Kılıçdaroğlu’nun “mümin” demesinden bile rahatsız olmak!

Özdemir İnce, Cumhuriyet’te yazdığı yazıda laik Kemalist ezberleri tekrarlayıp durmuş…

HAKSÖZ HABER

Özdemir İnce, memlekete nizam ve “yargı dağıtmak” için yazdığı yazıda siyasilerin kullandıkları kavramları “anayasa” süzgecinden geçiriyor. Kemalistlerin yıllardır kullandıkları “laikmetre” kıstaslarına göre Erdoğan zaten sınıfta kalmış.

Erdoğan’ın Camiler ve Din Görevlileri Haftası için yaptığı konuşmada “Dünya tarlasına iyilik eken ahiret hasadına iyilik toplamaya devam eder. Bu hayatın albenisine kendisini kaptıran insan, dünyasını da ahiretini de kaybeder. Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta sabretmektir. Gerçek mümin acıyı bal eyleyendir.” sözlerinden rahatsız olan İnce, kendince varlıklı ve yoksul vatandaşın görevlerini aktarmış. Öncelikle Erdoğan’ın sözlerinin anayasaya aykırı olduğunu belirten Özdemir İnce, Erdoğan’ın ahireti önceleyen sözlerini de ret etmiş oluyor. “Varlıklı vatandaşın görevi, devleti ve vatandaşları sömürmemek, adil ve merhametli olmak ve vergi kaçırmamaktır. Yoksul vatandaşın görevi ise bu durumdan kurtulmak için sınıf bilincine sahip olmak ve kendisine sabrı tavsiye eden ve acıyı bal eylemesini buyuran siyasetçiye iktidar yüzü göstermemektir.” Sömürü düzenine karşı olan zenginler ile sınıf bilincine sahip olan yoksullar vatandaşlık görevlerini öğrendiklerine göre herkes dağılabilir!

İnce’nin laikmetre ölçütlerinden nasibini alan diğer siyasetçi ise Kemal Kılıçdaroğlu olmuş. Yazar kişimiz, CHP Genel Başkanı olan siyasetçiye bile laiklik öğretecek kadar ustalaşmış bu işte. Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’ın sözlerine cevap vermek adına “müminin” özelliklerine atıf yapan konuşmasını beğenmiş Özdemir İnce. Kemal Kılıçdaroğlu siyasi argüman üretmek adına gösteriş ve alçakgönüllülük arasında Erdoğan’ın tutarsız olduğunu iddia etmiş. Katılırsınız katılmazsınız… Ancak İnce, beğendiği bu cevapta Kılıçdaroğlu’nun “dinsel damgalı” mümin kelimesini kullanmasından rahatsız olmuş. Kendisi gibi o da “vatandaş” kelimesini kullanmalıymış…

Cumhurbaşkanı’nın ayetlere atıf yaparak yaptığı konuşmasından, ana muhalefetteki partinin genel başkanının “mümin” demesinden bile rahatsız olan bir kafayla karşı karşıyayız. Yazısının devamında Karadeniz’deki doğalgazı bize “Yüce Tanrı”nın değil bilimin armağan ettiğini, Yaşar Nuri mealinden aktarıldığı özellikle belirtilen Kuran’daki başka ayetlerin de referans olarak kabul edilemeyeceğini söylüyor Özdemir İnce.

İnsanların inançlarına hiçbir şekilde yaşam hakkı tanımayan, kullandıkları kelimelere, kavramlara kadar müdahale eden baskıcı faşizan bir zihniyetle muhatap olduğumuz aşikar. Elindeki “hukuk” metnini sopa gibi kullanan birisinden adalet beklemek beyhude bir şey olurdu herhalde!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!