Kenan Alpay: 'Osman Kavala ne yaptı da ağırlaştırılmış müebbet aldı?'

Kenan Alpay, Osman Kavala davası hakkında, 'hükümeti cebren ve şiddetle ortadan kaldırmaya dönük bir teşebbüs içerisinde olduğunu söyleyecek’ delillere sahip olunmadan yargılama yapıldığını ve yargılamanın aşırılık içerdiğini ifade etti.

HAKSÖZ HABER

Akit TV’de Yusuf Ozan Demir’in sunumu Ali İhsan Karahasanoğlu, Doğan Bekin, Hüseyin Akgün ve Kenan Alpay’ın konuk olduğu "Başka Açıdan" programında Osman Kavala davası, Gezi olayları, Meral Akşener’in sözleri ve siyasi parti ittifakları bağlamında Türkiye gündemi değerlendirildi.

Programda değerlendirmelerde bulunan Kenan Alpay, Osman Kavala davası hakkında 'hükümeti cebren ve şiddetle ortadan kaldırmaya dönük bir teşebbüs içerisinde olduğunu söyleyecek’ delillere sahip olunmadan yargılama yapıldığını ve yargılamanın aşırılık içerdiğini ifade etti.

Meral Akşener ve Gezi olayları hakkında açıklamalarda bulunan Alpay, ‘İhtilal yapılmaya kalkışılan olayların güzellemeleri yapılırken meselenin özü ortaya konmalıdır’ ifadelerini kullandı. Akşener’in söylemleri ile Gezi’ye yaklaşımda net tavır takınmayanları eleştiren Alpay, Gezi olaylarına ilişkin resimlere baktığımız zaman halk otobüslerinin yakılıp yıkıldığı bir vasattan bahsediyoruz. Çocuk oyuncağı mı bu yaşananlar? Buraya topçu kışlası, cami yaptırmayız” deyince sizin temel mantığınız İttihatçı mantıktır” yorumunda bulundu.

Yeni Akit yazarı Kenan Alpay’ın değerlendirmesinden öne çıkan başlıklar,

“Taksim meselesi bir ihtilal meselesidir”

“Türkiye siyasetinde Gezi olayları kritik bir öneme sahip. Ben Gezi hadisesini bir yeşili koruma, ağaç sevgisi, çevreyi koruma olarak başladı diye değerlendirmiyorum. Cumhuriyet tarihi ve daha öncesi 1908’e kadar giden süreç dikkate alındığında sokak olayları üzerinden bir ihtilal tertiplemek olduğunu düşünüyorum Gezi’de yaşananları. 6-7 Eylül olaylarının hikayesi neyse Gezi olayı odur. 6-8 Eylül olayları dediğimiz Kobani olaylarını tetikleyen neyse Gezi’yi tetikleyen de aynı şeydir. Ben, “Masum gençlerin bir araya gelip tertiplediği bir şeydi” denmesine katılmıyorum. Taksim meselesi bir ihtilal meselesidir. 31 Mart’ta da durum böyleydi, “Buraya topçu kışlası, cami yaptırmayız” deyince sizin temel mantığınız İttihatçı mantıktır. Kemalist mantıktır.”

“Lamı cimi yok bütün bir ülkeye deli gömleği giydirilmek istendi”

“Burada seçilmiş hükümetin borusu filan ötmez. Biz resmi ideolojinin, ulu önderin bu ülke için biçtiği gömlek neyse o deli gömleğini bütün bir ülkeye giydireceğiz” demektir. Bunun lamı cimi yok! Bu konuda net olmak gerekiyor. Gelirken yolda gazeteci arkadaşları radyodan dinledim ve birçoğu “Belki olaylar ilk birkaç günden sonra yön değiştirmeye başladı, manipüle edilmiş olabilir, dış istihbarat örgütleri sızmış olabilir” diyorlar. Belkili cümleler koymaya gerek yok: Gezi olaylarına ilişkin resimlere baktığımız zaman halk otobüslerinin yakılıp yıkıldığı bir vasattan bahsediyoruz. Çocuk oyuncağı mı bu? Ben hayatım boyunca yüzlerce eylem yaptım, ne cam kırdım ne çerçeve dağıttım. Ne otobüse Molotof attım ne de panzere kurşun sıktım. Eylemlerimizde polisle karşı karşıya kaldığımız zamanlar çok oldu ama cam kırmadık, etrafı yakıp yıkmadık. Bizim de üzerimize panzerler sürüldü, polis köpekleri salındı, coplandık, biber gazları yedik, gözaltına alındık ama etrafı yakıp yıkmaya çalışmadık hiçbir zaman. Meşruiyet sınırlarını aşmadık. Hukukun bizim için çizdiği çerçevenin dışına taşmadık. Şiddeti bir yol yöntem olarak benimsemedik. 5 veya 10 ağaç Gezi’den alınıp Hürriyet’e dikilecek onlar “Hayır! Sizin bu amacınız buraya topçu kışlası dikmek” diyerek karşı çıkıp günlerce Taksim ve çevresini yakıp yıktılar. Bunun adını doğru koymak lazım.”

