Suriye’de Baas rejiminin çok miktarda sarin ve hardal gazı stoğuna sahip olduğu uzun süredir tahmin edilirken, son saldırının görgü tanıkları, kesin dille siviller arasında "nefessiz kalma ve zehirlenme vakaları" görüldüğünü ve toplu ölümlerin kimyasal gaz kullanılmasından kaynaklandığını ifade ediyor.
Kimyasal silahlar, Kimyasal Harp Ajanları Birleşmiş Milletler’in 1969'da yayınladığı raporda “insanlar, hayvanlar ve bitkiler üzerine doğrudan toksik etkileri nedeniyle kullanılan ve fizyolojik etkileri nedeniyle canlıları kitlesel olarak çok kısa sürede öldürme veya yaralama kapasitesine sahip toksisitesi ve zehir etkisi yüksek, çevresel etkenlere dayanıklı, taşınması ve saklanması kolay her türlü katı, sıvı, gaz halindeki kimyasal maddeler” şeklinde tanımlanıyor.
Kimyasal silahlar kendi aralarında sinir sistemi zehirleri (Tabun, Sarin, Soman, Vx), yakıcı kimyasallar (Mustard, Azotlu Mustard, Lewisit), Akciğeri tahriş edici kimyasallar (Fosgen, Difosgen, Klorpikrin), sistemik zehirler (Hidrojen Siyanür, Hidrojen Sülfür), kapasite bozucu kimyasallar (BZ, LSD) ve kargaşa kontrol kimyasalları (Göz yaşartıcıları: CN, CS, CR) olarak sınıflandırılıyor.
Sinir gazları kimyasal silahlar içinde en tehlikeli olanı... Nispeten basit kimyasal tekniklerle üretilen, ham maddeleri ucuz ve kolay bulunan sinir gazları, kolaylıkla atılıp yayılıyor, cilt ve solum yolundan absorbsiyonları çok hızlı olduğu için kişinin sinir sistemine doğrudan doğruya etki ederek hayati fonksiyonlarını felce uğratıyor.
Suriye'deki Son Saldırının Şüphelisi: Sarin Gazı ve Etkileri
1938'de Alman kimyager Gerhad Schrader tarafından bulunanarak Nazi Almanyasında katliamlarda da kullanılan sarin gazı, "sinir sistemi zehirleri" grubu arasında sınıflandırılan türden olup, diğer sinir gazlarından renksiz ve kokusuz olmasıyla ayrılıyor. Zaten bu özelliğiyle zor tespit edildiği, aynı zamanda da oldukça güçlü, geniş ve çabuk etki yaptığı için en çok tercih edilen kimyasal silah.
Etkileri, "Burun akması, göğsün sıkışması, görüşün zayıflaması, nefes almada güçlük, aşırı terleme, adalelerin kasılması, kusma, gözbebeklerin küçülmesi ve görüşte bulanıklık, sendeleme, şaşkınlık, uyuşukluk, hafıza kaybı, çırpınma, koma, nefesin kesilmesi ve ölümün meydana gelmesi" olarak tanımlanıyor.
Çok küçük bir damlasıyla dahi sinir sistemini felç ederek saniyeler içinde canlıları yok edebildiği için, en acımasız savaş aracı sayılan sarin gazı, 1988 yılında Saddam Hüseyin'in Irak'ın Kürtlerin yaşadığı Halepçe'deki 6 bine yakın insanı katletme aracıydı.
Öldürücülüğü Yüksektir
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz, "Sinir sistemi yoluyla etki eden sarin gazının belirtileri çeşitlidir. Öldürücülüğü yüksektir. Sinir sitemini etkilediğinden nöbetlere neden olabilir. Ayrıca aşırı terleme, bulantı, kusma, solunum yolları salgılarında, salya ve tükürük artışı gibi etkiler görülebilir. Kimyasal silahların sağlık etkileri açısından boğucu etkenler, tüm solunum yollarını tahrip ederek aşırı nefes darlığı ve solunum durmasına yol açar" dedi.
Türkiye Psikiyatri Derneği Üyesi Doç. Dr. Burhanettin Kaya da kimyasalların merkezi sinir sitemi üzerindeki etkileri yanında ciddi ruhsal sorunlara yol açabileceğini vurguladı. Kaya, bunlara maruz kalan kişilerde yönelim bozukluğu, huzursuzluk, anksiyete, boğulma hissi ve panik duygusunun görülebileceğini söyledi. AA