HAKSÖZ HABER
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Kemal Kılıçdaroğlu sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı bir videoda kullandığı dil ile ırkçı söylem ve eylemlere nasıl yaklaşılması gerektiği dersi verdi!
Kılıçdaroğlu konuşmasında: “Suriye’de başımıza gelen var. Şimdi Afganistan var. Daha gelecekler. 1 milyondan daha fazla gelecekler. 2400 km’lik yolu aşıp Türkiye’ye gelecekler. Oturup İran’la konuşmuyor. “Ya arkadaş sen bunu niye gönderiyorsun” demiyor. Geri İran’a iade edebilir uluslararası sözleşmeye göre. Onu da iade etmiyor. Türkiye’nin başına önümüzdeki süreçte büyük felaketler gelebilir. Büyük iç çatışmalar olabilir. Hepimiz sakin olmalıyız. Hepimiz. Karıştırmak isteyebilirler Türkiye’yi. Sakin olmalıyız. Bunları demokratik yollarla geri göndermek zorundayız. Sandığa gideceğiz ve bunları göndereceğiz. Sonra Türkiye’ye huzuru getireceğiz. Bunu yapmak zorundayız.”
Kılıçdaroğlu’nun kullandığı üslup ve dile baktığımızda göçmen insanlardan “bunlar” diye söz ettiğini ve sandıkla beraber “bunları” göndereceğini öğreniyoruz. Ülkedeki huzura, kendilerinin bu ırkçı ve nefret dilinin değil “göçmenlerin” neden olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu algı yönetimine başvurduğu konuşmasını bir seçim stratejisi olarak kullanıyor.
Kılıçdaroğlu konuşmasının yer aldığı videonun paylaşıldığı Twitter’a da şöyle yazdı. “Sevgili vatandaşlar, herkes çok hassas farkındayım ama hepimiz sakin olmak zorundayız. Bu işin sorumluları ile hesaplaşacağız, kurbanları ile değil. Yarın halledeceğimiz bir mesele için, bugün sizi provoke etmelerine izin vermeyin. Misafirlerimizi mutlu bir şekilde uğurlayacağız”
Kemal Kılıçdaroğlu ırkçılık konusunda provokasyonlar için başka adresleri işaret ederken, kendisini ırkçılıktan, algı şekillendirmeden ve provokasyondan beri tutmakta da bir beis görmedi.
Kılıçdaroğlu’nun paylaşımının ardından akıllarda: “CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Altındağ’da yaşanan yağma, talan ve ırkçı saldırıların faillerini kurban olarak mı görüyor?” sorusu belirdi.
Kılıçdaroğlu’nun nefret ile harmanlanmış konuşmasında kendisinin ve ona destek verenlerin görmek istemedikleri “altı çizili ırkçılığın” Türkiye’de nasıl şekilden şekle girdiğini, akıl ve vicdan sahipleri oldukça iyi görmekte.
Suriyeliler ve diğer göçmenler için sürekli bir şekilde dezenformasyona başvuran Kılıçdaroğlu, göçmenleri savaşların sürdüğü ülkelerine göndermekte oldukça kararlı görünüyor.