Kibirden beslenen trolleşme eğilimi

Mustafa Özcan nefse hoş gelen trolleşme eğilimini inceliyor.

Mustafa Özcan / Maarifin Sesi

Fikri ucupla beslenen trolleşme eğilimi

Kendini beğenen adam başkalarının fikirlerine değer vermez. Altın küpe ayarındaki tenbihat veya uyarılara kulak kabartmaz ve onları kale almaz. Dinlemez.  Kendini beğenen kendini harice kapatır ve ortak akıldan yararlanamaz. Bilakis kendi fikirlerini öne çıkarır ve böylece kendini ekseninde deveran eder. Ucup yani kendini beğenmişlik manevi hastalıklardan birisidir. Bunun boyutlarından birisi de fikri ucuptur.   Nefsi ucubun boyutlarından birisidir.  Fikri enaniyettir. Cehaletin mertebelerinden birisidir.  Günümüzde ucup çeşitlerinden fikri ucup çok yaygınlaşmış ve daha fazla öne çıkmış görünüyor. Bu da nefsi ucubun şubelerinden birisidir.  Nefsi ayıplardan olan ucup aynı zamanda fikri boyutu da kapsamaktadır. Bu meyanda başkalarının fikirlerine metelik vermemek insanı köreltir.

Hadiste bu boyut çok açık bir surette dile getirilmektedir.

Ebu Davut, Tirmizi,  İbni Mace ve Beyhaki’nin aktardığına göre Ebu Umeyye eş Şabani, Ebu Salebe el Huşeni’ye gelir ve şu ayeti nasıl anlamalıyız diye sorar. Ayet şudur: Siz hidayet üzerine oldukça, sapıtmış kimseler size zarar veremez..  Huşeni  ‘gerçekten de uzmanına denk geldin ve sordun’ mealinde karşılık verir. Ben de bunu Resulullaha sormuştum. Şöyle buyurmuşlardı:  ‘Marufu emredin ve münkerden sakındırın, kaçındırın.  Ram olunan cimriliği ve tabi olunan arzu ve hevayı ve etkileyici dünyayı (dünyevileşme kastedilmeli), her fikir sahibinin kendi fikriyle yetindiğini gördüğünde ve gücün yetmediği bir durumla karşılaştığında avamı yani halkı kendi haline bırak. Terk et.  Arkanda sabır yüklü günler vardır. Sabır, koru elinde tutmak gibidir. O vasatta ve ortamda amel eden ve abidlerden olan kişi, sair vakitlerde aynı ameli işleyen 50 kişinin alacağı sevabı alır.’

Burada hadis, herkesin kendi fikriyle meşbu olduğu bir ortamda, emri bi’l-maruf ve nehyi ani’l münkerin terk edilebileceğini ve insanın içine kapanabileceğini yani uzlete çekilebileceğini hükme bağlıyor ve öngörüyor. İmam Gazali Şam’da uzlete giderken veya içine çekilirken bu ve benzeri hadislerin ışığında hareket etmiş ve etkisinde kalmıştır. 

İşte bu devre  ‘her koyun kendi bacağından asılır’ tekerlemesine uygundur. Aksi halde emri bi’l maruf nehyi ani’l münker atıl kalır ve Müslümanların yükselmesine sekte vurur.  Emri bi’l maruf İslam ümmetinin sigortasıdır. Ortada asılı bırakılan bir koyun kokar ve çevresine kötü koku salar. Yine Hazreti Peygamber insanları bir geminin yolcularına benzetmiştir. Alt bölümde yolculuk yapanlar yukarı veya güverteyi dikkate almadan buradan delik açacak ve su alacak olsalar,  gemi alabora olur ve dalgalara kapılır gider. Bu da bütün gemi sakinlerinin zarar görmesi anlamına geliyor. Dolayısıyla üst kattakiler alt kata mukayyet olmak zorundadırlar.   

Lakin kalpler ve kulaklar mühürlenmişse ve kimse kimseyi dinlemiyorsa yapacak bir şey yok demektir.

Günümüzde fikri ucup trolleşmeyi akla getirmektedir. Hadis bu yönüyle ahir zaman alametlerinin sosyolojik boyutta bir izahından ibarettir. Kimse kimseyi dinlememesi trolleşme eğilimini beslemektedir.  Farklı fikirlerden mahrumiyet çeşitlilik ve zenginliği öldürür.  G. Bernard Shaw’ın dediği gibi “Başkalarına karşı işlediğimiz en büyük günah onlardan nefret etmek değil, onlara karşı kayıtsız kalmaktır.” Batılıların kalkınmasının dayanak ve sütunlarında birisi özeleştiri kültürüdür. Bu da ötekini dinlemektir.  “Fikri ucup veya trolleşme fikri gelişmeyi sekteye uğratır.

   Bu ucup hali bir yönüyle İslam’ın ilk günlerinde müşriklerin ‘vel’gav fihi’ ifadesiyle ve ibaresiyle fikre kilit vurma ve gürültü ile boğuntuya getirme kampanyasını akla getirmektedir.  Ayette buna lağviyat deniliyor ve haşviyat ile eşdeğerdir.   Fissilet 26’ıncı ayette bu husus şöyle tasvir edilmektedir: İnkârcılar dediler ki: “Bu Kur’an’ı dinlemeyin. Baskın çıkmak için o okunurken yaygara koparın!” Önemli olan havanda su dövmek değil doğruyu bulma çabası ve onu bulmak için yarış halinde olmaktır.   Yapılması gereken, Allah’a giden yolların önünü kesmek yerine önünü açmak ve bunun için hayırlı bir yarış platformu kurmaktır.

Mustafa Özcan

Yorum Analiz Haberleri

Döktüğün kan yetmedi mi hala utanmadan konuşabiliyorsun?
"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango
Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?