Kılıçdaroğlu’na Kim, Ne Gösterdi?

CHP ile Gülen Cemaati birlikteliğinin dikkat çekici sonuçlarını izlemeye devam ediyoruz!

HAKSÖZ-HABER

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bu sıralar sıkça Gülen medyasında arzı endam etmekte. Ve arada çok çarpıcı iddialar ve de itiraflarda bulunuyor. Dün akşam (Perşembe) Kanaltürk’te aynen şunları söyledi:

“Daha sonra pek çok iftiralar atıldı. O yaptı bu yaptı şu yaptı diye. Ben gözlerimle gördüm. Gözlüğünü takıp, o kasetleri izlediğini gözlerimle gördüm. Bir değil birden fazla kaseti izlediğini gördüm. Nerde gördüğümü açıklayamam. Video kaydı. Dizüstü bilgisayarda Erdoğan'a izlettiriliyor ve konuşuluyor. İnternete yayınlanan ses kayıtları, …. Onu anlatıyorum. İzleteneler aynı zamanda  Erdoğan'ı da görüntüye alıyorlar. Diz üstü bilgisayların üstündeki  kameradan Erdoğan'ı da kameraya alıyorlar. O konuşmalar internete düşen konuşmalardır. Haberi var. Çıkıyor diyorki ben kaldırttım diyor yalan söylüyor. Erdoğan haberi olmadan görüntüleniyor."

Şimdi burada durup bir düşünmek gerekir: Başbakanın Baykal ile ilgili kasetten haberi olduğunu iddia ederken Kılıçdaroğlu’nun sarfettiği sözler açık bir itiraf değil midir?

Ve sormak lazım: Başbakanın görüntülerini o gün kaydedip bugün sana izletenler kim?

Aynen Suriye ile savaş senaryosu mevzusunda olduğu gibi burada da Kılıçdaroğlu açığa düştü. 20 Mart’ta Samanyolu tv’de AK Parti hükümetinin Suriye ile savaş çıkartabileceğinden bahsetti. Ardından 23 Mart’ta Suriye uçağı düşürülünce Gülen medyası günlerce bunun seçim hazırlığı olduğunu gündemleştirdi. Ve 27 Mart günü bu konuyla ilgili dinleme skandalı patladı.

Buradan ne anlaşılmalı? Çok açık! Ne Kılıçdaroğlu’nun sözleri bir kehanetin ürünüydü, ne de  Zaman, Bugün, Samanyolu, Kanaltürk ve diğer Gülen medya organlarının Suriye uçağına dair ısrarlı yayınları habercilik refleksi ile sorulmuş sorulardı.

Belli ki, dün internete sızdırılan ve dinleme sonucu elde edilmiş toplantı içeriği bu yapı tarafından biliniyordu ve buna uygun yayınlar yaptılar.

Gelinen nokta çarpıcıdır. Kılıçdaroğlu’na birileri Baykal’ın kasetiyle ilgili Başbakanın görüntülerini izletiyorlar. Mantıklı düşünce neyi gerektirir? Başbakanı kasete alan kimse Baykal kasetini kotaran da odur, değil mi? Yoksa sıradan bir devlet görevlisi Başbakanın görüntülerini neden kayda alsın ve günü gelince servis etmek üzere arşivlesin?

Elbette Kılıçdaroğlu bugün için işine yaradığından ötürü bu soruları sormayacaktır ama kendisinin de bu pisliğe ortak olduğu, kirliliğe sonuna kadar bulaşmış olduğu açıktır.

Aynı şekilde Kılıçdaroğlu’nun Suriye ile savaş çıkartılabileceğine dair iddialarını da aynı kaynaktan beslenerek ortaya attığı anlaşılmıştır. Kimse kalkıp bir öngörüde bulundu ve haklı çıktı falan diyemez, Kılıçdaroğlu’nun çapının buna yetmeyeceği bellidir.

Sonuç: CHP-Gülen Cemaati birlikteliği hükümeti darbelemek kaygısıyla farklı alanlara açılarak sürmektedir. Ortada gerçekten kirli bir ittifak, usulsüz bir ilişki vardır. Ve tam manasıyla muta nikahını andıran bu birliktelikten doğacak çocukların da nesebi gayrı sahih olması kaçınılmazdır. 

 

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!