HAKSÖZ HABER
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, dün partisinin grup toplantısında Türkiye’deki ırkçılığı körükleyen nefret söylemlerini yineledi.
Suriyeliler üzerinden vaatlerde bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, iktidar olmaları halinde Türkiye'de yaşayan Suriyelileri geri yollayacağını belirterek şu ifadeleri kullandı; “Suriyeliler yüzünden ev kiraları yükseldi. Buradan tüm vatandaşlarımıza sesleniyorum. Allah'ın izniyle milletin takdiriyle iktidar olduğumuzda ilk yapacağımız işlerden biri; Suriyelileri Suriye'ye kardeşçe göndermek olacak.”
Suriyeliler yüzünden kiraların arttığını iddia eden Kılıçdaroğlu’nun bu nefret söylemini yinelemiş olması; CHP’nin değişmeyeceği algısını güçlendirdiği gibi Türkiye vatandaşı ev sahiplerinin kiraları yüksek tutmasını Suriyelilere bağlamış olması “kara propaganda” örneklerinden biri olarak tarihe geçti.
Kılıçdaroğlu ırkçılık yapmadığını iddia ederek konuşmasında şu cümleleri kurdu: “Irkçılık yapmıyorum. Onların yollarını, köprülerini, hastanelerini her şeylerini yapacağız. Bizim müteahhitler yapacak. Kim finanse edecek? Avrupa Birliği'nden alacağız. Bana söz verdiler... Güle güle diyeceğiz, davulla zurnayla ülkelerine göndereceğiz ve Suriye'de barışı sağlayacağız."”
Irkçılık yapmadığını iddia eden Kılıçdaroğlu’nun; aleni bir şekilde nefret söylemine katkı bulunmadığını söylemek yanlış olabileceği gibi CHP’nin Suriyeliler konusundaki ırkçı tezlerine bir yenisini eklediğini söylemek yanlış olmayacaktır.
“Güle güle diyeceğiz” diyen Kılıçdaroğlu’nun Suriye’deki Esed katilinin yaptıklarından haberi yok dersek de yalan söylemiş oluruz. Kılıçdaroğlu da iyi biliyor ki: Esed katili geri dönenleri hoş karşılamadığı gibi öldürmek için sürekli geri dönün çağrılarında bulunuyor. Kılıçdaroğlu da ‘biz size seve seve onları vereceğiz’ der gibi iktidar olmaları halinde neler yapacaklarını anlatıyor.
Dünya üzerindeki güvenli görülen ülkelere göç etmiş ‘10 milyona yakın Suriyelinin neden ülkesini terk ettiği?’ sorusunu sormaktan kaçınan CHP’nin; katil bir adamla iş tutacağı sinyallerini şimdiden vermesi bir utanç kaynağı olduğu gibi asla insani bir durum veya siyaset tarzı olarak da görülmüyor.