Türkiye'ye yapılmış “en büyük kötülük” olan 27 Mayıs Darbesi'nin kırk dokuzuncu yıldönümüydü, dün: 27 Mayıs İhtilali, Türkiye'de darbe süreçlerini başlatmış, sonraki askeri müdahalelerin de temelini oluşturmuştur.
Kimi laikçi-ulusalcı simaların ısrarla öne sürdüğü gibi bir “devrim” değildi, 27 Mayıs…
Bütün damarlarında ABD-NATO'nun dolaştığı 'gayrı milli' bir operasyondu.
*
Yarım yüzyıldır kıyasıya tartışıldığı halde, 27 Mayıs Darbesi'nin perde arkasıyla ilgili bazı temel sırlar, şok edici gerçekler hala gün ışığına çıkabilmiş değildir.
Bunca zamandır 27 Mayıs kapsamında tedavülde bulunan belli başlı 'resmi tarih' ezberlerini sorgulamadan ihtilalin perde arkasındaki temel hakikate ulaşmak mümkün olmayacaktır.
Örneğin, “Demokrat Parti erken seçime gitseydi, ihtilal ve de idamlar olmazdı” kanaati bir yanılsamadan ibarettir.
27 Mayıs Darbesi'nin kurgusallığı, Adnan Menderes'in “infazına” dayalı bir “Gizli Devlet” kararıydı.
Yani, 27 Mayıs darbesinden çok daha önce “kalemi kırılmıştı” Menderes'in…
Kalemi neden mi kırılmıştı?
“Türkiye'ye yapılmış en büyük ihaneti” keşfetmiş olduğu için!
Dramatik hadisenin sırrı “Ankara'daki Washington” gerçeğinde saklıdır…
Washington'a bağlı “Gizli Devlet” mekanizmasının varlığını ve o “bütün kurumların üzerindeki yapı”nın sırrını öğrenmiş, neticede “kontrolden çıkmış” bir “Başvekil” vardı!
“Gizli Devlet” yapılanmasının “kitabına” aykırı davrandığı için idam edilmiştir, Adnan Menderes…
*
Menderes'in 17 Şubat 1959'daki uçak “kazası”ndan “beklenmedik bir biçimde” kurtulmuş olması, 27 Mayıs'ı da beraberinde getirmiştir!
Gerçeği arayan herkes, siyasi tarihimizin karanlık odalarıyla yüzleşmek zorundadır.
Yakın tarihimizdeki sarsıcı hadiselerin perde arkası, yıllardır kamuoyuna sunulduğundan çok farklıdır…
Şok edici derin gerçeklere “komplo teorisi” muamelesi yapmak, toplumu kasten yanıltmak anlamına geliyor.
Zaten, “aslında ne olduğu” eninde sonunda ortaya çıkıyor.
Gerçeklerin üzerini sonsuza kadar örtebilmek imkansızdır.
27 Mayıs'ın çok kirli perde arkası da er veya geç tümüyle gün ışığına çıkacaktır.
*
“Sahibinin Sesi” Yassıada Mahkemesi'nin finalde hangi kararları alacağı “karanlık senaryo”da yazılıydı.
Menderes, Anayasa'yı ihlal eden kurmaca bir yargılamanın sonunda 'hiçbir suçu olmadığı halde' tamamen fabrikasyon iddialara dayalı olarak asılmıştı.
Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın “27 Mayıs Faşizmi” eliyle idam edilmesi Türkiye'de o denli büyük bir yarılma meydana getirmiştir ki, bu büyük yaralar aradan yarım yüzyıl geçtiği halde hala acıyor, kapanmıyor.
*
Ergenekon Davası'nın, -netice itibarıyla- Türkiye'deki darbe süreçlerinin arka planının aydınlatılmasında/deşifre edilmesinde birebir etkili olacağını öngörmek zor değildir.
Ergenekon yapılanmasından yola çıkılarak “derin gezegenimizin” merkezine seyahat edildiğinde…
27 Mayıs'ın öncesine ulaşıp o dönemin gizli şifrelerini de kırmak kaçınılmaz bir sonuçtur.
27 Mayıs 1960 Darbesi, Washington'ın 11 Haziran 1944'ten itibaren Ankara'da gizli hakimiyet kurmasıyla başlayan “karanlık iktidar” sürecinin kurguladığı bir askeri müdahaleydi.
YENİ ŞAFAK