Kenan Alpay: Trol mantığı bulaştığı yere veba, virüs, nifak ve fısk getirir

TV5'te Hasan Basri Akdemir'in hazırlayıp sunduğu "Konuşmadan Olmaz" programına katılan Kenan Alpay Türkiye'de siyaset, bürokrasi ve sermaye gruplarının medyayla olan çarpık ve çirkin ilişkilerine dair değerlendirmelerde bulundu.

HAKSÖZ HABER

Gazeteci yazar Kenan Alpay "FETÖ ile mücadele edilsin. FETÖ ile mücadele adı altında birinin malına çökmek, birini işinden gücünden etmek, hasta kadınları dahi cezaevine tıkmak için seferberlik ilan etmek, yalanı, iftirayı, manipülasyonu meslek edinmek ve bunun için şebekeler kurmak, maaşlı insanlar tutmak, yalılar tahsis etmek asıl Türkiye'nin yaşadığı yaşayabileceği en büyük felaketler böyle başlar." dedi.

Siyaset ve medyanın girdiği çarpık ilişkileri ve medyanın trol tavırlarını  TV5'te Hasan Basri Akdemir'in hazırlayıp sunduğu "Konuşmadan Olmaz" programında değerlendiren Kenan Alpay,

"Kimi itibarsızlaştırmak istiyorsanız, kimin haysiyetini şerefini yerin dibine gömmek istiyorsanız, kamusal alandan tecrit etmek istiyorsanız, siyasetçilerin veya yargının veya istihbaratın hedefi haline getirmek istiyorsanız döneme uygun ithamlardan birini bir sopa gibi alıp hedef kişilere ve kesimlere vuruyor da vuruyorsunuz." değerlendirmesinde bulunan Alpay medya ve siyaset arasında kurulan garip ilişkilerin büyük sorunlar oluşturduğuna dikkat çekti. 

Türkiye'de medyanın itibarlı bir konumda olmadığını aktaran Alpay, "Zaman zaman medyanın itibarsızlığı zirveyi zorluyor. Toplum açısından medyanın durumu yerlerde. Siyaset ve medya ilişkilerinde maalesef yalan iftira, itham her zaman için baştacı edilmiş bir usul bir yöntem olarak benimsenmiş durumda." ifadelerini kullandı. 

Alpay, Siyaset ile iç içe geçen medyada birilerinin birileri için Mürteci, Nurcu, İrticacı, Kaddafici, takunyalı, AKPci, Ergenekoncu diye ithamlarda bulunduğunu belirterek "Bu kadar çamur deryasının içerisinde o pisliğin sıçramayacağı yer yokturdedi. 

Bu ithamların hem siyasi hem de hukuki ve buna bağlı olarak ahlaki açıdan birilerinin elinde bir sopaya dönüştüğünü belirten Alpay, "Kimi itibarsızlaştırmak, kimin iffetine izzetine saldırmak istiyorsanız, kimin haysiyetini, şerefini yere gömmek istiyorsanız ve kamusal alandan tecrit etmek istiyorsanız siyasetçilerin, yargının istihbaratın hedefi haline getirmek istiyorsanız o zaman ne yapıyorsunuz? O sopalardan birini elinize alarak başlıyorsunuz vurmaya. O dönemde durum bu şekildeydi. Bugün de size FETÖcü, PKKcı,bölücü, diyebilirler veya başka bir şey Sorosçu diyebilirler. Ben bunlara şaşırmıyorum. Çünkü bunu yapan insanlar daha önce başka şeyleri söylemiş, başka pozisyonları almış insanlar. Türkiye'de medyanın gücü yoktur belirli güç odaklarının temsilcisi, sözcüsü gibi hareket eder...

Daha önce tetikçi denen ardından sosyal medya ile "trol" olarak adlandırılan bir takım kişilerin ve grupların siyaset ile çok içli dışlı olduğunu belirten Alpay, "Nasıl olurda siyasiler, siyasi yapılar, bakanlıklar, müesseseler, sermaye grupları trollere bağlı olarak bir propaganda ya da kara propaganda yönteminden medet umarlar? Ben onu anlayamıyorum. Asıl acziyet tam olarak burada oluyor? Bir noktada toplum, onlara bakıp onları yönlendirenlere karşı bir öfke ve hınç duyuyor."

Bir süre sonra hiçbir şeyin itibarının kalmayacağını dile getiren Alpay, "Asıl olan bu çirkinliğin köklerine yönelmek ve siyaset kurumuna şunu demek: Siz bu trolllerle bir toplum mühendisliğine filan kalkışmayın bunlar hiç bir şeyi iyileştirmezler, bunlar girdikleri yere veba, yere virüs, nifak ve fısk getirirler. Çünkü zaten başka türlüsü düşünülemez... Bunları (trolleri) kaale almamak gerekir bu yüzden. Sel gider kum kalır, biz hancıyız onlar yolcu. Bu çok açık ve net. Biz herhangi bir şekilde Fetullahçıların yanında devşirilmedik. Onun için şiirler yazmadık. Ailemizden hiç kimse Fetullahçı değil. Hiç Fettulahçıların televizyonunda, gazetesinde, kurumunda, vakfında bir görevimiz olmadı yani. Ama maalesef bunu yapmış insanlar bunu karakter haline getirmiş insanlar, "o FETÖcü, bu FETÖcü" diyerek iftiralarda bulunuyorlar. Daha kötüsü ise şu FETÖ ile elbette mücadele edilecek ama FETÖ'nün tanımını siz her gün genişletirseniz, her gün gözaltılar olursa ve dosya sayısı 1 milyonun üzerine çıkarsa artık orada FETÖ ile mücadeleden değil maalesef hukukun paspas edilmesinden bahsedilir. FETÖ ile mücadele edilsin. Ama FETÖ ile mücadele adı altında birinin malına çökmek, birini işinden gücünden etmek, hasta kadınları dahi cezaevine tıkmak için seferberlik ilan etmek, yalanı, iftirayı, manipülasyonu meslek edinmek ve bunun için şebekeler kurmak, maaşlı insanlar tutmak, yalılar tahsis etmek asıl Türkiye'nin yaşadığı yaşayabileceği en büyük felaketler böyle başlar." dedi.

Kenan Alpay'ın "Konuşmadan Olmaz" programındaki değerlendirmeleri,

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!