HAKSÖZ-HABER
Diyarbakır’da ölümleri engellemek için gerekirse “siyasi hayatını feda” edebileceğinden dem vuran CHP lideri, Rize’de çay üreticisinin sorunlarını Suriyeli mazlumlara fatura etti!
Dün Rize’de Rize'de düzenlenen “4. Uluslararası Karadeniz Kalkınma Kurultayı DOKAP ve Bölgesel Kalkınma Planları Sempozyumu”na katılan CHP lideri, yaptığı konuşmada hükümeti çaya yeterli ilgiyi göstermemekle suçladı.
Çay üreticilerinin sıkıntıları her dönem siyasetçilerin gündemini teşkil eden bir konu olmuştur. Bu yönüyle siyasetçilerin çay üzerinden politika yapması anlaşılabilir bir şey. Mamafih çay üzerinden Suriye’deki mazlumlara destek vermenin mahkûm edilmesi siyaset tarihine geçebilecek çapta bir çirkinlik. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun çay üreticilerine sahip çıkma adına Suriyeli mağdur ve mazlumlara sırt dönmeyi savunabilecek kadar yüzeysizleşen bu söylemi ulusalcı popülizmin açık bir örneğini oluşturuyor.
Yine de çok şaşırtıcı sayılmaz. Belki de “Kılıçdaroğlu bu, söyler, yapar” demek gerekir!
Nitekim aynı Kılıçdaroğlu geçtiğimiz hafta Kurban Bayramı ziyareti için Diyarbakır’da da sözleriyle dikkat çekmeyi başarmıştı. Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’i ziyaretinde cezaevlerinde devam etmekte olan açlık grevleri konusuna değinen Kılıçdaroğlu “Bu sorunun çözümü siyasi hayatıma mal olacaksa siyasi hayatımı feda ediyorum.” diye konuşmuştu.
Kılıçdaroğlu, insan hayatından daha önemli bir şeyin olmayacağını kaydederek, “Benim siyasette olmamla bir kişinin hayatını kaybetmesi diye bir denge kurmaya kalkarsak, benim siyasi hayattan çekilmem daha iyidir. Yeter ki bu ülkede insanlar barış huzur içinde olsunlar.” buyurmuştu!
Meclis’te Anayasa Komisyonunda vatandaşlık maddesi tartışmalarında Türklükten taviz vermeyen bir partinin genel başkanının sarf ettiği bu sözler karşısında insan ne diyeceğini şaşırıyor. O ne müşfik, ne cömert, ne fedakarane kişilik yapısı öyle, insanın gözleri dolu dolu oluyor!
Muhtemelen bu son derece dokunaklı ve yürek parçalayan sözleri Osman Baydemir ve Diyarbakır halkı da ağızları açık bir şekilde dinlemiş ve derinden sarsılmış olmalılar!