"Koalisyon Değil, Seçim Ama Nasıl?"

Abdülkadir Selvi, Yeni Şafak'ta kaleme aldığı bugünkü yazısında hükûmet kurma ve AK Parti-CHP koalisyon görüşmeleri hakkında değerlendirmelerde bulunuyor, "erken seçim" sinyalleri veriyor.

Abdülkadir Selvi - Koalisyon Değil, Seçim Ama Nasıl? / Yeni Şafak

Belirli aralıklarla kamuoyu araştırma şirketlerinin yöneticileriyle konuşuyorum. Araştırmaları takip ediyorum. ANAR Genel Müdürü İbrahim Uslu, Andy-Ar şirketinin sahibi Faruk Acar ve A&G Araştırma şirketi Başkanı Adil Gür'le konuştum.

Seçmenlerin tercihini etkileyen iki nokta ön plana çıktı:

1- Liderlerin, koalisyon kurma çalışmalarındaki tavrı,

2- PKK'ya yönelik operasyonlar ve şehit cenazeleri ile girilen iklim.

7 Haziran'dan hemen sonra koalisyon arayışlarında uzlaşmaz bir tavır sergilediği için MHP oylarında, PKK ile arasına kalın çizgiler çizmediği için HDP oylarında bir gerileme yaşanıyordu.

Tâ ki terör saldırıları, PKK'ya yönelik operasyonlar başlayana ve şehit cenazeleri gelene dek.

Şehit cenazelerinin gelmesi MHP'yi, PKK'ya yönelik operasyonlar HDP'yi toparlamaya başladı. PKK'yı kınamadığı için HDP'nin oylarının düşmesini beklemeyin. HDP'nin Kürt oyları yüzde 11'e ulaşıyor ve operasyonlar onların desteğini azaltmıyor tam aksine kenetlenme sağlıyor. PKK'ya yönelik operasyonlarla HDP'ye yönelik eleştiriler birbirinden ayrılmadığı sürece, HDP hak etmediği bir mağduriyete itiliyor.

AK Parti ve CHP'nin oy oranlarına gelince. Koalisyon arayışlarındaki sorumlu tutumu nedeniyle CHP'de bir kıpırdanma gözleniyor. CHP 7 Haziran'dan bu yana 1 puan artmış durumda. AK Parti için tam 4 ayrı kamuoyu araştırma kuruluşunun ortalamasını aldığımızda ise 7 Haziran'a göre 2 puanlık bir artış gözleniyor. PKK adına algı operasyonu yönetenlerin iddia ettiği gibi operasyonlardan ve şehit cenazelerinden dolayı değil. Tam aksine operasyonel sürecin uzaması AK Parti'ye zarar verme tehlikesi taşıyor. Çünkü süreç HDP ve MHP'yi besliyor.

4 araştırmada da 4 partinin barajı aştığı görülüyor. Bu durumda AK Parti nasıl tek başına iktidar olacak? 4 Partinin barajı aştığı bir tabloda tek başına iktidar mümkün değil, şeklindeki yaklaşım çok genellemeci. Şu ana kadar güçlü bir AK Parti iktidarını ortaya koyacak oy oranı yok. 7 Haziran'da HDP'nin barajı aşmak için sağladığı motivasyonun bir benzerini AK Parti'nin, tek başına iktidar için oluşturması gerekiyor.

AK Parti'ye, Saadet Partisi ve BBP ile istikrarsızlık kaygısı taşıyan kesimlerden oy geliyor.

AK Parti'ye yönelişte iki nokta ön plana çıkıyor.

1- İstikrar beklentisi

2- AK Parti’siz hükûmet kurulamaması.

İstikrar arayışı içinde olanlar, “Erken seçim”i ve AK Parti'nin yeniden tek başına iktidarını istiyor. Ama bu yöneliş tek başına iktidara yetecek mi? Orası henüz belli değil.

Bugün liderler masaya otururken, iki partinin erken seçim ve koalisyon profillerini de ortaya koymakta yarar var.

Erken seçimi en çok AK Parti, en az CHP istiyor.

Koalisyonu en az AK Parti, en çok CHP istiyor.

AK Partililer yüzde 75-80 düzeyinde erken seçim istiyor. CHP'de ise bu oran yüzde 20 düzeyinde.

Koalisyonda ise kum saati tersine dönüyor. AK Partililerin yüzde 20'si, CHP'lilerin ise yüzde 75'i koalisyon istiyor. Bu oranları bugün yapılacak Davutoğlu-Kılıçdaroğlu görüşmesine ışık tutması açısından yansıttım.

