5 kaza 17 ölüm 83 yaralı. Bu bir trafik kazası haberi.
Trafik canavarları, PKK ile yarışıyorlar öldürme konusunda.. Yollar güzel, trafik denetimi normal, ama trajedi aynen devam ediyor.. Demek ki bu işler sadece devletle olmuyor.. Sonuçta herkes layık olduğu gibi idare olunuyor..
Hakkari’de ise 11 ölü 23 yaralı.. Bu da teröre verilen kurban. İkisine de çözüm bulamıyoruz..
Genelkurmay eski Başkanı’na göre, “Bütün orduları oraya yığsanız yine de terörle baş edemezsiniz”.
Bu adam yıllarca TSK’yı yönetti.. Böyle diyor, sormak gerek, “Sizin iyi çocuklara ne oldu?” Büyükanıt ne demek istiyor!.. Anladım, “Hırsız içeride iken kapıları kilitleme fayda vermez”.
Mesela PKK’lılar; ‘bütün güçlerimizi Kandil’e yığsak TSK ile baş edemeyiz’ demiyor.. PKK’nın hava kuvvetleri, gelişmiş silahları, takip sistemleri yok..
Kırgızistan’dan gelen haberlere bakılırsa, olaylar yatışmaya başlasa da, binlerce ölü, onbinlerce yaralı var.. Evlerinden kaçanlar yüzbinlerle ifade ediliyor. Yani beterin de beteri var..
İşte böyle.
Sonuç: İnsanoğlu kan dökücüdür. Onlar, adalet ve merhamet duygusunu kaybedenler “Belhum adal”dirler..
200-250 kişi gelmişler, 7 saat sürmüş çatışma. Teröristler sınırı geçerken pilotsuz uçakların kameralarına yakalanmışlar.. Kimi “bunlar köylüler” demiş, öyle ya köylüler bizde hep böyle dağda 200 kişi dolaşır.. Ötekisi, “yo canım kaçakçı bunlar” demiş, öyle ya bizi ne ilgilendirir.. Hani başlarında takke yok ki, irticacı diye yakalasınlar, ellerinde silah var. Köylüler olsa olsa grub halinde tavşan avına çıkmışlardır.. Anlık, acil istihbarat paylaşımından da sonuç yok. Aslında TSK saldırıların artmasını bekliyor, ama tedbir yok. Barzani ile bu konu konuşulmuş ama oradan da bir uyarı yok..
7 saat süren çatışma, hava birlikleri için en çok yarım saatlik mesafe.. En yakın birlik bu arada arkadan kuşatıp, kaçanları yakalayabilirdi. Ama askerlerimizin hakkını yemeyelim, kahramanca savaşmışlar, direnmişler..
Kılıçdaroğlu çıkıp, bu olaydan hükümeti sorumlu tutuyor.. Hükümet sorumlu olacaksa denetim, sorgulama ve yetki sahibi olması gerek. Peki o zaman neden bu imkanları iktidara sağlayacak anayasa değişikliğine karşı çıkıyorsunuz? Sahi Kılıçdaroğlu, Seyfi Oktay olayı konusunda ne düşünüyor aceba.. Tanımıyordur belki de hatta bilmiyordur, duymamıştır bile. Bu adam CHP’nin genel başkanı..
“Tavşana kaç, tazıya tut”.. Sureti haktan gözükecekler, arkadan sorumluları koruyup kollayacaklar.. Ergenekonun avukatlığına soyunup, komploya ortak olacaklar. Kılıçdaroğlu, şıracının şahidi bozacı rolünde..
Bahçeli, “dibek döğenin hık deyicisi” sanki.. Olağanüstü Hal istiyor.. Saldırganlar da her halde Türkiye’de böyle bir sonucu temenni ediyorlardır.. Başka ne istiyor olabilirler: Herhalde açılımı ve Anayasa değişikliğini engellemek.. CHP ve MHP de tam bunu yapıyor..
Olağanüstü Hal olunca ne olacak? Askerin yetki eksikliği mi var? HAYIR! Aksine askerin denetim eksikliği ve sorumluluk kusuru var.
Niye askerden bu işin hesabı sorulsun demiyorlar!
Kürt Ergenekonu deşifre edilmeden Ergenekonun avukatlığına soyunanların karanlık ilişkileri ortaya çıkarılmadan bu işin üstesinden gelinemez..
Seyfi Oktay’ın yakasını bırakmamak lazım.. Seyfi Oktay yetmez, öteki Adalet Bakanı, hani şu partizan atamaları ile övünen Moğultay var ya onu da sorgulamak gerek. O dönemin arşiv kayıtlarına bakın bakalım.. Ergenekonun yargı içindeki uzantılarını, mafia bağlantılarını, faili meçhullerin izlerini orada bulabilirsiniz.. O dönemdeki usulsüz işlemleri deşifre edin ve yok sayın, sistem çöker..
Sahi, Kozmik oda soruşturması ne oldu, o bomba yüklü kamyonlar neyin nesi idi? Ya ürkütmeyecektiniz ya da sonuna kadar gideceksiniz..
Mesela neden kimse Uğur Tönik’in anlattıklarını dikkate almaz.. Hani şu Özal suikastını, soruşturan Yargıtay eski savcısı..
TSK’nın içine bakmak gerek.. Bu konuda, şunun şurasında bir ay sonra görevi sona erecek olan bir adamdan fazla bir şey bekleyemezsiniz.. Onun yerine kim gelecek ve Askeri Şûra’da çetelere bulaşmış isimleri tasfiye edebilecek misiniz? Bunu yapamazsanız bu olaylar bitmeyecek..
Bir de bu olayların arkasında yabancı istihbarat örgütlerinin trojanlarını devre dışı bırakabilecek misiniz?
İtalya’da bir P2 vardı. Bu işin masonik bir ayağı olmalı. Daha Türkiye’de bu yönde hiçbir ilerleme olmadı..
Şimdiden söylüyorum, temmuz haziranı aratacak gibi gözüküyor.
Erdoğan PKK’nın kimin taşeronu olduğunu açıklamalı..
Aslında durum göründüğü kadar kötü değil. Hatta bu iş bir fırsata dönüşebilir.. Birileri suçüstü olmuş durumda.. PKK deşifre oldu. Apo yabancı biri değil. Apo’nun da kullanım süresi doldu. Artık tek bir PKK da yok.. CHP ve MHP de. TSK içindeki derin yapılar deşifre oldu. Yargı içindeki unsurlar ve bunların kimlerle nasıl bir ilişki içinde olduğu biliniyor.. Niyetleri de ortaya çıktı. Toplumsal destekleri yok..
İktidar bu süreci iyi yönetirse, bu olaylar CHP, MHP ve BDP’yi bitirir.. Eğer bu başarılamazsa, bu koalisyon, iktidarı bitirir.. Sonunda yine bu trio kaybeder. Onu bitirecek başka bir iktidar gelir..
Bana kalırsa iktidar bu işi başaracaktır..
Bu işin arka planındaki uluslararası karanlık ilişkiler deşifre edilmeden, yani kuklacı görülmeden, kuklaları hedefe oturtarak bu işi sonlandıramayız..
Arka planda bir sürü ülke ve örgüt var. Ama şu ikisi önemli: İsrail ve ABD içindeki Yahudi lobisinin etki alanı içindeki derin unsurlar..
Yargı ve TSK içindeki trojanların yakın takibe alınması ve kontrol altında tutulması gerekiyor.. MİT ilk defa bu kadar hayati bir rol üstleniyor.. Bu konuda Emniyet’le koordinasyon da son derece önemli. Bakalım Güler bu konuda nasıl bir zeka ve performans gösterecek? Çünki bu rol, bu süreçte hayati bir öneme sahip.
Güler’in, askerlerin kriz takip merkezine benzer, dost ve düşman kuvvetleri modelledikleri istihbarat stüdyolarına ihtiyacı var.. “Kurtlarla dans” etmek istiyorsanız, onlardan daha akıllı, daha bilgili ve daha hızlı hareket etmek zorundasınız..
Şimdi Erdoğan’ın bir defa daha birilerine “bir dakika” demesi gerekiyor.. Kararlı, cesur, bilgili ve dürüst bir çizgide, topluma yüzünü dönerek, açık ve dürüst bir şekilde, şeffaf bir şekilde gerçeği masaya koyması gerekir.. Gizlilik onlar için ne kadar hayati ise Erdoğan’ın gücü açıklık ve şeffaflığındadır..
Şimdi bu son saldırıdan sonra hem PKK ve hem de bu sonuçtan sorumlu güvenlik kurum ve personelden bu işin hesabı sorulmalıdır.
Selâm ve dua ile..
VAKİT