HAKSÖZ HABER
CHP lideri Kılıçdaroğlu, 2023 seçim sürecini merkeze alarak pragmatik bir siyasi yaklaşımla ilgili de olsa trajik bir meseleden yola çıkarak beklenenin aksine saldırgan, itham edici ve yıkıcı bir söylem geliştirmiyor.
Aksine Kılıçdaroğlu, bir taraftan üzüntü ve kaygılarını ölçülü bir biçimde dile getirirken diğer taraftan da şimdilerde Halk TV'de çalışan "tecrübeli" gazeteci Fikret Bila'nın bütün kışkırtıcı sorularına rağmen tipik "cemaat-tarikat" düşmanlığı jargonuna sarılmaksızın "düşünce ve inanç özgürlüğü" vurgularını yineliyor.
Geçmişten bugüne Kemalist ve sol-sosyalist cenahta yıldırım hızıyla yükselip parlayan "cemaat-tarikat-irtica-gericilik" çerçevesinde işleyen ve hiç şaşmaksızın İslam düşmanlığına dayanan tavra CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun hemen hiç prim vermeden mezkur trajik meseleye izah getirme gayreti dikkat çekici elbette.
Kemalist-Atatürkçü reflekslerle sosyal medyada start verilen "cemaat yurtları kapatılsın!" kampanyasını tertipleyen şarkıcı-türkücülerden gazeteci ve trollere uzanan kesimler Kılıçdaroğlu'nun bu usul ve tarzını ne derece takip edip benimser bilemeyiz. Fakat "indirilmiş din" şövalyelerinin dahi "fırsatın kazası olmaz" mantığıyla "selden kütük kapma yarışı"nda laik-seküler kesime sinyaller vermek üzere ve cemaat-tarikatlara yönelik öfke ve nefretini şevkle kustuğu bir vasatta kim ne derse desin Kılıçdaroğlu'nun soğukkanlılığı, makul ve kuşatıcı bir analiz yapma çabası önemlidir, değerlidir. Tutarsızlığını eleştirmekten, ideolojik takıntı ve düşmanlıklarıyla mücadele etmekten imtina etmediğimiz gibi bu türden objektif tutumlarını da takdir etmekten imtina etmemeliyiz.
Röportajın tamamı,
Ailesinin zoruyla kaldığı cemaat yurdundaki baskılar ve gelecek kaygısı nedeniyle yaşamına son veren tıp fakültesi öğrencisi Enes Kara'ya grup toplantısında ve sosyal medyada değinmediği için eleştirilen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yeni bir açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu, Kara'nın videosunu izlediğini söyleyerek, "Enes’in videosunu izledim, içim parçalandı, Enes gibi gençleri bizim iktidarımız kurtaracak" dedi.
Kılıçdaroğlu, Halk TV yazarı Fikret Bila'nın sorularını yanıtladı.
"Ben oy kaygısıyla gerçekleri söylemekten çekinmem"
-Olay cemaat evinde geçtiği için oy kaygısıyla yeterli tepki vermediğiniz eleştirisi var. Ne diyorsunuz?
“Eleştirilere elbette saygım var ama ilgisi yok. Bir iki nedenle hassasiyet gösterdim. Birincisi bilim insanlarının, psikiyatristlerin, psikologların bu tür olayların yazılması, dillendirilmesi konusunda uyarıları var. Bilimsel makaleleri var. Ben bilim insanlarının uyarıları konusunda hassasiyet gösterdim. İkinci olarak da çok acı, çok üzücü, yürek parçalayan bir olayı hemen sıcağı sıcağına siyasete konu etmeyi etik bulmadım. Hepsi bu. Yoksa ben oy kaygısıyla gerçekleri söylemekten çekinmem. Bugüne kadar da hiç çekinmedim. Doğru bildiğimi söyledim, söylemeye de devam edeceğim.
-Tarikat ve cemaatlerde öldürme, baskı kurma, cinsel istismar gibi olaylar yaşandığına ilişkin bir çok örnek kamuoyuna yansıdı. Özellikle yoksul ailelerin çocukları bu yurtlara gitmek zorunda kalıyor. Bu yurtlarla ilgili ne düşünüyorsunuz?
“Elbette sorunun fakındayız. Öneminin bilincindeyiz. Bu gençlerimizi iktidara gelir gelmez kurtaracağız. Bir yıl içinde yurt sorununu çözeceğiz. Gençlerimiz devlet yurtlarında, gayet rahat koşullarda, sıcak suyu olan, bir kişilik, iki kişilik odalarda güven içinde, özgürlük içinde kalacaklar. Şimdiden belediyelerimiz yurt yapmaya, üniversiteli gençlerimizin barınmaya uygun şekilde düzenlenmiş binalarımızda kalmalarına olanak sağlamaya başladılar. İktidarımızda bu sorunu kökünden çözeceğiz, özellikle yoksul ailelerimizin çocuklarına Aile Destek Sigortası’ndan burs vereceğiz, yurt sağlayacağız, başka yerlere gitmelerine gerek kalmayacak. Ayrıca bu yurtlarda ne oluyor ne bitiyor, çocuklar nasıl yaşıyor, çocuklara ne yapılıyor hepsini inceleme altına alacağız. Devlette denetimsiz alan olmaz. Bu denetimi gerçekleştireceğiz ve gereğini yapacağız. Annelerin babaların içi rahat olacak.
Tarikat ve cemaatlerin gençler üzerinde kurdukları baskıyla, dayattıkları inanç ve yaşam tarzıyla ilgili olarak ne düşünüyorsunuz?
“Biz düşünce ve inanç özgürlüğüne saygılıyız. Gençler istedikleri gibi düşünme, istedikleri gibi inanma özgürlüğüne sahip olmalıdır. Ancak Enes’in anlattığı gibi gençlerimize düşünce ve veya inancın zorla dayatılmasına da sonuna kadar karşıyız. Gençlerimiz özgür ortamlarda, güven içinde arkadaşlarıyla konuşabilmeli, tartışabilmeli istediği düşünceyi, inancı dile getirebilmeli, yaşayabilmeli. Hiçbir baskıyla, müdahale ile karşılaşmamalı. Biz gençlerimize özgürlük vaat ediyoruz ve bunu sağlayacağız. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Gençler bu ülkenin geleceğidir. Onları özgürce yetiştirmek, istedikleri düşünceye, inanca, yaşam tarzına sahip olmalarını sağlamak, bilimsel eğimle donatmak bizim görevimizdir.”