Kitaplar Arasında

Ahmet Varol

Bundan önceki yazımızda yazın değerlendirilmesi ve tatilin verimli hale getirilmesi üzerinde durmuştuk. Tatilin değerlendirilmesinin yollarından biri de kitap okumadır.

Gerçi kitap basma işi artık ticari bir faaliyet olmaktan çıkıp fedakârlık ve gayret gerektiren bir hizmet işi olmaya başladı. Her ne kadar muhtelif ihtisas ve meslek kitapları üzerinden yine büyük gelirler elde ediliyorsa da tamamen okuma zevkine ve kendini kültürel yönden yetiştirme arzusuna hitap eden kitaplarda gelir oranı bayağı düştü. Gördüğümüz kadarıyla bunun iki önemli sebebi var. Birincisi, okuma zevk ve arzusunun zayıflaması. Çünkü insanlar görsel medyaya daha çok zaman ayırdıklarından okumaya ayırdıkları vakit çok az. İkincisi de kitap ihtiyaçlarını büyük ölçüde Internetten karşılamaları. Ben de artık ihtiyaç duyduğum kitapların çoğunu bu yolla temin ediyorum. Ama yine de sayfaları çevirerek kitap okuma zevklerini koruyanlarımız da var. Onlar vasıtasıyla yayıncılık bir şekilde ayakta duruyor.
Ben de bugün elimdeki birkaç kitaptan söz etmek istiyorum.
Bizim Filistin Hakkında Yanılgılar adlı kitabımızın yeni baskısı Beka Yayınları tarafından yapıldı. Bundan söz etme ihtiyacı duymamızın sebebi ise hâlâ birçoklarının siyonist medyanın zihinlere doldurduğu ve insanlarımızın Filistin davasına ilgilerini yok etmeyi amaçlayan asılsız iddiaları gündemde tutmaya devam etmeleri. Bunu yaparken ciddi yanılgı içinde olduklarını düşünmüyorlar. Kıbrıs'ta yahudilere toprak satılmasının, “Filistinlilerin toprak satmalarına (!)” teşbihi ve oradaki ihanetin “Arapların ihaneti (!)”nden daha katı gösterilmesi söz konusu yanılgının hâlâ devam ediyor olduğunu gösterir. Oysa Filistinliler toprak satmamış ve ihanet etmemiştir. Bu konuda zihinlerinde soru işaretleri olanlara veya söz konusu benzetmelerden etkilenenlere zikredilen kitabımızı mutlaka gözden geçirmelerini öneriyoruz.
Afganistan'da fiilen cihada katılmış, orada mücahitlerin hayatlarına bizzat şahit olmuş, toplumun karşı karşıya olduğu durumu yakından müşahede etmiş değerli yazarımız Bahattin Yıldız bir süre önce yine Afganistan'da bir uçak kazasında şehit oldu. Özgün Yayıncılık onun kitaplarını tekrar basarak anılarını yaşatmaya çalışmış. Geçtiğimiz günlerde Özgün Yayıncılık'ı ziyaret ederek Muhterem Cemal Balıbey'le görüştüğümde Bahattin Yıldız'ın kitaplarının yeni baskılarından birer adet takdim etti.
Bahattin Yıldız'ın kitaplarının içeriğinin çoğu kendi anılarından veya gözlemlerinden oluşuyor. Tatlı ve kolay anlaşılır bir üslûbu var. Yaşanmış olaylar adeta bir sinema filmi gibi gözünüzün önüne geliyor. Abdülhamid Muhaciri mahlasıyla yazdığı Cihad Günlüğü adlı kitabında Afganistan cihadından anılar var. Kar Çiçeği adlı kitabında Yıldız'ın öğrencilik ve gençlik yıllarından anılar yer alıyor. Güllerin Vedası adlı kitabında muhtelif örnek şahsiyetlerin hayatlarından kesitler sunuyor.
Mübarek Ramazan'a yaklaşıyoruz. Ramazan ibadet ve yenilenme ayıdır. Günâhlardan arınma ve hayata yeniden başlıyormuş gibi ahdini tazeleme ayıdır. Onun için bu ayı iyi değerlendirmeliyiz. Nasıl değerlendireceğimiz konusunda da örneğimiz İslâm'ı tebliğ eden yüce peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)'dir. Önde gelen fıkıh âlimlerinden İbnu Receb el-Hanbeli'nin “Peygamberimiz (s.a.s.) Ramazan'da Nasıl İbadet Ederdi?” adlı kitabını Filiz Eğitim Kültür ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Türkçeye kazandırmış.
Hamza Türkmen, maşallah bu sıralarda bayağı üretken. Okuyucu onun son yayınlanan kitabını bitirinceye kadar o yeni bir kitap yazıyor. Son yayınladığı kitabı da bildiğim kadarıyla “Açılım Politikaları, Kemalizm ve Müslümanlar.” Eğer daha sonra bizim henüz haberdar olamadığımız yeni bir kitabı piyasaya çıkmadıysa tabii. Son görüşmemizde bu kitabını takdim etmişti ve ben de Mavi Marmara yolculuğunda okumak için yanıma aldığım kitapların arasına koymuştum. Bir kısmını okudum ama henüz bitiremeden siyonist katiller diğer tüm eşyalarımızla ve kitaplarımızla birlikte onu da gasp ettiler. Kitabını bana imzalayarak hediye ettiği için zannediyorum siyonist katillerin “arananlar” listesine artık Hamza Türkmen de girmiştir. Açılım politikaları son olaylardan sonra yeniden gündemi bayağı meşgul etmeye ve tartışılmaya başlandı. “Nasıl bakmalıyım?” sorusuna cevap arayanlar için kitapta faydalı bilgiler var.
İbrahim Sediyani'nin “Adını Arayan Coğrafya” adlı kitabı Türkiye'deki isim yozlaştırması konusunu iyi tahlil etmiş ve kitapta tarihini isminde bulan mekânların tarihe geçmiş adlarıyla, şapka gibi zorla başına geçirilmiş adlarının bir karşılaştırması var.

VAKİT