“Meral hanım komitacılığa heveslenmesin”

Parola vatan diyor, işaret namus diyor. Bütün o parolalı, işaretli konuşmalar Bab-ı Ali baskının yapıldığı zamanda beri İttihatçı çetelerin kullanmış olduğu söylemlerdir. Bunun adı komitacılıktır. Meral hanım komitacılığa heveslenmesin, siyaset yapsın. Yargı kararlarını eleştirmekle beraber, yerden yere vuralım, Cumhurbaşkanını, hükümeti, kanunu eleştirelim buna bir itirazım yok. Eylem ve söylemde bulunalım ama komitacılığa heveslenmek öyle tabanca tüfek işlerine meyletmek ittihatçıların, 27 Mayısçıların, 28 Şubatçıların jargonuyla konuşmak bu işin rengini değiştirir. Siyaset yapsın, komitacılık gibi şeylere heveslenmesin öyle salonda oluşturduğu bir takım ambiyanslar ters teper bunu bilmesini rica ederim

“Osman Kavala’nın yargılama süreci sıkıntılı ve siyasi anlamda manipüle edilmiş”

“Osman Kavala hadisesinde benim itirazım var. Benim Osman Kavala ile ideolojik, siyasi veya diğer herhangi bir anlamda ortak noktam olmadığı gibi biz birbirimize karşı saflardayız, birbirimize muhalefet ediyoruz. Osman Kavala’nın dünya görüşü, siyasi çizgisiyle kaynakları ve hedefleri benimkiyle, bizimkiyle taban tabana zıt. Ama şöyle bir şey var ki Osman Kavala’nın yargılama sürecini ben son derece sıkıntılı, aşırı ve maalesef siyasi anlamda manipüle edilmiş bir durumda görüyorum. Ve bunun sadece Osman Kavala’nın değil bütün bir ülkenin aleyhine işlediği kanaatindeyim. Burada ben Osman Kavala savunusu yapmak zorunda değilim ama Osman Kavala ile ilgili elimizde somut bir delil varsa, bu kişi gerçekten de Gezi olayları tertiplemiş, düzenlemiş, otobüslerin, ambulansların yakılması polis, basın araçlarının hurdaya çıkarılması gibi şiddetin örgütlenmesi gibi işler yapmışsa, emirler, talimatlar, organizasyonlar, imalar, işaretler vermişse eyvallah. Dava dosyasına bakıyorum ‘Osman Kavala şu emri vermiştir’, ‘Şu şiddeti teşvik etmiştir’ dediğine dair bir delil bulamıyorum. Ben bulamıyorum çünkü savcı bulamamış, polis tespit edememiş ama biz kalkıyoruz dört yıldan beridir tutuklu tutuyor ve hakkında müebbet kararı veriliyor.”

“Ne yaptı da ağırlaştırılmış müebbet”

“Karar nasıl çıkıyor o zaman?" sorusuna Kenan Alpay, “İtiraz şerhi düşen mahkeme hakiminin ifade ettiği gibi: Yasak delillerle ve yasaya aykırı kanunsuz dinlemelerle -velev ki kanuna uygun dinlenseydi bile- Osman Kavala’nın hükümeti cebren ve şiddetle ortadan kaldırmaya dönük bir teşebbüs içerisinde olduğunu söyleyemeyiz diyor.” diye cevap verdi.

Osman Kavala’nın ne yaptı da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına layık görüldüğünü anlayamadığını ifade eden Alpay, “Osman Kavala ne yaptı, Taksim meydanına tank mı çıkardı? Ne yaptı bomba mı koydu? Bu kişiye verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına dair elimizde somut bilgi, belge olmadığını düşünüyorum. Aynen itiraz şerhi koyan mahkeme heyetinin üyesi gibi düşünüyorum. Burada aşırı bir karar olduğunu düşünüyorum. Bunun istinaftan değilse Yargıtay’dan, değilse Anayasa Mahkemesi’nden muhakkak surette dönüp bu yargı kararının bozulacağı kanaatindeyim. Bozulmalıdır da!”

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!