HAKSÖZ HABER
Mescidi Aksa’ya yönelik İsrail saldırganlığı tüm dünyada tepkilere yol açıyor. Türkiye de bu zulme karşı sesini en fazla yükselten ülkelerin başında geliyor. Cumhurbaşkanından sokaktaki vatandaşa, kurumlara sivil toplum örgütlerine kadar herkes infial gösteriyor. Sosyal medyada milliyetçi retoriğe de dönüşen hamasi sloganlar havalarda uçuşuyor. Ne var ki aynı anda sergilenen ve tüm bu hareketlilikle bağdaşmayan kimi görüntüler samimiyet ve inandırıcılık sorununa yol açabiliyor.
İşte geçtiğimiz günlerde İsrail Dışişleri Bakanı Gabi Eşkinazi’nin daveti bu tür bir manzaraya yol açtı. Mavi Marmara katliamının da sorumlusu olarak Türkiye’de gıyabi olarak yargılanan isimlerin başında gelen Eşkinazi bir ‘iftar daveti’ vermiş. Ve bu davete İslam beldelerini temsilen değişik ülkelerin temsilcileriyle birlikte Türkiye adına maslahatgüzar Tolga Budak da katılmış.
Kimse ne var bunda diplomatik nezaket çerçevesinde bir davete katılım diye olayı küçümsemesin. Masasında yer aldığınız adamların bolca yayınladığınız kınama bildirilerinizi dikkate almayacağı açık değil mi?
Günlerdir, haftalardır Kudüs’te yaşanan zulüm tabloları canlı bir biçimde gözler önündeyken sergilenen bu görüntü elbette İsrail açısından bir kazanım, Türkiye gibi Siyonist terörü her fırsatta kınayan bir ülke içinse çelişki manzarası.
Gerçekten hamasetten ileriyle gitmeyen söylemler ve bu söylemlerle çelişen adımlarla bir yere gelinemeyeceği görülmeli. Her fırsatta İsrail’i yakarız, yıkarız diye slogan atan ama pratikte İslam beldelerini tarumar eden İran örneği önümüzde duruyor. Türkiye İran’ın İslam Ümmeti nezdinde düştüğü duruma kendini düşürmemeli! Artık bazı şeyleri ciddiye almanın zamanının geldiği görülmeli. Ve ortaya çıkan bu çelişkili görüntünün hesabı mutlaka sorulmalı!