Kemalistler Çanakkale'nin Gazze'yle anılmasına ve başarının ümmete mal edilmesine fena halde bozulmuş!

Yeni eğitim-öğretim yılı vesilesiyle Çanakkale'nin Gazze ile birlikte öğrencilere anlatılmasını ve zaferin şahsa mal edilmemesini bazı Kemalistler hazmetmekte zorlanıyor.

HAKSÖZ-HABER

Yeni eğitim-öğretim dönemi "Çanakkale’den Gazze’ye bağımsızlık ruhu ve vatan sevgisi!" konulu özel dersle başladı. Kemalistler ise adetleri olduğu üzere bu durumu sindiremedi. İster istemez İslami kimlik, ümmet ve kardeşlik mefhumları noktasında İslami duyarlılığın gündemleşmesini beraberinde getirecek olan Gazze'nin okula girmesi, hele de Çanakkale ile birlikte anılması genel olarak Kemalistleri rahatsız ederken bunlardan bazıları da yaşadıkları hazımsızlığı belli etmekten çekinmedi.

Cumhuriyet'te köşe kapmış Mustafa Balbay da bu hazımsızlığını açık açık belli edenlerden...

Balbay'ın hazımsızlığı sadece Çanakkale ile Gazze'nin birlikte anılmasıyla da sınırlı değil. Onun daha büyük bir derdi var. Çanakkale bahsinde Mustafa Kemal'den yeterince bahsedilmemiş olması onu fena halde kızdırmış. Diğer tüm Kemalistler gibi Balbay da istiyor ki mecliste kışlada, sokakta fabrikada, okulda ve hatta camide hep Atatürk anılsın. Sabah akşam onun adı zikredilsin. Her söze ve her işe onun adıyla başlansın! Çanakkale gibi mevzular zaten bu kişi kültünü besleyecek şekilde kurgulanmış ve böylece tüm başarılar ve güzellikler Mustafa Kemal'e mal edilerek tazim ve yüceltme misyonu bir ibadet aşkıyla yerine getirilmiş. MEB'in Çanakkale'de başarıyı Türküyle Kürdüyle, Arabı ve Çerkeziyle Müslüman halka ümmete mal etmesi ve bunun da ötesine geçerek Çanakkale ile Gazze'yi yan yana getirmesi haliyle Balbay'ın sıkı sıkıya iman ettiği Kemalist akaide ters düşen, laik-Kemalistlerin Çanakkale ezberini bozan bir durum.

Mesele gerçekten de Balbay ve bilcümle Kemalistin görmek istediği gibi mi yani iktidar bu tür söylem ve icraatlarıyla Atatürk'ü unutturmak mı istiyor; bu son derece tartışmalı ama Kemalizmin militanlarını üzen her söylem ve icraatın takdire şayan olduğu muhakkak.


Mustafa Balbay'ın Cumhuriyet'te yayımlanan (10 Eylül 2024) bahse konu yazısı:

Bütün mesele Atatürk!

20 milyon öğrenci dün ders başı yaptı. Milli Eğitim Bakanlığı ilk dersin adını şöyle koydu:

Çanakkale’den Gazze’ye bağımsızlık ruhu ve vatan sevgisi!

Eğer okullar 9 Eylül günü açılıyorsa, ilk ders de tarih olacaksa, konusu ne olabilir?

Bu soruyu bir öğretmen ilkokul öğrencisine sorsa, minicik ellerini kaldırır, yanıttan emin olmanın sevinciyle haykırır:

-9 Eylül Kurtuluş Savaşı’mızın zaferle sonuçlanması ve İzmir’in işgalden kurtarılması öğretmenimmm!

Bakanlık 9 Eylül’de, o günün anlamını ders konusu yapmak yerine iktidarın uzun süredir partisinin siyasal bir söyleme dönüştürdüğü alanı seçti.

Yeni müfredatın adını AKP’nin “Türkiye Yüzyılı” sloganı ile birleştiren elbette bunu da yapar!

***

İlk dersin içeriğini bir önyargı ile eleştirmek yerine, derse biz de girelim, dinleyelim, ondan sonra yorum ve gözlemlerimizi yazalım diye düşündük.

Çağın iletişim gücüyle 12 dakikalık derse doğal olarak herkes ulaşabiliyor. Elimize kâğıdı kalemi aldık, not tutarak dinledik.

İlk dört dakika Çanakkale’yi savaş bölgesindeki anıtlar ve şehitlikler etrafında anlatıyor. Çanakkale’yi, Türk, Kürt, Çerkez, Arap bütün milletler olarak kazandığımız vurgulanıyor. Dördüncü dakikadan sonra iki dakika kadar İstiklal Savaşı işleniyor.

Çanakkale’de Mustafa Kemal yok!

Usulen de olsa bir cümlede geçmiştir, biz atlamışızdır, diye düşündük. Yeniden başa sardık. Daha dikkatli dinledik, yok. Mustafa Kemal Çanakkale Savaşı’nda bulunmamış!

Beşinci dakikada İstiklal Savaşı anlatılırken şu ifadeyi lütfetmişler:

“Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başkomutanlığında kazanılan zaferler...”

Konuyu hiç bilmeyen bir kişi dinlese şöyle anlar:

Atatürk başkomutan olarak atandı! Zaferin unsurlarından biriydi!

Altıncı dakikada 15 Temmuz’daki milletin direnişine geçiliyor.

Yedinci dakikada Gazze başlıyor. Hiçbir vicdanın kabul edemeyeceği soykırımın bütün dünyanın gözü önünde vahşice sürdürüldüğü anlatılıyor. Gazze’nin bugünkü Çanakkale olduğunun altı birkaç kez çiziliyor.

Daha önce Kuvayı Milliye ile bir tuttukları Gazze’yi, şimdi Çanakkale ile eşitliyorlar.

Adım adım küçülen Filistin devletinden elde Batı Şeria ve Gazze kaldı. Her şey bir yana eğer Filistin halkına Kuvayı Milliye’yi örnek alması önerilecekse Gazze’nin ayrı bir devletmiş gibi ders konusu yapılmaması, birliği sağlamanın önerilmesi gerekirdi.

Dersten anlıyoruz ki dert bu değil!

***

Okulların açılışındaki ilk dersten teğmenlerin yemin törenine kadar son günlerin tartışma konularına bakınca işin özü şu:

Bütün mesele Atatürk!

AKP iktidarının ilk günlerinden bu yana her fırsatta Cumhuriyetin iktisadi, sosyal, kültürel, demokratik bütün birikiminin ortadan kaldırılması için sistemli bir çaba harcanıyor.

Kabul etmek gerekir ki hayli yol alındı.

Limanlardan fabrikalara pek çok değer satıldı ya da kapatıldı.

Eğitimin içi büyük ölçüde boşaltıldı.

Kadın erkek eşitliğinden hukuk güvenliğine kadar insani gelişmişlik değerlerinde alt sıralara inildi.

Demokrasinin ayakları olan kurumların ya içi boşaltıldı ya ortadan kaldırıldı.

Ancak bunların yerine millet katında kabul görecek bir sistem koyamadılar.

Atatürk’le girdikleri her savaşı kaybediyorlar.

Devleti büyük ölçüde değiştirdiler ama milleti istedikleri gibi değiştiremediler. O yüzden ithal millet çözümü arıyorlar!

Bütün mesele Atatürk!

Ve Atatürk savaşları kazanmaya devam ediyor!

Yorum Analiz Haberleri

Döktüğün kan yetmedi mi hala utanmadan konuşabiliyorsun?
"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango
Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?