M. Hüseyin Temel / Doğruhaber
ABD ve Rusya destekli PYD Müslüman Kürt halkının inancına savaş açmış durumda. İmamlar, âlimler katlediliyor, hutbeler örgüt tarafından belirleniyor, lider tapıcılığı halka dayatılıyor. Bundan 100 yıl önce Anadolu topraklarının yaşadığı tüm mezalimler şimdi de Suriye Kürdistanı'nda PYD eli ile icra ediliyor.100 yıl önce Şeyh Said önderliğinde Kemalizm'e karşı kıyam eden Kürtler şimdi de Apoizm ile teslim alınmak isteniyor. Haberimiz Qamişlo'da yaşanan PYD faşizmini gözler önüne seriyor.
Bundan 5 yıl önce Suriye Kürdistan'ının Qamişlo bölgesinden göç eden ve bir kısım yakınının halen Qamişlo'da bulunduğunu söyleyen Rıdvan Ramazan, Qamişlo'nun, PKK'nin Suriye kolu PYD'nin baskıları nedeniyle yaşanılamayacak hale geldiğini, PYD/YPG'nin kendilerine muhalif olanlara baskı yaptığını söyledi. Halkın yaşadığı acı ve zulümleri anlatan Ramazan, Qamişlo'nun PYD'nin eline geçtikten sonra huzurlarının kalmadığını dile getirdi.
PYD, ZULÜMDE ESED'İ ARATMIYOR
Kürtlerin çoğunun Qamişlo'dan kaçtığını ifade eden Rıdvan Ramazan, PYD'nin halka yaptığı baskıya dikkat çekerek, “Doğrusu PYD halka, zulüm ve baskı uygulamada Esed'i aratmıyor. Telefon ile oradaki yakınlarımla son durum hakkında görüşüyorum ama hiç iyi haberler almıyorum. Hayat şartları hiç iyi değil, yaşam alanında çok zorluklar var. Evet, Kürtlere daha önce zulüm yapılırdı ama geçim rahattı ve huzurluyduk. Ama şimdi bu söylediklerimin tam tersi orada yaşanıyor. PYD, gençleri zorla silah altına alıyor. Şimdi Qamişlo'da genç kalmamış. Halep ve çevresinden kaçanlar Qamişlo'ya yerleşti. Bunların çoğu PYD zulmüyle karşılaşınca oradan da göç etmek zorunda kaldılar. Halk bu kez PYD zulmüyle karşılaştı.” dedi.
EĞER PYD'LİYSEN EKMEK SANA ULAŞIR, DEĞİLSEN EKMEK BULAMAZSIN
Qamişlo'da daha önce işçi olarak çalışan bir insanın geçimini rahat bir şekilde sağladığını, evinde huzur olduğunu belirten Ramazan, sözlerine şöyle devam etti: “Ama şimdi ne huzur var ne de iş. Bölgede bütün işler PYD'nin elinde. Örnek olarak fırınlar onların elindedir. Önceden ekmek 15 varaka iken şimdi 50 varaka olmuş, tabi yine de ekmek herkesin eline ulaşmıyor. Eğer PYD'liysen ekmek sana ulaşır, değilsen ekmek bulamazsın. Bizim oralarda çok sayıda tüp var. PYD tüm tüplere el koymuş. Bizden boş olarak aldıkları tüpleri doldurarak Hıristiyanlara veriyorlar. Hıristiyanlar ise kendi dindaşlarına tüpleri ücretsiz veriyor. Papazlar kendi halkına ücretsiz veriyor ama PYD kendi halkından aldığı tüpleri para ile satıyor. Hıristiyanlardan boşalan tüpleri doldurup bize satıyorlar. Hıristiyanların tüplerinin boşalmasını bekleme süresi zarfında tüpsüz kalıyoruz, bu da 2 aya tekabül ediyor. Tüpler 500-600 varakaya satılıyor, halk çaresizlikten bu fiyata tüpleri alıyor. Önceden tüpe verilen bu parayla Suriye'de 15 günlük geçim sağlanırdı. 50 kiloluk şekerin fiyatı Türkiye parasıyla 300 lira olmuş, yani 3 bin varaka. YPG sadece fırsatçılık yapıyor, halkı sömürüyor. Böyle yaptıktan sonra bunlara kim destek verir? İnsanları perişan ettiler. Örneğin; bizim ailemiz onları desteklemediği için bölgeye gelen yardımlardan yararlanamıyor sadece kendilerini destekleyenlere veriyorlar. Allah'a şükürler olsun ki biz onlardan değiliz.”
PYD'nin bu zulmü Cumhuriyetin ilk yıllarındaki karne ile ekmek satın alınan yılları hatırlattı. Kemalist rejim devlet yönetme becerisine sahip olmadığı için tüp kuyrukları, açlıklar, kıtlıklar hala bellekteki yerini koruyor. Temel gıda maddelerinin yanısıra özellikle tüp örneği (çünkü bölgede gaz sıkıntısı yok) PYD'nin Kemalizm'in kötü bir kopyası olduğu yorumlarına neden oldu.
DİNDAR AİLELERE SU, ELEKTRİK VE GELEN YARDIMLAR VERİLMİYOR
Dindar insanların PYD/YPG tarafından sindirilmek istendiğine dikkat çeken Ramazan, “Halka çok zulmediyorlar. Mesud Barzani Qamişlo'da elektrik olmadığı için 10 jeneratör gönderdi. PYD bu jeneratörleri kendi karakollarında kullanıyor. Bir eve şayet elektrik verilirse ücretsiz elde ettikleri elektriği parayla halka satıyorlar. Mesela mazot litresi 7 varaka iken şimdi 50 varakadır. Tesislerde mazot var ama PYD satışa izin vermiyor. Bunu stoklayarak zamlı satıyor.
Bölgede ciddi su sıkıntısı da var. Çeşmeden su akmıyor, aksa da çok az akıyor ya da tankerlerden alınıyor. Bu su da parayla satılıyor.
Dindar insanlar PYD'ye katılmadıkları için zulüm ve baskılara maruz kalıyor. Dindar ailelere su, elektrik ve gelen yardımlar verilmiyor. Köylüler perişan olmuş. Örnek vereyim birinin 6 dönüm tarlası var, bunun 3 dönümünden çıkan hasadı PYD zorla alıyor. Köylü de aç kalmamak için bu uygulamaya ses çıkaramıyor. Tarlalardan çıkan hasat sebze hâline ulaşana kadar yaklaşık 5 arama noktasından geçiyor. Her noktada da köylü rüşvet vermek zorunda kalıyor. Bu da sebze meyve fiyatlarına yansıyor.” ifadelerini kullandı.
Halkı devlete hizmetkâr olmaya çağıran Kemalist uygulamalar ile örgütün “aslolan örgütsel çıkarlarımdır, halkın bir önemi yok” mantığı birebir örtüşmektedir. Tarih, Kemalistler eli ile devşirilemeyen Kürtlerin kendi ırkları arasından çıkan batıcı bir kesim tarafından dönüşüme tabii tutulduğunu elbet bir gün yazacaktır.
MEŞ'EL TEMO'YU SALİH MÜSLİM'İN ADAMLARI ÖLDÜRDÜ
PYD/YPG'nin bölgede etkin olan muhalif yapılara tahammülünün olmadığını ifade eden Ramazan, “Qamişlo'da 3 hareket vardı. Özellikle bunlardan Selahattin ile Azadi örgütü etkindi. Salih Müslim bu topluluklara ‘Ya bize katılacaksınız ya da sizi öldüreceğiz' tehdidinde bulunarak açık açık tehdit etti. Selahaddin ve Azadi hareketi Esed'e karşı direnişe geçince, Salih Müslim onları öldürdü. Bu örgütlere mensup olanların bazıları Şam'a bazıları da Halep'e geçtiler, kimisi de cezaevine atıldı. Kürtler içerisinde saygın biri olan Meş'el Temo'yu, Salih Müslim'in adamları öldürdü. YPG bu suikastı yaptıktan sonra Esed'i suçladı ama halk bunu yapanın PYD olduğunu biliyordu. Nitekim hastanede vücudunda çıkan mermilerin Esed'in mermileri olmadığı ortaya çıktı.” diye konuştu.
Suriye Kürdistan'ında Esed'in askerliğini yapan PYD'nin, yerine göre Rusya ile yerine göre ABD ile sürdürdüğü ittifakın elbette bir karşılığı vardır. Esed askerliğinin karşılığı rejim karşıtı Kürtlerin katledilmesi; Rus ve ABD ittifakının karşılığı ise Kürtlerin dini duygularının önce zayıflatılması sonra tamamen yok edilmesidir.
BİRÇOK İMAM PYD TARAFINDAN ŞEHİT EDİLDİ
PYD'nin dindar insanları kendilerine katılmaları için zorladığını dile getiren Ramazan, “Baskı ve zulümlerden dolayı birçok dindar insan Qamişlo'dan göç etmek zorunda kaldı. Hatta PYD bazı şeyhleri de şehit etti. Molla Kemal adında bir şeyh vardı; sabah namazında cami kapısının önünde PYD tarafından şehit edildi. Esed tarafından imamlara hutbe talimatları gönderilirdi. Birçok imam hutbe talimatlarını yerine getirmediği için PYD tarafından şehit edildiler. Şimdi sözde mollalar var ama Esed'i ve YPG'yi öven paralı mollalar. Anlayacağınız Qamişlo'da bulunan şeyh, molla ve dindar insanlar baskı ve zulümlerden dolayı ya şehit edildiler ya göç ettiler ya da cezaevine atıldılar. Şu an cezaevlerinde sadece dindar insanlar var. Bu kişilerden Allah'tan ve peygamberden bahsedilmemesi isteniyor. Cezaevinde olan dindarların aileleri ile görüşmesinden bile para alıyorlar. Aile para verdikten sonra YPG izin verirse görüşe izin veriliyor. Allah'tan korkanların payına Qamişlo'da zulüm düşmüş.” ifadelerini kullandı.
BİR KADIN ÇARŞAF GİYERSE IŞİD MENSUBU DİYE GÖZALTINA ALINIR
Qamişlo'da çarşafın yasak olduğunu söyleyen Ramazan, “Bir kadın şayet çarşaf giyerse IŞİD mensubu diye gözaltına alınır, zorluklarla karşılaşır ve ardından cezaevine atılır. Yani anlayacağınız Qamişlo'da çarşaf yasaktır.” dedi.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Kemalistlerin İskilipli Atıf Hoca ve benzeri âlimleri katletme nedeni ile PYD'nin Müslüman Kürt âlimleri katletme nedeni aynıdır. İskilipli Atıf hoca bir Türk idi ama mevcut rejimi onaylayan bir Türk değildi. O'nu katledenler için O'nun ırkının bir önemi yoktu, önemli olan rejimin oturması idi. Kürtler katlediliyor ifadeleri ile propaganda yürüten uluslararası emperyalizmin yerli taşeronlarına sormak gerek: PYD dindar Kürtleri neden katlediyor, çarşaflı Kürt kadınına neden IŞİD'çi yaftası vuruyor? Cevabı son derece basit PYD, Kemalistleri taklit etmektedir ve bu işin sonu da hep faşizmle biter.
DİNDAR HALK FİŞLENME KORKUSUYLA HASTANEYE GİTMİYOR
Yapılan baskı ve zulümleri sıralamakla sonunun gelmeyeceğini dile getiren Ramazan, “Hastanelere onların yaralıları geldiğinde ilgileniliyor ve kendilerinden para almıyorlar ama halktan gelen biri olsa kendilerinden para alınıyor ve ayrıca ameliyat ücretleri de çok fazla. Orada insani düşünen doktorlar kalmadı, kaçtılar. Dindarlar baskı görürler veya fişlenirler diye hastanelere gitmiyor. Sadece özel hastaneye gidiyorlar ama burada da PYD'nin ajanları bulunuyor. Şimdi de oradan göç eden halkın ev ve arazilerine PYD tarafından el konuluyor. Bunu ‘Neden topraklarımızı terk ettiniz' diyerek yapıyorlar. Qamişlo'dan çıkmak istediğinizde rüşvetle çıkabiliyorsunuz. Ben çıktığımda 350 dolar vermek zorunda kaldım.” diye konuştu.
OKULLARDA APO'YU BİR İLAH OLARAK GÖSTERİYORLAR
PYD'nin Qamişlo'da yeni açtığı okullar ile çocukların beyinlerinin yıkandığına dikkat çeken Ramazan, şunları dile getirdi: “Bu okullarda Apo'nun kitabından eğitim veriliyor. İslami hiçbir eğitim yok. Gençlerin aklını zehirliyorlar. Apo'yu bir ilah olarak gösteriyorlar. Hayatta her şeyin Apo'nun elinde olduğunu söylüyorlar. Çocukların beyinleri yıkanıyor.”
BUNLAR KÜRT DEĞİL!
PYD'nin davasının Kürtlük olmadığına da vurgu yapan Ramazan, “Ben diyorum ki bunlar Kürt değil! Bunlar Esed'e çalışıyorlar. Kobani'deki çatışmalardan göç eden halkın arazilerine el koydular. Kobani'de çatışmalar şiddetlenince İzmir'den Kobani'ye gidenler Hıristiyan yapılıyordu. Kobani'ye gelenlere Kur'an-ı Kerim düşmanlığı aşılanıyor ve Kur'an'ın yanlış bir kitap olduğu empoze ediliyor. Bunu okullarda da uyguluyorlar.” dedi.