"Kimse Sokakları Hareketlendirmeye Kalkmamalı"

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "İç güvenlik paketi"ne ilişkin, "Paketi bahane ederek kimse AK Parti karşıtı bir koalisyon oluşturmamalı ya da bunun üzerinden sokakları hareketlendirmeye kalkmamalı. Bu doğru değil" dedi.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, ATO Meclis Salonu'nda, Anadolu Yayın Platformu üyeleriyle yemekte bir araya gelen Kurtulmuş, çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"Çözüm Süreci ve HDP'nin seçimlere parti olarak girme kararına" ilişkin soru üzerine, Kurtulmuş, gönlünün, HDP'nin Parlamento'da bulunmasından yana olduğunu söyledi. 

Çözüm Süreci'ne karşı gelen hiçbir iradenin ayakta duramayacağını ifade eden Kurtulmuş, "Çözüm Süreci'ni baltalayalım, Türkiye'de yeniden silahlar konuşsun" diyenlerin yanlış yapacağını, bunun Türkiye'de siyasi karşılığının olmadığını dile getirdi.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu başta olmak üzere halkın da buna müsaade etmeyeceğini belirten Kurtulmuş, "Barışın kokusunu, tadını almış olan bir millet, halk tekrar kavganın, savaşın, çatışmanın içerisine girmez" diye konuştu. 

İç Güvenlik Paketi'ne ilişkin soru üzerine de Kurtulmuş, "Türkiye'de ortalama vatandaşların bir kitlesini temsil eden Cumhuriyet Halk Partisi nasıl olur molotofu savunur? Nasıl olur, yüzlerini kapatarak sokaklarda terör estirmek isteyenleri savunur" karşılığını verdi.

Bu paketin, bonzai ve uyuşturucuya karşı etkili mücadele imkanları getirdiğini belirten Kurtulmuş, muhalefetin, paketle ilgili kendilerine herhangi bir teklif getirmediğini kaydetti. 

Kurtulmuş, paketin, kamuoyundan gizlenerek, hükümete karşı bir manevra, muhalefet aracı olarak ortaya konulmaya çalışıldığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Buradan belki yeni bir Gezi provokasyonu nasıl oluşturulabilir, bunu yapmak isteyen bazı çevreler var. Dolayısıyla bunları kabul etmek mümkün değil. Hele hele Meclis'te önceki gün yaşadığımız o manzaraları Türkiye hak etmiyor. Bu anlamda, gerçekten iktidar partisinin grup başkanvekili konuştu, onu susturmaya çalıştılar. Ve ondan sonra ortaya çıkan o kavga görüntüleri, Türkiye'nin 30-40 sene evvelinde kalması gereken görüntülerdir. Bunları Türkiye hak etmiyor, milletimiz bu görüntüleri gerçekten telin ediyor. Biz, bir şeyi konuşacaksak, savunacaksak ya da karşı çıkacaksak bunları medeni şekilde savunur, medeni şekilde karşı çıkar olmamız lazım. Eğer biz, hele Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bu tartışmaları medeni insanlar olarak tartışmayı başaramıyorsak gerçekten eyvah. Bu fevkalade vahim bir durumdur. Bu güvenlik reformu paketiyle ilgili olarak kimin ne görüşü, hangi teklifi varsa bu tekliflerini getirsinler. Ama bu paketi bahane ederek, kimse AK Parti karşıtı bir koalisyon oluşturmamalı ya da bunun üzerinden sokakları hareketlendirmeye kalkmamalı. Bu doğru bir şey değil."

