Kiliseden Beyaz Bayrakla Kaçtılar

Diyarbakır'da 1750 yıllık tarihi Süryani Kadim Meryem Ana Kilisesi'nin Papazı Yusuf Akbulut ve ailesi çatışmalar nedeniyle Sur'dan beyaz bayrakla kaçtı. Al Jazeera'ye konuşan Akbulut, "Ezan ve çan seslerinin susmasına gönlüm razı gelmiyor" dedi.

Haber: Abdulkadir Konuksever

 

Diyarbakır’ın Sur ilçesi Lalebey Mahallesi’nde bulunan bin 750 yıllık Süryani Kadim Meryem Ana Kilisesi artı tamamen boş. Çevresinde hendeklerin kazılması ve barikatların kurulması nedeniyle geçtiğimiz Çarşamba günü yasak kapsamına alınan mahallede bulunan kilisenin Papazı Yusuf Akbulut ve ailesi dün gece polisi arayarak beyaz bayrakla kiliseyi terk etti.

‘Çatı başımıza yıkılıyordu’

Sur Kaymakamlığı tarafından ailesiyle birlikte bir otele yerleştirilen Akbulut’un aklında kilisesinden başka bir şey yok. Üzgün olduğunu anlatan Yusuf Akbulut patlayan mayınlarla kilisenin temelinden sarsılması sonucu kaçmaktan başka çarelerinin kalmadığını söylüyor.

“Ne yazık ki terk etmek zorunda kaldık. Mahalle yasak kapsamına alınınca çocukları akrabalara gönderdik. Eşimle birlikte kalmayı tercih ettik. Ancak elektrikler kesildi, su ve telefonlar kesildi ve çatışmalar başladı gece. Öyle patlamalar oldu ki kilise sarsıldı, duvarları zarar gördü. Çatı az kalsın başımıza yıkılıyordu. Ben ölümü göze almıştım. Ama eşim diretti. Kalmamızın imkânı yoktu. Polisi aradık. Çıkmak istediğimizi söyledik. Polis bölgede çatışmaların sürdüğünü, kendi imkânlarımızla çıkarsak alabileceklerini söyledi. Bunun üzerine bir beyaz bayrak hazırladık. Kapıları kilitleyip çıktık. Sokaklar çok korkunçtu. Her tarafta hendekler, barikatlar ve kesilmiş elektrik telleri vardı. Patlamalar, silah sesleri arasında mahalleden çıktık. Polis zırhlı araçla gelip aldı bizi. Kaymakamlık bu otele yerleştirdi .”

‘Ezanlar ve çanlar susmamalı’

Yusuf Akgün çok üzgün, 1993 yılından beri bulunduğu Süryani Kadim Meryem Ana Kilisesi’ni terk etmenin 'gücüne gittiğini' söylüyor, ‘Ezan ve çan seslerinin susmasına gönlüm razı gelmiyor’ diye konuşuyor. 

“93 senesinden beri kilisede görev yapıyorum. Bu çatışmalar başladığında ayinlerimizi bile güçlükle yapıyorduk. Kilise cemaati korkudan gelemiyordu. Ama terk etmedik. Ezanlar ve çanlar susmamalı. Kilise ve Camiler Allah’ın evidir. Kutsal mekanlardır ve insanlar Allah’a sığınmak için gelirler. Özel yerlerdir ve korunmalıdırlar. Çıktığımız için bu hafta ayin yapamayacağız. Sur böyle olmamalıydı, dünyada eşi benzeri olmayan surlar, camiler ve kiliseler Sur’da. İnsanlar çok zor durumda, perişan oldular. Bütün dünyaya çağrı yapıyorum; artık insanlar ölmesin, yazıktır günahtır. Devlete de örgüte de seslenmek istiyorum, herkes barış istiyor, artık yeter, şehirde olmayacak şeyler bunlar.”

 

 
 

 

‘Çok korktuk’

Yusuf Akbulut’un eşi Şmuni Akbulut yaşadıkları geceyi anlatırken hâlâ korku içinde. Kiliselerinin yıkılacağını düşündüklerini bu nedenle çıkmak zorunda kaldıklarını söylüyor.

“Bombalar patlamaya başlayınca çok korktuk. Karanlığa gömüldük. Duvarlar sallanıyor, toz toprak dökülüyordu. Birbirimize sarılıp dua ettik çatışmalar boyunca. Son dakikaya kadar kalalım istiyorduk ama mümkün olmadı. Çocukları çıkarmıştık, sürekli arıyorlar çıkmamız için yalvarıyorlardı. Baktık olmayacak polisi arayarak beyaz bayrakla çıktık. Her taraf çukur, hendek, barikat ile doluşdu.aralarından güçlükle geçtik. Mahalleden çıkınca polis aldı bizi. Artık insanlar ölmesin, herkes çok perişan. Aklımızda kilisemizden başka bir şey yok.”

Kaynak: Al Jazeera

Haber Haberleri

DEM Partili Kızıltepe Belediye Başkanı Zeyni İpek istifa etti
Emevi Camii halılarının yenilenmesine Gaziantep talip oldu
"Çarşı"ın Gezi davasında tüm sanıklar beraat etti
Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı