Cumhuriyet gazetesi, “Köle pazarı gibi” başlığıyla sürmanşetten verdiği haberde, Doğu ve Güneydoğu’da çocuk yaştaki kızların, Çorum, Amasya, Yozgat, Çankırı ve Tokat gibi İç Anadolu kentlerinde evlenemeyen veya dul kalan erkeklere “eş olarak” 1000 ile 5 bin lira arasında fiyatlarla satıldığını iddia etti. Hiçbir bilimsel araştırmaya dayandırılmayan haberin, “adının açıklanmasını istemeyen bir kız çocuğu”, “isminin açıklanmasını istemeyen bir kişi” şeklinde meçhul kaynaklar üzerinden verilmesi dikkat çekti. Cumhuriyet gazetesi, haberde adını açıklamadığı bir kişi aracılığıyla Güneydoğu halkını şu ifadelerle töhmet altında bıraktı: “Yaşadığımız ilde Güneydoğu’yu bilen kişiler var. Bunlarla bir kente gidiyorsun ve burada bu işleri ticaret gibi gören kişiler var. Onlar hangi evde nasıl kız var biliyor. Mesela köye gidiyorsun tüm köy kızları sıraya diziliyor. Sen içlerinden birini seçiyorsun. Sonra kızlar gidiyor. Bu kişiler size soruyor, hangisini beğendin diye. Sen de karar veriyorsun. Sonra fiyatları söyleniyor. Fiyatlar ise 1 ile 5 bin TL arasında değişiyor. Uygun olanı alıp geliyorsun. Kızların itiraz etme şansı hiç yok. Kimi zaman ailesi de sizinle geliyor.
Cumhuriyet’in hakaret içeren bu haberine sert tepki gösteren Güneydoğu’daki kanaat önderleri ve STK temsilcileri, bunun Kemalistlerin dindarlara yaptığı gibi oryantalist bakış açısıyla Doğu’yu kendi memleketi, kendi vatanı saymayıp bu bölgeleri ikincileştirme, aşağılama anlayışından kaynaklandığını belirtti.
Kemalistler Kürtleri Aşağılıyor
Akit’e konuşan Hakkarili yazar Halit Yalçın, Cumhuriyet’in suçlamalarını sert bir dille yalanlayarak, “Bizim bölgemizde bir insanın kızını bir başkasına peşkeş çekmesi, onu parayla satması, başka şeyler yapması aşiret içerisinde, aile içerisinde savaş sebebidir. İnsanlar birbirini kınar böyle durumlarda” dedi. Cumhuriyet’in münferit bir olay üzerinden genelleme yaptığına dikkat çeken Yalçın, “Cumhuriyet gazetesi ve Tolga Candaş Işık gibi Kemalist gazeteciler, sürekli olarak Kürtleri aşağılamak için çabalıyor. İşte bunlar gericidirler. Herkese hakaret ederler. Kürtleri de böyle bir aşağılama duygusu içerisindedirler” diye konuştu. Yalçın sözlerini şöyle sürdürdü: “İşte Müslümanları aşağılama, Kürtleri aşağılama, Alevileri aşağılama ve kendilerini böyle yukarıya çıkarma, üste çıkarma... Biz bunları yönetmezsek bunlar birbirlerini yerler, işte çocuklarını satarlar, kızlarını satarlar, karılarını satarlar düşüncesiyle bu tür haberler yapıyorlar. Bu çok yanlıştır. Yani hiç böyle şeyler olmuyor demek de mümkün değil, münferit olaylar olabilir. Ama genelleme olarak bütün Doğu ve Güneydoğu böyle yapıyor demek doğru değildir.”
“Hangi Hakla Bir Bölgeyi Mahkum Edersiniz?”
Şanlıurfa Sanayi Odası Başkanı Eyyüp Sabri Ertekin ise, haberi yalan ve iftira olarak nitelendirdi. Düzmece haberlerle memleketlerinin adının lekelendiğini ve bu durumdan son derece rahatsız olduklarını vurgulayan Ertekin, “Öyle bir şey yok. Ayıptır böyle şeyler. Bir tane densizlik üzerinden hangi hakla bir bölgeyi mahkum edersiniz? Bunlar kendilerince haber yapıp sağa sola iftira atıyorlar. Memleketimizin adını lekeliyorlar. Uzayda yaşamıyoruz. Yıllardır burada yaşıyoruz. Öyle bir şey olsa haberimiz olur. Neyi satıyorlar? Öyle saçma şey mi olur?” şeklinde konuştu.
İnternette Aşağılama Yarışı
Cumhuriyet’in bu haberini alıntılayan haber siteleri ve gazetelerin internet sayfaları adeta aşağılama yarışına girdi. Dezenformasyon ürünü haber, ‘Fiyatı 5 bin lira’, ‘Köle pazarı gibi seçmece gelin alışverişi!’, ‘Beş bine satılık çocuk gelin’ gibi başlıklarla alıntılanırken, yapılan yorumlarda olayın farklı boyutlara çekilmesi gözlerden kaçmadı.
Posta gazetesi yazarı Tolga Candaş Işık da, 27 Ocak tarihli “Güneydoğu’da Çanak Terörü” başlıklı yazısında, Güneydoğu’da çanak antenlerden porno film izleyen Kürtlerin ensest ilişki yaşadıkları suçlamasında bulunmuştu. Işık’ın ağır hakaretler içeren yazısı büyük bir infiale sebep olmuş ve binlerce kişi Posta gazetesini taş yağmuruna tutmuştu. Gelen tepkiler üzerine Posta gazetesi Işık’ın işine son vermişti. Ancak olayın gündemden düşmesinden sonra Tolga Candaş Işık tekrar Posta’ya geri dönmüştü. Doğan Grubu gazetesi Posta’nın bu tavrı “Halkı aptal yerine koyma” olarak yorumlanmıştı
EROL METİN / YENİ AKİT