile ilgili peşpeşe açıklamalar yaptı. Ardından da dönemin emniyet-savcı ve hâkim üçgeni marifetiyle ‘terör örgütüne üyelik’ suçlamasıyla karşı karşıya kaldım” ifadelerini kullandı.
AYM “hak ihlali var” dedi
4 yıl sonra yeniden zulmün hortladığını belirten Yıldız, “Köklü Değişim Dergisi’nin 2009 yılında, tüm izinleri alarak düzenlemek istediği bir konferans, önce iptal edildi. Eş zamanlı yapılan operasyonlar neticesinde ikinci defa tutuklandım. Dört ay tutuklu kaldıktan sonra serbest kaldım. Aradan on yıl geçtikten sonra Yargıtay 16. Ceza Dairesi, ‘Fetullahçı polis, savcı, hâkim’ iddiasıyla görevlerine son verilen ve tutuklanan hâkimlerin verdiği kararları olduğu gibi onadı. Üç ay ara ile hem ‘silahsız örgüt üyeliği’, hem de ‘silahlı örgüt üyeliği’ suçundan ceza aldım. 2019 yılının Şubat ayında tutuklanarak Silivri Cezaevine gönderildim. Altı ay da Silivri cezaevinde tutulduktan sonra iki yıl önce Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin onadığı kararı Anayasa Mahkemesi bozarak hakkımda ‘hak ihlali’ kararı verdi.” şeklinde konuştu.
Denetimli serbestlik kapsamında tahliye olduğunu dile getiren Yıldız, “2017 tarihinde Köklü Değişim Dergisi adına bir konferans için izin başvurusu yapmak için Emniyete gittiğimizde 8 günlük bir gözaltı olmuştu. Bu kapsamda bir dosya daha açıldı. Bu dosyanın ikinci mahkemesi ise 2 Ekim’de olacak. Yapılan suçlama yine Hizb-ut Tahrir’e üye olmak. En üst mahkeme ‘terör örgütü değildir’ diyor. Yerel mahkeme ise ‘terör örgütü’ üyeliğinden soruşturma başlatıyor.” dedi. AYM’nin hak ihlali kararlarının yerel mahkemeler tarafından karşılık bulmadığını belirten Yıldız, Ankara, Bursa, Konya ve İstanbul’daki bazı mahkemelerin direniş gösterdiğini söyledi.
“Müslümanlara yeniden yargılanma yolu açılsın”
Yargı Reformu Paketi’ne de değinen Osman Yıldız, “Bugüne kadar aslında birçok reformlar da yapıldı. Ancak Yargı içerisindeki Yargıçların tarafgir ve ideolojik yaklaşımlarından dolayı yürürlükteki kanunlara bile uyulmamakta. Bugün benim de altı ay kaldığım Silivri Cezaevinde ve diğer cezaevlerinde delilsiz ve mesnetsiz bir şekilde onlarca Müslüman tutsağın cezaevlerinde tutulduğuna şahit oldum. ‘FETÖ’ ile suçlanan onlarca hâkimin verdiği kararla şu an cezaevlerinde olan bu Müslümanlara da ‘yeniden yargılanma’ yolu açılmalıdır. Hatta ‘yargılanmanın yenilenmesi’ nedenleri içerisine ‘FETÖcü hakim ve savcıların olması maddesi’ eklenmeli ve bu mesele kökten çözülmelidir. Çünkü bu yapı, kumpası sadece ‘milli ordu’ya kurmadı.” değerlendirmesinde bulundu.