Geçtiğimiz hafta Habertürk TV programında Azerbaycan-Ermenistan savaşı üzerine bir değerlendirme yapan Kenan Alpay Rusya’nın bölgedeki parçalayıcı politikaları üzerinde dururken Ukrayna ve Gürcistan’a karşı yürüttüğü siyasetine dikkat çekmişti. Kırım’ın işgal ve ilhakı ile Abhazya ve Osetya’nın Gürcistan’dan kopuş sürecinde Rusya’nın izlediği politikayla Ermenistan tarafından Azerbaycan’a bağlı Dağlık Karabağ ve 7 şehrin işgalinde oynadığı rolün çok benzeştiğini ileri süren Alpay, o günden bugüne Türkiye’nin bu işgal ve ilhak politikaları asla tanımadığını hatırlattı.
Abhazya ve Osetya yönetimlerinin sözde Dağlık Karabağ devletini tanımasını eleştirdi
Alpay’ın programdaki değerlendirmesinin bir bölümü şöyle:
“Rusya desteğiyle girişilen Ermenistan işgali, katliamı ve tehciri neticesinde uyduruk bir Dağlık Karabağ devleti kuruldu. Dağlık Karabağ devleti esasen Ermenistan işgaline meşruiyet atfetmek demek ama Ermenistan ve Rusya tarafından bile tanınmıyor, tanınamıyor bu uyduruk devlet. Peki, İşgal, katliam ve tehcir üzerine kurulan bu Dağlık Karabağ devletini dünyada kim tanıyor? Rusya’nın teşviki ve zorlamasıyla sadece Abhazya ve Osetya tanıyor. Nasıl oluyor da Müslüman Azerbaycan halkına yönelik katliamı, işgal ve tehciri görmezden geliyor Abhazya ve Osetya yönetimleri? Abhazya ve Osetya neden Ermenistan işgalini destekliyor ve Rusya’nın safında yer alıyorlar? Bu konu ve sorunun cevabı çok önemli ve önceliklidir.”
Perinçek ile Atabay, Alpay'ın yaptığı eleştiriyi çarpıttı
Kenan Alpay ile programa katılan Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek ve emekli Kurmay Albay Ünal Atabay ile Abhazya’nın konumu üzerine bir tartışma da yaşandı.
Kenan Alpay’ın Abhazya ve Osetya için “karikatür devlet” nitelemesine karşı çıkan Perinçek ve Atabay “Abhaz halkına hakaret” edildiğini ileri sürdüler. Alpay ise Abhaz halkını ve direnişini desteklediğini ancak Abhaz yönetiminin topraklarını özgürleştirme mücadelesi veren Azerbaycan’a karşı açıkça işgal ve katliamlardan sorumlu Ermenistan’ın safında bulunmasını kabul edilemez bulduğunu ifade etti.
Sözlerine açıklık getirdi ve Abhazya yönetimini Azerbaycan halkıyla dayanışmaya çağırdı
Doğu Perinçek ve Aydınlık Gazetesi’nin başlattığı ve Abhaz Dernekleri Federasyonu tarafından da sürdürülen bir linç kampanyası başlatılınca Alpay konuya açıklık getirmek üzere bir değerlendirme daha yaptı.
Uluslararası sisteme ilişkin siyasi bir değerlendirme yaptığını, halkların ve yönetimlerin özdeş olmadığını vurgulayan Alpay düşmanca olmamakla beraber “karikatür devlet” tanımını “aşırı yorum” olduğunu ve tashih ettiğinin altını çizdi. Bununla birlikte ortada acilen cevaplanması gereken çok önemli sorular olduğunu değerlendiren Alpay, “Abhazya yönetimini Ermenistan işgalini kınamaya ve Azerbaycan halkıyla dayanışmaya” davet etti.
Rus yanlısı Atabay ve Perinçek konuyu bağlamından kopardı
Programdaki tartışmayı bağlamından koparan Emekli Kurmay Albay Ünal Atabay’ın da Abhazya Dernekler Federasyonu’nda yönetim kurulu üyesi olarak doğrudan Rusya yanlısı değerlendirmeler yaptığı dikkatlerden kaçmıyordu. Ancak daha dikkat çekici ve tehlikeli olan durumsa Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek ile Abhazya yönetimi ve Abhaz Dernekler Federasyonu arasındaki ilişkide göze çarpıyordu.
Arşivlere biraz karıştırınca Abhazya yönetimi ile 28 Şubat darbe sürecinin siyasi ayaklarından biri olan Doğu Perinçek şebekesi arasında çok sıkı fıkı dostluklar, ziyaretler, iltifat ve dayanışma sözlerinin ilan edildiği görülüyordu. Abhazya yönetiminin Türkiye’de etkin muhatap ve dostluk köprüsü diye adı sürekli darbeler, provokasyonlar ve İslam düşmanlığıyla anılan Maocu Perinçek şebekesini bulmasına itiraz eden Alpay, konuşmasında şöyle bir uyarıda bulundu:
“Sırp çetelerin Boşnak halkına tecavüzünü alkışlayan, Mısır’daki Sisi darbesini ve Libya’daki Hafter darbesini destekleyen, Doğu Türkistan’daki toplama kamplarını takdir edip savunan, Esed rejimin kimyasal cinayetlerinin sözcülüğünü yapan Maocu Doğu Perinçek ve şebekesi nasıl olur da Abhaz halkının dostu olabilir? Hayır, darbe sevdalıları, katliam ve tehcir destekçileri, provoklasyon tertipçileri hiçbir halkın dostu olamazlar.”
Türkiye’deki Rusya-Çin lobisinin Abhaz yönetimi ve Abhaz Dernekleri’ne yönelik etkili bir psikolojik-siyasi abluka uyguladığı hatta kimi dernek ve federasyonların kültürel faaliyetler göstermek yerine Maocu Perinçek’in irtibat bürosu ve temsilciliği gibi çalıştığı yönünde bazı iddialar da var. İstihbarat örgütlerinin Türkiye’deki nüfuz mücadelelerini kimi etnik ve mezhebi grupların mağduriyetlerini sahiplenme, seslerini duyurma, mücadelelerine destek verme gibi yöntemlerle maskelediği biliniyor. Karanlık ilişki ağları, kirli faaliyet alanları ve kabarık sicillerine rağmen bu gibi örgüt ve aktörlerin bazı etnik, mezhebi ve kültürel gruplara kanca atabilmesi ortada ciddi bir güvenlik ve siyasal analiz zafiyetinin de bulunduğunu gösteriyor.