Kış üşütür, kardeşlik ısıtır

Dünyanın koronavirüs felaketinin pençesinde yeni bir yıla girmeye hazırlandığı şu günlerde Suriyeli kardeşlerimiz kendisini bir kez daha dayatan sel ve soğuk kışın yol açtığı zorluklarla boğuşuyor.

HAKSÖZ-HABER

Yılların geçmesi, mevsimlerin birbirinin ardın sıra yer değiştirmesi nicedir soğuk kamplarda, gayrı insani koşullarda hayata tutunmaya çalışan İdlibli mazlumlar için bir anlam ifade etmiyor.

Koronadan bin beter bir virüs: Esed zulmü

Dünya koronavirüsten korkuyor ama onlar zaten nicedir koronadan daha beter bir virüs olan Esed rejiminden neşet eden zulüm virüsünün yol açtığı korku ve endişeyi yeterince yaşıyor. Büyük bir çoğunluğu Esed-İran-Rusya şer bloğunun sistematik zulümleri sonucunda yerlerini yurtlarını terk ederek İdlib’de bulabildikleri derme çatma çadırlarda hayata tutunmaya çalışan savunmasız kadın ve çocuklardan oluşan İdlib halkını koronavirüs değil, insanlığın duyarsızlığı öldürecek.

Duyarsızlık virüsü onları öldürmeden…

İşte yine bir yılı daha geride bırakmak üzereyiz. Yeni bir yılın arifesindeyiz. Kışın soğuğunu iliklerimizde hissetmeye başladık. Bir kısmımız pandemi şartlarından ötürü mahrum kaldığı o çılgın ve şatafatlı yılbaşı gecelerini kutlayamamanın yasını tutuyor, bir kısmımız en azından virüsün henüz kendilerine bulaşmamış olmasının ve başlarını sokabilecekleri sıcak bir yuvaya sahip olmanın sevincini yaşıyor. Gel gör ki yeni yıl ve hatta korkusundan çareyi evlerimize sığınmakta bulduğumuz korona başını sokacak bir yuvadan, bir öğün yemekten mahrum yaşayanlar için ne anlam ifade edebilir ki?

İdlib’i geçici bir yurt edinen binlerce mustazaf kadın, gönülden yaralı yaşlı, yalın ayaklı yetim ve öksüz çocuk başını sokacak bir çadıra, karnını doyuracak aşa, kış soğuğunun üşüttüğü bedenini ısıtacak bir sobaya muhtaç.

Onlar mallarını mülklerini, evlerini ve hatıralarını geride bırakarak görece daha güvenli gördükleri İdlib’e can havliyle attılar kendilerini. Ve şimdi umut dolu bakışlarla gözleri yollarda, kardeşlerinden kendilerine ulaşacak yardım elini bekliyorlar. Onların bu durumu, kardeşlik ve dayanışma bilinciyle hayırda bulunmak isteyen duyarlı insanlar için de müthiş bir fırsat. O masumların derdine derman, umutlarına cevap olmak için küçük büyük demeden bağışta bulunmak, bağışta bulunanlar için ise bunu arttırmak şu koronalı zamanlarda yapılabilecek en güzel işlerden değil mi? Ahiret yurdunu arzu edenler için bundan daha büyük fırsat kapısı olabilir mi?

Özgür-Der hayrınızın mazlumlara ulaştırılmasına gönüllü elçi oluyor

Üstelik o gözü yaşlı, bağrı yanık, zulüm görmüş mazlum, yetim ve öksüz çocuklara yardımlarınızı ulaştırmanın birçok yolu da var. İşte Özgür-Der de bu araçlardan biri olarak öne çıkıyor. Duyarlı insanlardan gelen bağışlarla edinilen soba ve yakacağın İdlibli mazlumlara ulaştırılmasına Özgür-Der yetkililerinden Rıdvan Kaya, Hamza Türkmen ve Musa Üzer de eşlik etti. Mareten Mısrin bölgesindeki Muhayyem Habbad kampı ziyaret edilerek ihtiyaç sahibi ailelere 95 adet çadır, kömür ve soba dağıtımı yapıldı. Ama ihtiyaçların büyüklüğü düşünüldüğünde bunlar çok az kalıyor. Mazlum, mağdur, mustazaf kardeşlerimizin bu soğuk kışı atlatması için daha çoğuna ihtiyaçları var. Özgür-Der de bu durumu gözeterek kış kampanyasını sürdürme kararı aldı. Bu hayır zincirinin büyüyerek daha da kavileşmesi için katkınıza, katkılarımıza olan ihtiyaç da haliyle devam ediyor.

Dolayısıyla sizler de aşağıdaki iban hesapları üzerinden katkıda bulunabilir; bu hayır, kardeşlik ve dayanışma kervanında yer alabilirsiniz:

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi