Kelimeler kullanabilen için büyük bir güçtür

Mehmed Göktaş, kelime haznemizin iletişimde ve ikna kabiliyetimizdeki önemine vurgu yapıyor.

Mehmed Göktaş/Doğru Haber

Amma, Fakat, Lâkin...

Erzurumlu yaşlı teyze balık satın almak için pazar yerine varmış, balıkçıya; “ula uşağım balıklar teze mi” diye sormuş, genç satıcı suyun içinde oynaşan balıkları göstererek;

“Canlı teyze canlı!” demiş, fakat teyzemiz ısrarla ve biraz da öfkeyle yeniden sormuş; “ula balıklar teze mi diyorum sana?” Genç balıkçı bu defa suda çırpınan balıklardan birini yakalamış ve teyzemizin gözüne sokarcasına; “canlı diyorum teyze görmüyor musun?” deyince teyzemiz biraz geri çekilmiş ve delikanlıya;

“Ula köpeğin oğlu, ben de canlıyım, ama teze miyim?” demiş.

Şimdilerde internet ortamında rastlayacağınız bu anlamlı espriyi biz Erzurum’da öğrenciliğimizde öğrenmiştik. Aynı anlama geldiğini zannettiğimiz kelimeler arasında mutlaka bir fark olduğunu göstermesi açısından güzel bir nükte.

Zaten birçok gramer bilgini dillerde eş anlamlı bir kelime olmadığını, öyle zannettiğimiz kelimeler arasında mutlaka bir fark olduğunu söylerler.

Gençlerle özel sohbetlerde yazmak, konuşmak insanları ikna etmek konusu sorulduğunda sahip olunması gereken şeylerin başında kelime hazinesinin geldiğini söylüyorum.

Bir ustanın önünde çokça malzeme bulunursa ondan güzel bir eser çıkarır, aksi olursa elde bulunan neyse öyle bir şey çıkar.

Galip gelmek, üste çıkmak, muhatabımızı yenmek için değil ama meramımızı anlatabilmek, kendimizi ifade edebilmek, karşımızdakini ikna edebilmek için elimizin altında ciddi anlamda kelime hazinemizin olması gerekir.

İnsan bazen farkına varıyor “amma, fakat, lakin” kelimelerinin tam da eş anlamlı olmadığının.

Sadece kelime hazinesi değil, cümle kurma, vurguların nerede ve nasıl yapıldığını iyi bilmek de ikna kabiliyeti için şarttır. Bunun için de çok okumalı ve çok dinlemeliyiz. Fakat işin erbabı olanların tavsiyelerine uymak daha güzeldir. Aksi halde Nasreddin Hoca’nın keçiboynuzu yedikten sonra kanaatini belirttiği gibi bir damla bal alacağım diye bir çuval odun yemiş gibi oluruz.

Kur’an-ı Kerim’i biraz da bu anlamda okumalıyız, özellikle vurgularına dikkat etmeliyiz, çok okudukça çok şey aldığımızın farkına varacağız.

Bağışlayın böyle bir günde biraz hafif kaçan yazılarımızdan dolayı, hep Kemalistlere vurmayalım, onlar da biraz nefes alsın.

Selam ve dua ile.

Yorum Analiz Haberleri