Kim “İdam”ı Siyaset Malzemesi Yapmasın?

Başbakan’ın gündemleştirdiği idam tartışması popülizmin siyaseti ve aklı tahakküm altına almasının açık ve somut bir örneğidir.

HAKSÖZ-HABER

Cezaevlerinde PKK’lı mahpuslarca başlatılan açlık grevi ve ölüm orucu eylemleriyle birlikte ülke çapında tansiyonun bir hayli yüksek seyrettiği bir vasatta, açıklamalarıyla idam tartışmasına kapı aralayan Başbakan’ın ne yapmaya çalıştığını anlamak kolay değil. Başbakan tutumuyla adeta, PKK-BDP’nin zaten alabildiğine gerdiği ortamı daha da keskinleştirme çabası içinde gözüküyor. Hiç kuşkusuz çözmekten çok, sorunları büyütmeye aday bu tutumun ortamı daha fazla germek ve kutuplaştırmak dışında bir sonuç vermesi mümkün değil.

Daha önce BBP tarafından gündemleştirilmeye çalışılan “idam cezasının yeniden yasalaştırılması” tartışmalarına bu biçimde dahil olması Başbakan'ın da sağ siyasetin uzun yıllardır “ip üzerinde oynama” alışkanlığına prim verdiğini gösteriyor. Oysa bu tutumun Kürt sorunu gibi yakıcı, kompleks bir sorunu çözme noktasında hiçbir katkı sağlamayacağı gibi, sorunu daha da derinleştireceği çok açık.

İlkesel olarak mevcut yargı mekanizmasıyla ve adaletsiz hukuk zeminiyle idam cezasını savunmanın kabul edilemez olduğu görülmek zorunda. İdam cezasını “kısasta hayat vardır” düsturuyla savunmaya kalkan “İslami camia” içinde birilerinin de bir türlü anlamak istemediği bu gerçek, bunca zalimliğe sahne olmuş bir ülkede yaşayan insanlarca nasıl görmezden gelinir, doğrusu anlamak mümkün değil.

Pratikte de idam tartışması boş bir tartışma. AB sürecinin ilerletilmesi noktasında çok temel bir adımdı idamı kaldırmak. Şimdi buna geri dönülebileceğini düşünmek bile abesle iştigal. Nitekim konu hakkında bir şeyler söylemek durumunda kalan bakanların dahi dolaylı yollarla Başbakan'ın sözlerini “tashih” etmek zorunluluğu hissetmeleri gündemin abesliğine ışık tutan bir veri olarak değerlendirilmeli.

En komiği ise Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in bakanlığının böyle bir çalışma yapmadığını ifade ederek, idam tartışması üzerinden siyaset yapılmaması çağrısında bulunması oldu. Bakanın konunun siyaset malzemesi yapılmamasına yönelik çağrısı yerinde bir çağrı ama acaba muhatabı kim?  

 

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!