Kemal Burkay, Cizre, Silopi ve Sur'da devam eden çatışmadan PKK ve HDP'yi sorumlu tutarak 'Buna halk savaşı demek için çıldırmış olmak gerekir' dedi. Burkay, Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'ın sorularını cevaplarken PKK hakkında ilginç görüşler paylaştı. 1960'lı yıllardan beri kendisini Kürt sorununun çözümüne adamış bir Kürt siyasetçi olarak tanıtan Burkay, Güneydoğu'da yaşanan çatışma ve operasyonları değerlendirdi.
Burkay, Güneydoğu'da gelinen durumun hem devlet, hem PKK açısından açık bir başarısızlık olduğunu savunarak "Olan hep Kürt halkına oluyor" dedi.
Burkay, PKK'nın başlattığını iddia ettiği ‘halk savaşı’na da şiddetle karşı çıkarak "Buna halk savaşı demek için çıldırmış olmak gerekir" ifadelerini kullandı.
Kemal Burkay'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
"Kürt kentlerini savaş alanına çevirdiler, mahvediyorlar. Kürt halkı perişan oldu, göç ediyor, her şeyini bırakıp gidiyor. Sokaklarda insanların cesetleri kalıyor. Tarihi kentler yerle bir oluyor. Buna “halk savaşı” demek için bir insanın çılgın olması lazım, acımasız olması lazım. PKK'nın yaptığı çok büyük bir yanlıştır. Bu savaşta PKK'nın sorumluluğu çok büyük...
“AKP'YE KARŞI İZLENECEK YOL ŞİDDET OLAMAZ!”
Bu savaş Kürt halkına çok büyük zarar verdi. AKP politikalarından memnun olmayabiliriz, rahatsız olabiliriz, birçok uygulamasını demokrasi ile bağdaştırmayabiliriz. Ve tüm bu noktalarda sonuna kadar haklı olabiliriz. Ama buna karşı izlenecek yol şiddet olamaz.
Şiddet en fazla gariban Kürtleri vuruyor. Sur'da, Cizre'de yaşananlara bakın. “Halk savaşı” deniliyor ama halk bırakıp kaçıyor. Hangi açıdan bakarsanız bakın PKK'nın yaptığı devrimci mücadele tarzı değildir. Makul bir mücadele tarzı değildir.”
“PKK ENGEL OLDU, HDP DİRENEMEDİ”
Kemal Burkay, Kürt sorununu çözümü için ne yapılması gerektiğini konusunda ise 7 Haziran seçimleri sonrası HDP'nin kazandığı 80 milletvekillinin büyük şans olduğunu ancak değerlendirilemediğini savundu.
Burkay’ın bu konudaki sözleri şöyle:
Siyasi kararları iyi işletmek. Bunu başaramadılar. PKK, buna engel oldu. HDP de direnemedi. 80 mebusla gelmişsiniz, parlamentonun üçüncü partisi olmuşsunuz, yüze yakın yerel yönetimi kontrol ediyorsunuz, bunlar büyük olanaklar.
Kitleleri harekete geçirmeleri gerekirdi. Hem parlamentoda hem yerel planda barışçı gösterilerle tepkiler dosta düşmana gösterilmeliydi. O zaman hem Türkiye hem de uluslararası kamuoyunda çok büyük destek kazanılacaktı.
PKK ile ilgili olarak ise Burkay, örgütün tek merkezli olmadığını savunarak şunları söyledi:
"PKK denilince aklımıza tek merkezden yönetilen, kararları kendi özgür iradesiyle alan bir örgüt gelmesin. Öcalan'ın liderliği de şu anda sanıldığı kadar güçlü değil. Kandil'de bir birlik yok bence. Kandil üzerinde İran'ın, Suriye'nin ve Türkiye derin devletinin etkisi var. Kandil'de değişik odaklar var, bunların bir kısmı barıştan yana değil."