Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Konseyin, tamamen insani amaçlar gözetilerek Pile'de yaşayan vatandaşların KKTC topraklarına ulaşımını kolaylaştırmak amacıyla yapımına başlanılan Pile-Yiğitler yoluyla ilgili talihsiz bir açıklama yaptığı ifade edildi. 25 yılı aşkın geçmişi bulunan projeyle ilgili KKTC yetkililerinin her zaman yapıcı bir tutum sergiledikleri ve işbirliği çağrılarında bulundukları belirtildi.
Başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere ilgili kesimlerin yol yapımını eleştirmelerinin oldukça manidar bulunduğu belirtilen açıklamada, şu değerlendirmede bulunuldu:
"BM Barış Gücü ve bazı ülkelerin konuya dair açıklamalarında olduğu gibi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK),açıklamasında da yaşanan durum çarpıtılmaktadır. BM Barış Gücü'nün adadaki başlıca görevi sükuneti sağlamaktır. Oysa ki 18 Ağustos'ta meydana gelen gerginlikte, Barış Gücü, asker ve araçları marifetiyle tamamen insani gerekçelerle geliştirilen, askeri bir amaç gütmeyen bir projeyi engellemeye çalışmış ve tahrik edici bir tutum sergilemiştir."
BM Barış Gücü'nün, Kıbrıs Türk tarafının rızasını almadığı halde KKTC'de iyi niyetli yaklaşım nedeniyle mevcudiyetini ve faaliyetlerini sürdürdüğüne işaret edilen açıklamada, "Bütçesinin nerdeyse yarısı GKRY ve Yunanistan tarafından karşılanan BM Barış Gücü'nün adadaki taraflara tarafsızlık ilkesi çerçevesinde bir tutum sergilemekten ne kadar uzak olduğu ve adada yalnızca bir tarafın sözcülüğü görevini üstlendiği, yaşanan bu olay neticesinde bir kez daha göz önüne serilmiştir." ifadelerine yer verildi.
"BM Güvenlik Konseyi tükenmiş formülü empoze etmeye çalışıyor"
Her egemen devlet gibi KKTC'nin de kendi topraklarında vatandaşlarının yararına olacak projeler gerçekleştirme yetkisi bulunduğu belirtilen açıklamada, başta Pile köyü olmak üzere ara bölgede (Yeşil Hat) sayısız ihlalleri bulunan Rum kesimine hiçbir uyarı ve müdahalede bulunmayan BM Güvenlik Konseyi'nin Pile-Yiğitler yolu çalışmalarının taraflarca müzakere edilerek yapılması çağrısının tutarlı ve adil bir yaklaşım olmadığının altı çizildi.
Açıklamada, BM Güvenlik Konseyi'nin tükenmiş formülü empoze etmeye çalıştığı vurgulanarak, "Güvenlik Konseyi'ne, Kıbrıs'ta iki ayrı halk ve devlet olduğu gerçeğini hatırlatırız." ifadesi kullanıldı.