"Barış türkülerini birlikte söyleyelim"

Çözüm Süreci'nde, çözüme çok yaklaşıldığı bir ortamda, sokakların karışmasını, insanların emniyetlerinin ortadan kaldırılmasını sağlayacak süreçlerin başlatılmasını, herkesin önlemesi gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Özellikle HDP'li arkadaşlara şunu söylüyorum; HDP'nin izlemesi gereken yol, geçtiğimiz 10 Ağustos seçimlerinde, HDP'nin seçmeni tarafından ortaya konulmuştur. HDP seçmeni ne istiyor? Sayın Demirtaş, adaylığı sırasında 'barış dilini' kullandığı, bir Türkiye partisi olma refleksiyle hareket ettiği, Türkiye'nin bütününe ilişkin projeleri gündeme getirdiği zaman oylarının daha fazla arttığını gördü. Ama bu gerilim, sokak çatışması, molotofkokteyliler, gösteriler, adam, bina yakmalar başlarsa inanın bundan Türkiye kaybedeceği gibi politik olarak HDP de kaybedecek. Dolayısıyla bu kadar sınanmış, halkın yol göstermiş olduğu politik süreçler ortada ve açıkken, ben HDP'lilerin de bu konuda samimi ve tutarlı olmaları gerektiğine inanıyorum. Kendilerini, samimi ve tutarlı olmaya davet ediyorum.

Hep beraber inşallah şu başlamış olan Çözüm Süreci'ni bitirelim, Türkiye'nin her yerinde, sokağında, ovasında, dağında, yaylasında barış halaylarını birlikte çekelim, barış türkülerini birlikte söyleyelim. Türkiye bu noktaya çok yaklaşmışken, Türkiye'yi tekrar eski döneme, geriye döndürecek adımların atılmasına asla razı olmayız. Çözümü, barışı savunacağız ama aynı şekilde biz Türkiye'de 77 milyon vatandaşımızın tamamının da güvenliğinden sorumluyuz ve bu güvenliği de sağlayacağız."

"İnsanlar ne kan ne barut kokusu istiyor"

Çözüm Süreci'nin hem muhatabının hem de sahibinin millet olduğunu ifade eden Kurtulmuş, bugüne kadar 50 bine yakın insanın öldüğünü, bunun Türkiye'nin birliğine, dirliğine, Kürt kimliğine ve kültürüne hiçbir fayda sağlamadığını söyledi.

Başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu halkı olmak üzere insanların tamamına yakınının bu şekilde düşündüğünü belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Sonuçta herhangi bir sürecin yürüyebilmesi için ortalama vatandaşın fikri önemlidir. Ortalama vatandaşın fikri barıştan yanadır, Çözüm Süreci'nin başarıyla sonlandırılmasından yanadır. İnsanlar bir daha ne kan kokusu istiyor, ne barut kokusu istiyor ne de silah sesleri duymak istiyor. Türkiye artık bu aşamayı geçmek durumundadır. Ümit ediyorum ki her türlü gerginliğe rağmen bu süreç halkın sahipliğinde devam edecektir. Ben herkesi, HDP'liler başta olmak üzere bütün siyasi aktörlere duyarlı olma çağrısında bulunuyorum. Bu sürece zarar verecek iş, söylem ve eylemden kaçınmaya davet ediyorum. Çünkü Allah korusun her sözün... Söz kolay ağızdan çıkar, hareket de kolay, bir hareket yaparsınız, agresif davranış içinde olursunuz ama bunun sonucu ne olacak? Herkesin söylediği sözün, ağzına aldığı her cümlenin ve elinden dökülen her işin gerçekten sahibi olması, bu anlamda da halkımızın barışına katkı sunacak işlerin, sözlerin ve eylemlerin içinde olmasını diliyorum."

Haber Haberleri

Mehmet Görmez’den Riyad’daki festival görüntülerine tepki: İslam'ın değerlerine saldırı
Bağdat'taki rehabilitasyon merkezinde 5 bine yakın uyuşturucu bağımlısı tedavi görüyor
Gazze'de 6 ay bombardıman altında yaşayan Salhiya: Bir ayağımız ahirette, bir ayağımız dünyadaydı
Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?
Özgür Özel hakkındaki "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "iftira" soruşturmasında ''yetkisizlik'' kararı