Başbakan Davutoğlu, bugünkü görüşme öncesinde, ”Durum biraz daha netleşir.” demişti.

“Perşembe'nin geleceği Çarşamba'dan bellidir.”

Dün iki lider stratejilerine son şeklini verdiler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çıkışı, CHP'de umutları azalttı.

AK Parti cephesinde ise iki öneri ön plana çıkıyor.

1- Reform gündemli, seçim hedefli, uzun süreli olmayan bir koalisyon

2- AK Parti-CHP seçim hükûmeti

CHP'de ise farklı rüzgârlar esiyor.

İki liderin görüşmesi sırasında Başbakan: ”Masaya bir soru işareti olarak koymak istiyorum.

1-Azınlık hükûmetine nasıl bakarsınız?

2- Gündemi önceden belirlenmiş, süreli bir hükûmet için ne düşünüyorsunuz?”

Başbakan'ın bu önerisi üzerine Kılıçdaroğlu: ”4 yıllık güçlü bir hükûmet istiyoruz.” karşılığını veriyor.

CHP aynı noktada. Pazarlıkta elini yukarıda tutmak istiyor olabilir. 2 yıllık bir hükûmeti de müzakereye açıklar. Ama “Türkiye'nin önemli sorunları var. Bunların çözümü için 4 yıllık güçlü bir hükûmete ihtiyaç var.” düşüncesindeler.

Kılıçdaroğlu, dün milletvekilleriyle toplantıda, azınlık hükûmetine destek ve kısa süreli koalisyon ortaklığına sıcak bakmadığını net bir şekilde söyledi. ”Bu olmaz, zaten hiçbir CHP'linin koltuk ve plaka derdi yoktur. CHP ilk günden itibaren, ‘Önce CHP değil, önce Türkiye’ demiştir. Böyle demeye devam edecektir. Yüzde 60'lık muhalefet blokundan hükûmet çıkartmak için Bahçeli'ye Başbakanlık teklifimiz de buna örnektir.” dedi.

CHP'de görüşmelerin uzamasından dolayı duyulan bir rahatsızlık var. Eğer bugünkü görüşmede Başbakan, yeniden bir araya gelmeyi önerirse, CHP'nin buna sıcak bakmadığını ifade etmesi sürpriz olmamalı. Ama toplantının havası iyi olursa aynı gün içinde ikinci kez bir araya gelme ya da 24 saat sonra tekrar buluşma gibi bir formül geliştirilebilir.

Bu sözler Kılıçdaroğlu'na ait: “Yarın yeniden buluşacağız, CHP MYK'sının aldığı kararı Sayın Başbakan’a aktaracağım, 14 ilkemiz ve beş ana sorun alanı ortada, bunlara rağmen koalisyon kurulamazsa, neden kurulamadığını öğreneceğiz.”.

İki liderin buluşması öncesinde Cumhurbaşkanı süreci etkileyecek üç önemli çıkış yaptı:

1- 45 günlük süreyi esnetme imkânının olmadığını açıkladı.

2- CHP ile koalisyon pazarlığına oturan AK Parti'ye, ”Kendi ilkeleriyle de karşı düşüncenin örtüşmesi lâzım. Herhâlde örtüşmüyorsa, intihar edecek hâli yoktur.” diye mesaj gönderdi. Koalisyon hükûmeti için, ”İnşallah kurulur.” dedi ama CHP ile koalisyonun, “Siyasî intihar” olabileceği imasında bulundu.

3- Erken seçime azınlık hükûmeti ile gidilebilmesi için AK Parti'nin destek bulması gerektiğini söyledi.

Erken seçim kararının alınması ve azınlık hükûmeti için AK Parti'nin, Meclis'te desteğe ihtiyacı var.

CHP'siz formüllerde anahtar Bahçeli'nin elinde.

Bahçeli'nin dün yaptığı açıklama üzerine AK Parti, MHP'ye dayalı stratejisini yeniden gözden geçirme durumunda kaldı.

Erdoğan'ın çıkışı, Bahçeli'nin tavrı nedeniyle Başbakan'ın önündeki seçenekler azaldı.

Cumhurbaşkanı'nın uyarılarına, AK Parti ve CHP kulislerine bakınca bugünkü görüşmeye ilişkin umutlarım azaldı. Erken seçim ihtimali ise güçlendi. Seçim ama nasıl?

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!