HAKSÖZ-HABER
İngiliz doktor Abbas Han’ın Suriye’de cezaevinde kendisini asarak intihar ettiğine dair açıklama Suriye rejiminin yeni bir vahşeti olarak tarihe geçerken, uluslar arası medyanın pek ilgisini çekmedi.
Abbas Han Londra doğumlu Pakistan asıllı bir doktor. Geçen yıl Halep’te ortopedist cerrah olarak görev yaparken Suriye ordusunca tutuklandı ve bir yıldan fazla Azra cezaevinde tutuldu. Ve geçen hafta Abbas Han’ın ya gözaltına alınanların tutuklanmalarından önce getirildiği ya da tutukluların serbest bırakılmadan önce bekletildiği Şam’daki Kfar Susa cezaevinde intihar ettiği açıklandı.
Abbas Han’ın annesi Fatima Şam’a gelerek oğluyla son dört ay içinde 4 kez görüşmüştü. Geçen hafta serbest bırakılacağını bekliyordu ama hafta sonu kendisini arayan Suriyeli bir yetkiliden oğlunun pijamasıyla intihar ettiği haberini aldı. Doğduğu Londra’da yaşayan ailesine yazdığı mektuplarda Abbas Han’ın kendilerini çok özlediğini yazdığını ifade eden kardeşi Sara Abbas’ın intihar ettiğine asla inanmadıklarını söylüyor.
Beşşar Esed’in de onay vermesiyle Abbas Han’ın serbest bırakılacağı açıklanmıştı. Britanya Parlamentosu eski milletvekili George Galloway Han’ın ailesi ile görüştükten sonra Suriye Dışişleri Bakanlığı ile temasa geçtiğini ve Suriye makamlarının Han’ı kendisine teslim edeceklerini bildirdiklerini söylüyor. Bir insanın ülkesine dönmek üzere serbest bırakılacağından 4 gün önce intihar etmesinin mantıksız olduğunu söyleyen Galloway Beşar Esed’in kendisine bağlı güvenlik güçlerini kontrol edemediğini düşündüğünü ifade ediyor. Independent muhabiri Robert Fisk de Beşşar Esed’in her fırsatta ülkede kontrolün elinde olduğunu söylediğini ama bu olayın bu iddiayı yalanladığını söylüyor.
Belli ki Baas rejimi uluslar arası kamuoyunda tartışılmış bir ismi bile katletmekten çekinmiyor. Tek suçu mazlum insanlara tıbbi yardım sağlamak olan bir doktoru önce hapsediyor, sonra da katlediyor. Galloway ya da Fisk yanılıyorlar. Onlar işlenen cinayetlerin, katliam ve vahşetin Beşşar’ın iradesi haricinde gerçekleştirildiği zannından hareket ediyorlar. Oysa bu cinayetler Beşşar’ın ülkede kontrolü tam olarak sağlayamadığını değil, bilakis sağladığını gösteriyor.
Neden çekinsin ki, yüzlerce kişiyi kimyasal silahlarla katlettiğinde ödüllendirildi, muhatap alındı, partner olarak seçilip, gelecek ay yapılacak Cenevre Konferansında ayrıcalıklı konuma oturtuldu. Şu veya bu cinayetin Batı nezdinde kendisine zarar verme ihtimalinin olmadığını gayet iyi biliyor. Bu yüzden de katletmekten kaçınmıyor.