Röportaj: Elif Selin Çalık - Zerrar Cengiz / Anadolu Ajansı
Washington Merkezli Keşmir Farkındalık Forumu Genel Sekreteri Dr. Gulam Nabi Fai, "BM, 1953’de Güney Asya’da iki ofis açtı. Biri Pindi’deydi. Çünkü o dönemde bilindiği üzere İslamabad diye bir şehir yoktu. Öteki ise benim şehrim Keşmir’in başkenti Srinagar’daydı. Buraya açılan ofisler konunun hassaslığına işaret etmektedir. Keşmir meselesinin Filistin meselesi gibi hassas bir konu olduğunu buradan anlayabilirsiniz." dedi.
Washington Merkezli Keşmir Farkındalık Forumu Genel Sekreteri Dr. Fai, Hindistan-Pakistan arasında ihtilaf konusu olan Keşmir bölgesindeki siyasi süreci, uluslararası aktörlerin Keşmir'deki tutumlarını, Keşmir'deki insan hakları ihlallerini, sorunları ile bilinen Keşmir'in yetiştirdiği dünyaya mal olmuş önemli isimleri konularında Anadolu Ajansı muhabirinin sorularını cevapladı.
Dr. Gulam Nabi Fai'nin sorulara verdiği cevaplar şöyle:
Yıllardır çözüme kavuşturulamayan Keşmir'in statüsü meselesinin Filistin gibi hassas bir konu olduğunu dile getirmektesiniz. Bunun sebebini açıklayabilir misiniz?
Dr. Gulam Nabi: "Keşmir meselesi sadece Pakistan ile Hindistan arasındaki "sınır sorunu" değildir. Bu meselenin tarihi ve uluslararası pek çok boyutu vardır. Esasında Keşmir konusu, problemin çözümünde ihtilafa düşen iki tarafın da öneriler sunduğu uluslararası bir meseledir. Yani, hem Pakistan hem Hindistan, meselenin çözümü için bir takım öneriler sunmuşlardır. Bu öneriler içerisinde yer alan bir referandum ile "Keşmir’in geleceğinin Keşmirliler tarafından tayin edilmesi gerektiğini" belirtmişlerdir. O dönemlerde Sovyetler Birliği dahi bu çözümü savunuyordu. Bakın size sadece şu örneği vereyim; BM, 1953’de Güney Asya’da iki ofis açtı. Biri Ravalpindi’deydi. Çünkü o tarihlerde henüz İslamabad diye bir şehir yoktu. Öteki ise benim şehrim Keşmir’in başkenti Srinagar’daydı. Buraya açılan ofisler, konunun hassaslığına işaret etmektedir. Keşmir meselesinin Filistin meselesi gibi hassas bir konu olduğunu buradan anlayabilirsiniz."
"Kissinger ziyaretinde Çin ile ABD ilişkilerini güçlendiren Pakistan oldu"
Dünyadaki küresel güçlerin Keşmir konusunda bir kararlılık sergileyememelerini neye bağlıyorsunuz?
Dr. Gulam Nabi: "Amerika Birleşik Devletleri (ABD), bölgede Çin’e karşı bir denge kurmaya çalışıyor. Pakistan ve Çin arasında tarihten gelen yakın bir dostluk mevcut. Başkan Nixon döneminin Ulusal Güvenlik Danışmanı Henry Kissinger, Pakistan’ı ziyaret ettiği dönemde Çin ile ABD ilişkilerini güçlendiren ülke Pakistan olmuştur. Günümüzde ise ABD, bölgede Çin’e karşı dengeleyici gücün Hindistan olmasını istiyor. Obama döneminde, Afganistan’da barışın sağlanması için Pakistan’a önem atfediliyordu. Trump, Pakistan'ın üstlendiği bu görevin Hindistan’a verilmesini arzu ediyor. Amerikan Merkezli düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü'nden Bruce Riedel’a, ABD’ye verdiği şu mesaja dikkat çekmek gerekir: “Pakistan’ın Afganistan’da Amerika’ya destek vermesini istiyorsanız, Keşmir konusunda Pakistan’a destek olmalısınız.
Bölgede bazı ülkelerin hegemonik arzularının olduğu doğrudur. Ancak, bu konuda bazı zorluk ve kısıtlamalar da mevcut. Onların (Çin, ABD) Keşmir konusundaki arzuları belki benim arzuladığım hedeflerden tamamen farklıdır. Çin sokaklarındaki Keşmir algısı ile ABD sokaklarındaki Keşmir algısı farklılıklar gösterebilir. Bu nedenle, benim ve Keşmir diasporasının sorumluluğu, Keşmir konusuna ortak ve somut bir çözüm sunmak olmalıdır."
"Hindistan Keşmir'de terörizm ile mücadele etmiyor"
Keşmir konusunun çözümü için önerilen tüm planlarda (Andorra, Müşerref planları gibi) bölgenin "silahtan arındırılması" en önemli şartlardan birini teşkil ediyor. Öte yandan, Hindistan'ın Keşmir'de askeri birlikleri mevcut. Hindistan'ın terör ve radikalizmle mücadele ettiği iddiasını dayanak göstererek, Keşmir'de silahlı güç bulundurmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dr. Gulam Nabi: "Bu soruyu sormanıza müteşekkirim. Hindistan hükümetleri tarafından Keşmir’e atanan valilerin 'terörizm ile savaştıklarını ve Keşmir'de sadece 200 militanın kaldığı'ndan bahseden ifadeleri mevcuttur. Bu valilere göre eğer sadece 200 terörist ile mücadele ediliyorsa Hindistan ordusuna ait 700 bin askerin Keşmir’de ne işi var? Kısaca ifade edeyim, Hindistan Keşmir'de terörizm ile mücadele etmiyor.
Öte yandan Hindistan, Keşmir’in gerçek gücünün sivil halktan oluştuğunun da farkında. Keşmir Gençlik Hareketinin 22 yaşındaki lideri Burhan Wani, 2016 yılında Hindistan ordusu tarafından öldürüldü. Cenazesine 200 bin kişi katıldı. Hindistan, Keşmir’de her bir Keşmirli ile savaş içerisinde. Neden? Çünkü, Keşmirliler Hindistan’ın bir parçası olmak istemiyorlar."
"200 teröristle mücadele için 700 bin kişilik orduya ihtiyaç var mı?"
Keşmir'de yıllardır demokratik bir referandumun gerçekleştirilememesinin sebebi nedir?
Dr. Gulam Nabi: "Bu soruya, 1950’li yıllarda BM yetkilisi Prof. Dr. Josef Korbel ile Hindistan delegasyonundan Krişna (Krishna) Menon arasında geçen gerçek bir diyalog ile cevap vermek isterim. Korbel, Menon’a neden bir referandum istemediklerini soruyor. Menon ise, 'Sen delirdin mi? Eğer, referanduma gidersek kaybedeceğimizi biliyoruz.' diyor. Bu gerçekten var olan bir diyalog. (Hindistan) Bugün de bir referandum olması halinde kaybedeceklerini biliyorlar. Keşmir’i tamamen silahtan arındırma BM’nin de önerisiydi. Ancak, Hindistan biliyor ki Hindistan ordusu Keşmir’den çekilirse özgürlük arayan sivil Keşmir halkı sokaklara dökülecek ve hakkını arayacak. Ben, bölgede hiç militan veya terörist yok demiyorum. Var olabilir. Ancak, Keşmir'de kendi valilerinin ifade ettiği rakam olan 200 teröristle mücadele için 700 bin kişilik orduya ihtiyaç var mı? Bunlar bu şekilde (Hindistan hükümeti) Keşmir halkını, sindirmeye çalışmaktadırlar."
"Hindistan’ın katledemeyeceği tek şey Keşmir halkının azim ve kararlılığıdır"
Keşmir'deki sivil halk ve direnişçiler ile Hindistan güvenlik güçleri arasındaki meydana gelen çatışmalar uluslararası kamuoyunun gündemine de geliyor. Sizce, Hindistan'ın Keşmir halkının taleplerini şiddet kullanarak bastırmaya çalışması sorunun barışçıl yollarla çözümünü nasıl etkiliyor?
Dr. Gulam Nabi: "Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) ve BM Yüksek Komiserliğinin resmi raporları var. BM Yüksek Komiserliğinin 49 sayfalık raporunda, 75 bin insanın öldürüldüğü kaydedildi. Ancak, biz 100 binden fazla insanın katledildiğini biliyoruz. Hindistan’ın yok edemeyeceği tek şey Keşmir halkının azim ve kararlılığıdır.
Keşmirlilerin insan hak ve hürriyetleri için mücadele eden 89 yaşındaki liderlerinden Seyyid Ali Gilani, 8 yıldır ev hapsinde tutulurken, 65 yaşındaki Şabir Şah ise 28 yıldır hapis yatıyor. Demokrasi, insan hakları ve özgürlüğe adanmış bir hayat. Amnesty International, Keşmir'de adaletin sembolü haline gelen Shah’ın 'adalet mahkumu' olduğunu ifade eden raporlar yayımladı. Nelson Mandela, neden herkes tarafından mükemmel bir dava insanı olarak biliniyor, sizce? Çünkü Mandela, ömrünün 21 yılını mahkum olarak geçirdi. Koskoca 21 yıl. İşte, Keşmir halkının benimsediği ve bedel ödemeye hazır Seyyid Ali Gilani ve Şabir Şah gibi güçlü ve sabırlı liderlerin varlığından dolayı Hindistan, bölgenin silahtan arındırılmasını istemiyor. Seyyid Gilani, kanser teşhisiyle gittiği Bombay'dan geri dönüşünde Srinagar Havalimanı'nda 100 binden fazla insan onu karşılamak için bekliyordu. Bu liderlerin Keşmir'deki karşılığı hakkında söylenenleri sadece ben dile getirmiyorum. Keşmir’in başbakanlarından Faruk Abdullah da Gilani’ye 'Keşmir halkı siz ne söylerseniz biat ediyor. Keşmir için çözüm önerisi sizde. Çünkü, halk sadece sizi dinliyor' ifadelerini kullanmıştır."
"Keşmir dini değil temel insan hakları meselesidir"
BM kararlarının Keşmir'de uygulanması konusundaki fikirleriniz nelerdir?
Dr. Gulam Nabi: "Keşmir’deki durum Hindularla Müslümanlar arasındaki savaş değildir. BM'nin kararlarından hem Hintli hem de Müslüman olan tüm Keşmirlilerin yararlanması gerekiyor. Bu hak adilce uygulanmalıdır. Keşmir meselesinin, din ile hiçbir ilgisi yoktur. Bu tamamen temel insan haklarını içeren bir husustur."
Keşmir'in jeopolitik öneminden de kısaca bahsedebilir misiniz?
Dr. Gulam Nabi: "Keşmir halkı olarak 22 milyonluk bir nüfusa sahibiz. Nicelik olarak bu gerçekten yadsınamayacak kadar yüksek bir rakam. 87 bin metrekarelik yüz ölçümüyle Keşmir, 93 BM ülkesinden daha büyük. Bu rakamları neden veriyorum. Keşmir değerlendirilmelerinde küçük bir topluluktan bahsedilmediğini belirtmek için. Bunun da ötesinde, Keşmir çok stratejik bir öneme sahip. Çin ve Pakistan arasındaki köprü Keşmir'dir. Hindistan ve Orta Asya arasındaki kilit nokta yine Keşmir'dir. Bu nedenle, Keşmir'in üzerine doğacak bir barış güneşi Hindistan ile Orta Asya, Pakistan ile Çin arasındaki ticareti daha da hareketlendirecektir. Böylelikle en nihayetinde, Keşmir'in huzuru Güney Asya’daki 1.2 milyar insanın huzuru ve bekası olacaktır."
Uluslararası kamuoyunda her zaman sorunları ile hatırlanan Keşmir’in yetiştirdiği önemli şahsiyetler kimlerdir?
Dr. Gulam Nabi: "Keşmir'in kalbinden doğan dünyaya mal olmuş ve insanlık tarihine katkılar sunmuş pek çok önemli isim vardır. Bunlardan biri Moğol İmparatoru Ekber Şah. Ekber’in önemini anlamak için 400 yıl öncesine gitmek gerekir.
Öte yandan, Humeyni’yi tanırız. Humeyni, Tahran’a Keşmir Delegasyonu’nu davet ettiği bir dönemde beni kendi evinde ağırladı ve orada büyükannesinin Gilgit’ten olduğunu söyledi. Gilgit, Kaşmir’in bir parçasıdır. Ünlü yazar Selman Rüşdi de New York Times gazetesinde yazdığı bir makalede yarı Keşmirli olduğu için bu makaleyi yazdığını belirtmiştir.
Hindistan’ın eski Dışişleri Bakanı M.J Ekber (Akbar), 1992 yılında Newyork’ta beraber katıldığımız Milli Demokratik Toplantısı’nda kendisinin de yarı Keşmirli olması sebebiyle beni görmek istediğini söylemişti.
Hindistan’ın ilk Başbakanı Pandit Nehru da Keşmirli’dir. Burada şu bilgiyi de vermek isterim. Eğer Hindistanlı iseniz ve Pandit unvanınız varsa siz Keşmirlisiniz demektir. Pandit unvanı olan bir kimse sadece Keşmirli olabilir."