Kocaeli Özgür-Der “28 Şubat Darbesi ve Direniş” Gecesi Gerçekleştirdi

Özgür-Der Kocaeli Temsilciliği, 19. yılı vesilesiyle 28 Şubat Darbesi’ni gündemleştirmek amacıyla bir etkinlik düzenledi.

28 Şubat Pazar akşamı Sivil Toplum Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinlikte Özgür-Der’in “Şahitlik Albümü”nden hareketle bir resim sergisi yapılırken ayrıca bir Anı Panosu duvara asılarak katılımcıların ilgisine sunuldu.

Kocaeli Özgür-Der yetkililerinden Esra Saraç Ay’ın sunuculuğunu yaptığı programda gösterilen 10 dakikalık bir sinevizyondan sonra gecenin konuğu Özgür-Der İzmir Şube Başkanı Nurcan Büyük bir konferans verdi.

Diğer konuşmacı olan Zeynep-Der Başkanı Sabiha Ateş Alpat’ın rahatsızlığı dolayısıyla katılamadığı programa ilgi ve katılım yoğundu. 

Bir selamlama konuşması yapan dönemin Refah Partisi ve daha sonra kurulacak olan Fazilet Partisi İzmit yetkililerinden İHH Kocaeli Şubesi Yön. Kur. Üyesi Hüseyin Kanca; darbe sürecinde karşılaştıkları zorluklardan, zulümlerden, yaşanmış olaylardan örnekler vererek anılarından bir demet sundu. Kanca, sözlerini “Fakat çekilen bütün bu acı ve zulümler bugünlerin müjdecisi olarak da görülebilir. Bu günlere kolay gelinmedi” vurgusuyla sözlerini tamamladı.

Daha sonra sunumuna yapmak üzere kürsüye çağrılan Nurcan Büyük ise özetle şunları söyledi:

“28 Şubat sadece başörtüsü süreci değildir. Kemalist sistemle karşılaşmanın bir örneğidir. Kemalist darbenin İslam’la, Müslümanlarla mücadelesi olarak görülmelidir. 28 Şubat İstiklal Mahkemeleri zihniyetinin bir sonucudur.”

28 Şubat sürecinin sadece mağduriyetler düzleminde işlenmesinin doğru olmadığını belirten Nurcan Büyük, bunun aynı zamanda darbeye ve darbecilere karşı direniş iradesinin de ciddi bir örnekliği anlamına geldiğini söyledi.

“Tecrübelerin özeleştirisi gerçekten yapılabildi mi? Bugünkü nesillere ne bırakıldı? Yapmamız gerekenleri yeterince yapabildik mi? Müslümanlar İslami kimliklerinin yüklediği sorumluluklarını gerçekleştirebildiler mi?” gibi sorular ışığında süreci muhasebe etmenin önemine değinen Nurcan Büyük, özellikle de bugünkü genç kuşaklara 28 Şubat sürecinin çok iyi aktarılması gerektiğini kaydetti.

28 Şubat darbesine giden sürece dair bilgi aktarımlarında bulunan Nurcan Büyük özetle şunları kaydetti:

“28 Şubat sürecini 90’ların başından başlatmak gerekiyor. Bir sürü suiakastler oldu ve Müslümanlara yıkıldı. Örgüt isimleri uyduruluyor, tetikçileri bulunuyor, falanca katilin faili filanca kişi deniliyor, aynı kişinin üç beş katili olabiliyordu. Kontr-gerillanın yaptığı bu gibi suikastler yüzünden hala bugün bile hapis yatan Müslümanlar var.  80’lerden sonra konjonktürün değişmesi vesilesiyle İslamlaşma hız kazanmıştı. Örneğin sınavlarda baörtülü kızların birinci gelmesi vb. gelişmeler sistemi rahatsız ediyordu. Refah Partisi’nin yükselişi bu zeminde olunca sistem iyice tehdit çanlarını çalmaya başladı. Erbakan’ın İslam ülkelerine yönelik ziyaret ve yakınlaşma politikaları, ümmetçi perspektifi, ekonomi politikalarında bağımlılığı azaltıcı sınai atılımlar, havuz projesi, G8 vb. projeleri 28 Şubat’ı hazırlayan nedenlerdi. Özellikle de İslami mücadele çizgisinin ivme kazanması ve ulustan ümmete giden yolların genişlemiş olması birilerini rahatsız etti. Öyle ki; bu süreçte “ümmet” kavramı bile ötekileştirilerek yerine “millet” ikame edildi.”

Medyanın da süreçte oynadığı role değinen Nurcan Büyük, “Medya da 28 Şubat’a giden yolda üzerine düşeni, kendisine Genelkurmay’da biçilen görevini sonuna kadar ifa ediyordu… O gün darbe sürecini hazırlayan, darbe şakşakçılığını yapan brifingli kalemler hala bugün de özür dilemiş değiller.” dedi.

28 Şubat davası karşısında Müslümanların ilgisizliğini eleştiren Nurcan Büyük, “28 Şubat davaları yakın yıllarda görülmeye başladı ama Müslümanların ilgisi bir Gezi Olayı’yla kıyaslanamayacak kadar maalesef.” dedi.

Daha sonra 28 Şubat MGK kararlarını madde madde sıralayarak tahlillerde bulunan Nurcan Büyük, bu zeminde ortaya konulan direniş çabalarına ve Özgür-Der’in tanıklığına vurgularda bulundu.

28 Şubat darbe uygulamalarının bilançosuna ve yol açtığı mağduriyetlere dair bilgi aktaran Büyük, “28 Şubat’ta tanklar sadece caddelerden değil zihinlerden de geçirildi.” tespitinde bulundu.

Nurcan Büyük’ün konuşmasında öne çıkan bazı vurgular da özetle şunlardı:

“Geçmişe, acılarımıza sahip çıkmamız lazım. 28 Şubatları bilinçlendirmeye evirip dersler çıkarmaya, geçmişe ait bir anı olarak değil gelecek perspektifi inşa edici araçlar olarak görmemiz lazım. Biz mücadelenin ne kadar içerisinde olduk? Yakınlarımıza ne kadar el uzatabildik? Bugün olsaydı neler yapabilirdik?”

“Tarih tekerrürden ibaret. Bugünkü iktidarın bize yakınlığı rehavet oluşturmamalı. Devlet artık bizim diye bakmamak lazım. Bugünleri iyi değerlendirmek lazım. Aynı şeyin tekrarlanmayacağının garantisi yok.”

“Bugünkü kazanımlar sadece iktidarın değil, dünkü direnişin başarısıdır. Bu toplumun mayası İslam’dır. Hayat bir imtihansa 28 Şubat biter, başka Şubatlar başlar. 28 Şubatlar bizim direniş iradesini kuşanmamız için kıvılcım olmalı. Dün vardık, bu yüzden bugün de varız. Ve inşallah yarınlarda da var olacağız. Umut sadece İslam’dır. Bu manada İslam’ı toplumla buluşturmamız lazım.”

Konuşmasının sonlarında halen de içeride tutulan Müslüman tutsakların sorunlarına dikkat çeken Nurcan Büyük, bu bağlamda kardeşlerimiz için yeniden adil yargılama yolu açılması talebiyle mücadele etmemiz gerektiği çağrısıyla sözlerini tamamladı.

Program dinleyicilerden gelen soruların konuşmacı tarafından cevaplanmasını müteakip sona erdi.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi