HAKSÖZ HABER
Birgün ürettiği haberlerle gazeteciliğin şeref ve haysiyetini ayaklar altına almaya devam ediyor. Siyasi iktidara olan kini sebebiyle her türlü içi boş iddiayı, delilsiz argümanı dillendirmekten çekinmeyen Birgün yine akıl ve mantık dışı bir habere imza attı.
İsmail Arı imzalı “AKP’nin Bilim Kurulu!” başlıklı haberde Yeşilay’ın bilim kurulunda yer alan isimler tartışmaya açılıyor. Ancak dile getirilen iddialarda hiçbir şekilde ilmi, akademik kıstaslar merkeze alınmazken sol-Kemalizm’in ideolojik at gözlükleriyle hadiseye yaklaşılıyor.
Yeşilay’ın bilim kurulundaki isimleri beğenmeyen Birgün’ün hedef gösterme sebebi ise şunlar:
-Ayşe Gürcan’ın özgeçmişinde “Kuran’ın eğitim açısından davranış analizi ve Kuran’ın hayata geçirilmesine ilişkin çalışmaları” olduğunu belirtmesi
-Ömer Miraç Yaman’ın İskenderpaşa cemaatine yakın olduğu iddiası ve üniversitedeki derslere uzun sakalı ve şalvarıyla girmesi
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa’da Sosyal Hizmet Bölümünde Öğretim üyesi olan Ömer Miraç Yaman’ın çalışmaları arasında Değerler Eğitim Merkezi kapsamında proje yürütücüsü olarak yer aldığı dört ciltlik Türkiye Gençlik Biyografisi Serisi bulunuyor. Türkiye Gençlik Biyografisi Serisi’nde din, siyaset, kimlik, riskli tutum ve bağımlılıklar başta olmak üzere genç neslin meseleleri değerlendiriliyor. Ömer Miraç Yaman aynı zamanda Apaçi Gençlik, Disiplinlerarası Suç ve Suçluluk Çalışmaları, Türkiye’de Gençlik ve Bağımlılık kitaplarının yanı sıra Gençlik Spor Bakanlığı için hazırlanmış Gençlik kitapları serisi bulunuyor.
Yaman, Yeşilay bünyesinde Türkiye Kimyasal Bağımlılık Çalışmaları Bibliyografyası ve Türkiye Davranışsal Bağımlılık Çalışmaları Bibliyografyası çalışmalarına da katkı sunmuş bir isim. Türkiye Sosyal Hizmet Birikiminde Yaşlılık ve Türkiye Sosyal Hizmet Birikiminde Kadın isimli eserlerin de ortak yazarları arasında yer alan Ömer Miraç Yaman, uzun sakalı olduğu şalvar giydiği iddiasıyla Birgün tarafından Yeşilay’ın bilim kuruluna layık bulunmamış!
Kemalizm’in militarist modernleşme öğretisini esas alanlar için kılık kıyafet çok esaslı bir meseledir. Başörtüsünü yasaklayan zihniyetin aynı öğretiden yetiştiğini akıldan çıkartmamak gerekiyor. Bütün bir ülkeye zorla şapka taktırarak "medenileşeceğini" zanneden zavallılardan bahsediyoruz. Bu sebeple alanında sayısız çalışmaya imza atmış bir akademisyen sakalı uzun olduğu ve şalvar giydiği için hedef tahtasına oturtulabiliyor... Güler misin ağlar mısın?
Birgün gibi Batılılaşmanın arkaik formlarına sıkı sıkıya bağlı minik dimağlara anlatmaya çalışıp kendimizi yormanın anlamı yok! Ne diyordu Neşeli Günler’deki Kazım Efendi:
Ulan Ziya, hadi atıyorsun anladık! Bari yutulur cinsten olsun be oğlum!