Kırk yıldır süren yangın

Ahmet Varol

Mescidi Aksa’daki yangın kırk yıl önce 21 Ağustos’ta Siyonist işgalcilerin “sivil” olarak nitelediği Yahudi göçmenlerinden biri tarafından çıkarılmıştı.

el-Halil’deki Hz. İbrahim Camisi’nde gerçekleştirilen katliam da yine bir “sivil” göçmenin işidir. İşgalcilerin sivillerinin sicili oldukça kabarıktır. Ergenlik çağına ermiş olanlarının tamamına yakını silahlıdır ve sadece elbiseleri sivildir. Siyonist yönetim “devlet (!)” sıfatıyla kabullenmekte zorlanacağı bazı eylemleri onlara yaptırır. Mescidi Aksa’nın yakılması da bunlardan biridir.

Siyonist işgal bu kutsal mabedi ortadan kaldırmak amacıyla Kudüs’ün doğusunu işgal ettiği tarihten bu yana uğraşıyor. “Aşırı dinci” Yahudi akımlardan da yararlanıyor. Gerekçeleri daha önce yerinde Siyon Mabedi olduğu iddiasıdır. Gerçekte ise amaç İslâm ümmetinin Kudüs’le ve Filistin’le bağlantısını kuran önemli bir manevi köprünün ortadan kaldırılmasıdır.

Kırk yıl önce çıkarılan yangında aynı zamanda yüzyılların mimari ve kültürel birikiminden oluşan bir tarihi eser niteliğindeki Mescidi Aksa’nın muhtelif bölümleri yandı veya zarar gördü.

O zaman bu yangın Kudüs murabıtlarının çabalarıyla söndürüldü ve geniş alana yayılması önlendi. Ama Müslümanların ilk kıblesi ve harem mescitlerin üçüncüsü olan bu kutsal mabedin yüreğindeki yangın kırk yıldır sürüyor. Etrafındaki Siyonist eşkıya kuşatmasından dolayı onun yüreğinde yangın var. Bu eşkıyaların sürekli altını oymasından ve tehdit oluşturmalarından; sık sık kirli ayaklarla baskınlar düzenlemelerinden dolayı yangın var. Hepsinden de önemlisi ümmetin ilgisizliğinden dolayı bu kutsal mabedin yüreğinde yangın var.

Filistin milletvekillerinden Muna Mansur, Mescidi Aksa’nın bugün karşı karşıya olduğu durumun kırk yıl önce yangın çıkarıldığındaki durumdan çok daha yürekler acısı olduğuna dikkat çekti.

Siyonist işgal kutsal mabedi her yönden Yahudi kuşatmasına almak için etrafındaki Müslüman mahallelerinde yoğun Yahudileştirme faaliyeti yürütüyor. İslâm dünyasının özellikle insan hakları ve hukuk kurumlarının ilgisizliği de onları cesaretlendiriyor. Bu konuda ayrıca ayrıntılı bir bilgilendirmeye ihtiyaç var.

Yangının kırkıncı yıldönümünde bu kutsal mabede yönelen tehlike hakkında insanlarımızın bilgilendirilmesi ve duyarlılığın artırılması için muhtelif çalışmalar da yürütülüyor.

Kudüs murabıtlarının önderi Şeyh Raid Salah’ın öncülüğünde Bayrak yürüyüşleri adıyla bir etkinlik başlatıldı. İşgal devleti, Kudüs ve Batı Yaka’da oturanların Mescidi Aksa’ya girmelerini engellemek amacıyla muhtelif uygulamalara başvurduğundan, 1948’de işgal edilmiş bölgede yaşayan ve kendilerine “İsrail kimliği” verilen Müslümanların zaman zaman namazlarını bu camide kılmaları böylece bu kutsal mabedin boş kalmaması için otobüsler tutuluyor ve isteyenlerin ücretsiz gelmesi sağlanıyor. Çünkü bu camide cemaat az olduğunda “aşırı” diye nitelendirilen Yahudi cemaatlerinin mensupları hemen baskın düzenliyorlar. Etkinliğin sürdürülmesi için dünya Müslümanlarının Bayrak yürüyüşlerini organize eden kurumlara yardım etmeleri gerekiyor.

Uluslararası Kudüs Müessesesi, kutsal mescidin yakılışının 40. yıldönümü münasebetiyle 15 Ağustos-5 Eylül tarihleri arasında yürütülecek bir kampanya başlattı. 28 Ağustos Cuma gününü de Mescidi Aksa’yla dayanışma günü ilan etti. Kampanyasını “40 Yıldır Yangın Sürüyor... Aksa’mızı Koruyalım!” sloganıyla sürdüren Kudüs Müessesesi, 28 Ağustos’ta tüm İslâm âleminde bu kutsal mabed için etkinlikler düzenlenmesini önerdi. Üstat Yusuf el-Karadavi de bu çağrıya ses verilmesini isteyerek 28 Ağustos Cuma günü hutbelerde Mescidi Aksa’nın önemi ve bu mabede yönelen tehlikeler üzerinde durulmasını teklif etti.

Bu yıl Kudüs gününde de kırk yıldır süren yangına ağırlık verilmesi mümkündür.

Biz de Allah’ın izniyle Mescidi Aksa’nın tanıtımı faaliyetlerine katılmak ve bu konuda bilgilenmek isteyenlere kaynak oluşturması için “Mahzun Mescidi Aksa” başlıklı bir sunum hazırladık. 19 Ağustos Çarşamba günü gazetemizin Kültür-Sanat sayfasında da etraflı tanıtılan bu sunumun görüntü ve bilgi yönünden doyurucu bir kaynak olduğunu göreceksiniz. Etkinlik düzenleyeceklere bu sunumu değerlendirmelerini öneriyoruz.

İKÖ’nün Mescidi Aksa’nın kundaklanması sonrası öncelikle Kudüs davası için kurulduğunu ve Kudüs Komitesi adlı özel komitesinin olduğunu, kırk yıldır yangının sürmesine rağmen söze gelir bir şey yapmadığını da hatırlatma gereği duyuyoruz. Yangının kırkıncı yılında öncelikli görevini hatırlayıp Kudüs’teki Yahudileştirmenin ve Mescidi Aksa’yı tehdit eden faaliyetlerin önüne geçmek için müşahhas adımlar atmasını bekliyoruz. Sayın Dışişleri Bakanımız Davutoğlu’na da bu konuda İKÖ’ye öncülük etmesi için görev düşüyor.

VAKİT