Kem söz sahibine aittir

Abdurrahman Dilipak

“Edep ya hu” derlerdi eskiler.. “Kem söz sahibine aittir” diye de bir söz vardır..

Yine eskilerden bir söz: Haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yok eder.

 Kılıçdaroğlu, AK Parti’ye, daha doğrusu Abdullah Gül ve Tayyib Erdoğan’a karşı bir protest sergi açmış. Eminim insaf sahibi CHP’lilerin bile midesini kaldırmıştır bu sergi..

 “Şecaat arz ederken sirkatin söyleyen” adam durumuna düşmüşler aslında..

 Hani bu yaptıkları kendilerine yakışıyor. Çünki bu zihniyetten başka bir şey beklemek de mümkün değil.

 En iyi bildikleri bu. Onu yapıyorlar..

 Karga’dan kimse bülbül gibi, kanarya gibi ötmesini beklememeli..

 Önceki gün Hürriyet’te Çekirge’nin hakareti vardı. Ardından Hürriyet’in başyazarı, daha sonra özür dilemek zorunda kalacağı sözleri sarf etti.

 Doğan Mediasının ucuz gazetelerinde daha ucuz hakaretler yok değil..

 Cumhurun başkanına saygısızlık ederken, aslında onun şahsında Cumhura da saygısızlık ediyorlar. Hem de Cumhuriyet Bayramı’nda..

 Bu adamlar böyle..

 Kendilerini o makama tayin eden kişinin verdiği resepsiyona katılmayarak şecaat arz ediyor birileri..

 Başkomutanına saygısız bir asker. Üstelik general rütbesi taşıyor..

 Bir general böyle yaparsa astsubayı ne yapmaz ki!

 Hem de Cumhuriyet Bayramı’nda..

 Cumhur’un ne demek olduğunun bile farkında değiller demek ki.

 Cumhuriyetin bir “rejim” değil, “şekli hükümet” olduğunun bile farkında değiller..

 Güya Cumhuriyeti korumak ve kollamakla kendilerini vazifeli görenler, hem Cumhurun, hem de Cumhuriyetin anasını ağlatıyorlar..

 Cumhura, Cumhurun iradesinin tecelligâhı olan TBMM’ye, onun başkanına, Cumhurun başkanına, onun hükümetine karşı bu tür kabalıklar içindeki insanlara artık bir dur demenin zamanı geldi..

 Madem gelmiyorlar siz de çağırmayın..

 Neden bu adamları hâlâ, uluslararası teamüllerin aksine ve hukuk devletine yakışmayan bir biçimde, MSB’nin önüne geçiriyorsunuz ki. Marş marş, herkes kendi yerine..

 Hoşlarına gitmiyorsa, istifa ederler..

 Bunların bazıları Genelkurmay Başkanı hariç, 312 general birden bir gazete hakkında, emir komuta zinciri içinde dava açma garabetine sahip insanlar. Diğerleri o gün, o şartlarda 28 Şubat’ın rüzgarları sert eserken kim buna karşı çıkabilirdi ki. Hâlâ emekli oldukları halde bazıları bu yanlışlıktan dönmeye cesaret edemiyorlar..

 Bu davanın o gazeteden çok davacılarına ve TSK’ya zarar verdiğinin, vermekte olduğunun, vereceğinin bile farkında olmayan, bunu bile akledemeyen insanlar demek ki, bunların bazıları..

 Güya akıllarınca darbe planları konusunda sır vermiyorlar. Kararlılık ve cesaret gösteriyorlar.. Örgüt milliyetçiliği yapıyorlar. Arkadaşlarını yargıya teslim etmeyerek vefa gösterisinde bulunuyorlar..

 Hani bu olanlar içlerine sinmiyorsa niye istifa etmiyorlar ki..

 Kazanma şansları yok.. Bir gün mutlaka sıra, bu kanlı ve karanlık, kirli işlere karışanlara da gelecek.. Birileri hâlâ TSK’nın zırhının kendilerine koruma sağlayacağı düşüncesinde olmalı..

 Şu artık apaçık ortaya çıktı ki, birilerinin derdi Cumhuriyeti korumak ve kollamak değil.. İşin içinde başka hesaplar var..

 Askerler resepsiyona katılsaydı CHP de katılırdı.. Asker ve CHP katılsaydı, Mediadaki tetikçiler de meydanı bu kadar boş bulmaz, daha ölçülü davranırlardı..

 Yazık! Bir bayram günü yaptıklarına bakar mısınız! Oysa ne yaptıkları kadar, milletin, dünyanın bu olanları nasıl okuduğunu da düşünmeleri gerekirdi..

Hiçbir askerin onuru, kendilerini o makama oturtan imzanın onurundan daha yüksek değildir.. Muhalefet de iktidardan daha onurludur diye bir kural yok.. O makamı yıpratanlar, kendileri asla bir daha o makama oturmayacaklarını düşünüyor olsalar gerek. Bu gidişle oturamayacaklar da. İktidarın çıtası çok yükseldi zira.. Bu seviyeye onların hayallerinin ulaşması bile çok kolay değil.

 Selâm ve dua ile..

 YENİ AKİT