Televizyona çıkma meraklısı, poh pohlanma âşığı, dinini menfaatine satan veya sapkın bir din anlayışına sahip bulunan bazı ilahiyat hocalarının başörtüsü konusundaki yetkisiz ve geçersiz fetvalarından sonra bazı gazeteciler de fetvacılığa soyundular. Bazı arkadaşların Ruhat Mengi için şakadan "Ruhat Hoca" dediklerine şahit oldum. Böyle bir "Hoca" da İlhan Selçuk. Fransa'da mahkemenin verdiği 'burka' kararı üzerine, ara verdiği başörtüsü konusuna tekrar dönen Selçuk şöyle diyor:
"Kadında tesettür, demokrasinin amentüsü olan kadın-erkek eşitliğine aykırıdır... Tesettürü kadın 'bizzat' istese bile bu temel kural değişmez; çünkü kadının dinci talebi akla, bilime, özgürlüğe, İnsan Hakları Bildirisi'ne ters düşmektedir... Faslı bayan Faiza bir Fransız vatandaşıyla evlenmiş, Fransızca konuşan, Fransa'ya yerleşmiş bir hanım, ancak tesettürün kölesi... Neden?..
Çünkü burka giyiyor... Fransız Danıştayı bu nedenle Bayan Faiza'nın vatandaşlık başvurusunu reddediyor..."
Selçuk'a "Kimi kandırıyorsun" diye sordum.
Çünkü o, bu yazdıklarını, Türkiye'deki başörtüsü yasağına destek bulmak için yazıyor. Halbuki Fransa'nın reddettiği örtü burkadır ve burka, kadının bütün vücudunu örten, göz hizasına gelen kısmı biraz seyrek örgülü bir giysidir ve bizdeki çarşaftan bile daha sıkı bir örtünme biçimini gösterir. Aynı Fransa'nın, bizdekine benzer başörtüsünü yalnızca devlet okullarının ilk ve orta kısmında yasakladığını (2004 yılında çıkarılan bir kanun ile), başörtüsünün Fransa üniversiteleri ile özel okullarda serbest olduğunu İlhan Selçuk bile bilmektedir; bilmesi gerekir.
İlerlemiş yaşına rağmen yaman bir savaşçı olduğu anlaşılan Selçuk şöyle devam ediyor:
"Bugün Türkiye'de kadın tesettürüne karşı bir savaşım veriliyor... Kadınlar ne ölçüde bu savaşa katılıyorlar?.. Çoğu kadınımız Amerikalı zenciler gibi kendi özgürlüklerini ilgilendiren kavgaya seyircidir... Ama kimi kadındaki edilginlik ve kölelik ruhu tarihsel kavganın yazgısını belirleyemeyecek... Ancak zaman içinde kadın eğitim ve öğretimle özgürleştikçe, erkek bu süreci içine sindirdikçe tesettür elbette kalkacak..."
Türkiye sözde değil, özde ve Batı standartlarında demokrasinin yolunu tutmuş bir ülkedir. Bu ülkede belli bir anlayışı, ideolojiyi, inancı, meşru olmayan örgütler kurarak ve gerektiğinde silaha ve şiddete başvurarak dayatmak isteyenlerin "şu kalkacak, bu değişecek..." şeklindeki beklentileri kalkacak ve gerçek demokrasi, insan hakları, hukuk devleti ilkesi... yerleşecek. Evet sayın Selçuk tesettür kalkmayacak, tesettüre karşı savaş açanlar kalkacak, onlar yola getirilecek; hem de silah yoluyla değil, millet iradesiyle, yargı yoluyla, hukuk yoluyla.
Avrupa'da başörtüsü meselesini, başörtüsü ile kadının eşitliği ve hürriyeti arasındaki ilişkiyi de gelecek yazıda tartışalım.
YENİ ŞAFAK