Kemalizmin halka ve İslama düşman zulüm devrimini hala utanmadan kutluyorlar

​​​​​​​Kemalist vesayetin halka ve değerlerine zulmetmek için sembol olarak kullandığı “Şapka ve Kıyafet İnkilabı”nı hala kutluyorlar.

Kastamonu’da Vali, CHP’li Belediye Başkanı ve AK Parti milletvekilleri; uğruna onlarca alimin asıldığı ve islami değerlere zulmetmenin yöntemi olarak kullanılan "Şapka ve Kıyafet İnkilabı"nın 99.yılını kutladı.

Atatürk, 23 Ağustos 1925′te Kastamonu ve İnebolu’ya yaptığı seyahatlerde “şapkayı halka göstererek” kıyafet devriminin ilk işaretini vermiş, şapkayı medenileşmenin sembolü olarak sunmuştu. Medeni kıyafetin mütemmim cüzü olarak tanımlanan şapkayı takmak istemeyenler hain ilan edilerek, derdest edilmelerinin ardından idam edildi.

İskilipli Atıf Hoca’nın kanuna karşı olduğu belirtilen söz konusu eseri, ilgili kanunun çıkmasından yaklaşık bir buçuk yıl önce yazılmış olmasına ve suçunun sabit görülmemesine rağmen Mustafa Kemal’e karşı söylemleri olması ve şapka takmayı reddetmesi idamına karar verilmesine neden oldu.

Ankara İstiklal Mahkemesinin önceden verilmiş kararı ile İslam âlimi İskilipli Mehmed Atıf Hoca 4 Şubat 1926 Perşembe günü sabaha karşı Eski Meclis binasının yakınındaki çarşıda asılarak idam edildi.

Böylece halka eğer benim istediğim gibi olmaz, davranmaz, giyinmez ve düşünmezseniz sizi asarım mesajı verildi.

Şapka Kanunu çıktıktan bazı Anadolu şehirlerindeki itirazları ve itiraz edenlerin uğradıkları akıbetlerden bazı örnekler görelim:

10 Ekim 1925: Mustafa Kemal’in Balıkesir’i ziyaret ettiği gün şehirde bulunan Balıkesir mebuslarından Vehbi (Bolak) ve Haydar Adil beyler (Mehmet Ali Haydar Müstecaplıoğlu) ile Bursa mebuslarından Sakallı Nureddin Paşa ile Osman Nuri (Özpay) Bey şapka giymemek için şehri terketmişlerdir. (Cumhuriyet). 

14 Kasım 1925: Sivas’ta hükümeti eleştiren afişler duvarlara yapıştırıldı.

22 Kasım 1925: Kayseri’de Mekkeli Ahmed Hamdi halkı kemalist zulme karşı ayaklandırmak istedi.

25 Kasım 1925: Herkesi şapka giymeye mecbur eden kanun Mecliste kabul edildi. Erzurum’da halk çarşıyı kapatıp Vali’nin evinin önünde “Biz gâvur memur istemiyoruz” diye bağırarak şapkayı protesto etti. Şehirde sıkıyönetim ilan edildi. 

26 Kasım 1925: Erzurum’da şapka aleyhine gösteri yapan 80 kişi tutuklandı. Aynı gün Sultan Abdülhamid’in Yıldız Sarayı kumarhane yapıldı.

29 Kasım 1925: Maraş’taki hükümet binası önünde toplanan halk “Şapka istemeyiz” diye slogan attı.

30 Kasım 1925: Erzurum’daki şapka protestocularından 6’sı idam edildi. (Hapis cezaları da verildi.) Sivas’ta 1 idam var.

1 Aralık 1925: Bursa mebusu Sakallı Nureddin Paşa Mecliste şapka kanunu aleyhine bir önerge verdi. Kanunun Anayasaya ve insan haklarına aykırı olduğunu belirtildi. Kanuna itiraz eden tek vekil Paşa’ydı. Cumhuriyet başta olmak üzere devrin gazeteleri Kutul Amare kahramanı olan Nureddin Paşa’nın Mecliste ne işi olduğunu sorarak hücum başlattı.

2 Aralık 1925: Eski Maraş mebuslarından Hasib Efendi son şapka karşıtı gösteriler ile ilişiği görülerek tutuklandı. 

2 Aralık 1925: Giresun’da halk ayaklandı.

7 Aralık 1925: Erzurum’da vuku bulan son gösterilerde rolü olan 4 kişi Divan-ı Harb tarafından idama mahkûm edildi.

10 Aralık 1925: Maraş mebusu Tahsin Bey Ankara’da tutuklandı. 

11 Aralık 1925: Rize’ye giden İstiklal Mahkemesi 83 kişiyi tutukladı.

12 Aralık 1925: Maraş mürtecilerine dahil 27 kişilik bir grup Ankara’ya gönderildi.

15 Aralık 1925: Rize’deki yargılamalarda 8 kişiye idam, 20 kişiye 10’ar yıl ağır hapis cezası verildi.

18 Aralık 1925: Aralarında Hasib Efendi’nin de bulunduğu 16 kişi İstiklal Mahkemesinde yargılanmak üzere Maraş’tan Ankara’ya gönderildi.

29 Aralık 1925: Rize’deki isyan hareketi tamamen bastırıldı. İsyan bölgesindeki halk elindeki bütün silahları teslim etti. 

18 Ocak 1926: Maraş’ta 5 idam ve hapis cezaları.

31 Ocak 1926: Ankara İstiklal Mahkemesi Erzurum’dan getirilen protestocuları yargılamaya başladı. 

3 Şubat 1926: Şapka Kanununa muhalefet eden 40 kişi Ankara İstiklal Mahkemesi tarafından mahkûm edildi. Bunlar arasında bulunan İskilipli Atıf ve Ali Rıza hocalar idama mahkûm edildi.

4 Şubat 1926: İskilipli Atıf ve Ali Rıza hocaların idam cezası Ulucanlar Cezaevi’nde infaz edildi.

Yorum Analiz Haberleri

Camiler Ermeni, Rum ve Yahudilere de satılmış
Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?