AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, 12 Mart 2017’de yapılan Yükseköğretime Geçiş Sınavı’na (YGS), geç kaldıkları gerekçesiyle alınmayan ve “09.45 mağdurları” olarak nitelendirilen 117 öğrenci, Kamu Denetçiliği Kurumu’na (KDK) başvuruda bulundu.
Öğrenciler başvurularında, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM) “Sınavın başlama saatinden 15 dakika önce adayların sınav binalarına alınma işlemleri tamamlanacaktır. Adaylar, saat 09.45’ten sonra sınav binalarına alınmayacaklardır.” kuralı çerçevesinde, geç kaldıkları gerekçesiyle sınav binasına girişlerinin engellendiğini, üniversite hayallerinin sona erdiğini belirterek, mağduriyetlerinin giderilmesini istedi.
“Yeni Mağduriyetlere Yol Açmasın”
Başvuruları değerlendiren KDK, ÖSYM’ye söz konusu öğrencilerin sınav saatinden önce hazır bulunmalarına rağmen sınav binasına alınmamalarından doğan mağduriyetlerinin, Lisans Yerleştirme Sınavı’na (LYS) girmeye hak kazanan öğrenciler açısından yeni mağduriyetlere yol açmayacak şekilde giderilmesi tavsiyesinde bulundu.
Tavsiye kararında, “sınav saatinden 15 dakika önce sınav binası önünde hazır bulunma” kuralının da gözden geçirilerek, bundan sonraki sınavlarda benzer radikal kararların alınması durumunda ölçülü ve orantılı davranılması, yumuşak geçiş yapılarak, adayların ve ailelerin iletişim, medya araçlarıyla yeterince bilgilendirilmesi önerisinde bulunuldu.
“Kural Ölçüsüz Müdahale İçeriyor”
Kamu Denetçisi Arif Dülger tarafından hazırlanan, Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç’un onayladığı kararda, söz konusu kural ve yaptırımın temel bir hak olan eğitim hakkına ölçüsüz bir müdahaleyi içerdiği, bu müdahale neticesinde orantısız ve ölçüsüz bir mağduriyet oluştuğu vurgulandı.
ÖSYM tarafından söz konusu kuralın, “adayların motivasyonunun sağlanması”, “sınav güvenliğinin gereği gibi yerine getirilmesi” ve “sınav öncesi işlemlerin sınav başlamadan önce tamamlanması” gibi gerekçelerle uygulandığının ifade edildiği kararda, idarenin amacını sağlaması noktasında kuralın “elverişlilik” ilkesine uygun olduğunun düşünülebileceği belirtildi.
“Sınav Binasına Alınmamak Olabilecek En Ağır Yaptırım”
Amacı sağlayabilecek daha yumuşak ve yapıcı bir çözüm bulmak mümkünken, idarece, sınav saatinden daha önce sınav binasına gelen adaylara “sınav binasına alınmamak” şeklinde uygulanan yaptırımın, bir aday için olabilecek en ağır yaptırım olduğuna işaret edilen kararda, şu değerlendirmelere yer verildi:
“09.45 ile 10.00 saatleri arasında sınav binası önünde hazır bulunan adayların sınav binasına alınmaması yerine, ayrı bir sınav salonuna alınması şeklinde bir çözümün tercih edilmesi hâlinde de idarece belirtilen amaçların gerçekleşmesinin mümkün olduğu değerlendirilmiştir. Böylece, hem idarece gözetilen sınav salonuna vaktinde gelen adayların motivasyonu ile dikkatinin bozulmaması, sınav düzeninin korunması, güvenlik tedbirlerinin gereğince uygulanabilmesi sağlanacak hem de sınava geç kalan adayların sınav öncesi işlemlerinin daha geç tamamlanması, sınava daha geç başlaması ve daha az soru cevaplaması ihtimali dışında bir külfete katlanması gerekmeyecektir.”
Kararda, ÖSYM tarafından getirilen “sınav binasına alınmama” şeklindeki yaptırımın sonucunda bir yıl sonra yapılacak sınava girmek dışında başka bir hakkı bulunmayan adayın, maddi ve manevi olarak ağır bir külfete maruz bırakıldığına vurgu yapıldı.
Sınava Girmeyenlerin Sayısında 2 Kata Yakın Artış
Söz konusu yaptırımın daha az katılımın olduğu bir sınav yerine, katılımın geniş olduğu YGS’de kademeli ve yumuşak geçiş yapılmadan uygulanmaya başlanmasının, idari istikrar ilkesiyle bağdaşmadığının bildirildiği kararda, idari istikrar ve idari güven ilkesi gereğince, yerleşik uygulamalarda yapılacak bir değişikliğin, etkililiği sınanmış yumuşak geçişlerle gerçekleştirilmesi gerektiği ifade edildi.
Önceki yıllarda yapılan sınavlara ilişkin istatistiklerin aktarıldığı kararda, 2017 yılındaki YGS’ye 102 bin 949 kişinin girmediği, bu rakamın geçen yıl 61 bin 482 önceki yıl ise 59 bin 227 olduğu belirtildi. Kararda, 2017 istatistiklerinin 2015 ve 2016 yıllarıyla karşılaştırıldığında sınava girmeyen aday sayısında 2 kata yakın artışın meydana geldiği, bu artışın büyük ölçüde uygulamaya konulan yeni kuraldan kaynaklandığının değerlendirildiği vurgulandı.
“Hukuka ve Hakkaniyete Aykırı”
KDK’nın tavsiye kararında, şunlar kaydedildi:
“Sınav binası önünde, sınav başlama saatinden 15 dakika öncesinde hazır bulunulma kuralının idarenin amaçlarını karşılama bakımından elverişli olduğu, ancak 09.45 ile 10.00 saatleri arasında sınav binası önünde hazır bulunan adayların sınav binasına giriş yapamayacağı yaptırımının, gereklilik ve orantılılık unsurlarını sağlamadığı değerlendirilmiştir. Böylece, idarece getirilen yaptırım suretiyle eğitim hakkına yapılan müdahalenin ölçülü olmadığı, dolayısıyla bu yaptırımın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu değerlendirilmiştir.
Ölçüsüz bir şekilde eğitim hakkına yapılan müdahale sonucunda oluşan hak ihlalinin giderilmesi gerekmektedir. Bu hak ihlalinin giderilebilmesi için idareden beklenen, başvuran 117 kişi ile birlikte sınav günü 09.45 ile 10.00 saatleri arasında sınav binası önünde hazır bulunduğu idarece tespit edilen tüm adayların mağduriyetini giderici tedbirler almasıdır. Bu konuda yeni sınavın yapılması hâlinde ‘kolaylık-zorluk’ tartışmalarının ortaya çıkacağı ve adayların sıralamalarının değişeceğinden bahisle yeni mağduriyetlerin oluşabileceği düşünüldüğünde, somut olay kapsamında hukuka aykırılığı ortadan kaldıracak çözümlerin yeni mağduriyetler oluşturmayacak şekilde gerçekleştirilmesi idareden beklenmektedir.”
KDK Başvuraları Daha Önce İşe Yaradı
Daha önce KDK’nın ÖSYM ile “dostane çözüm yolu” kapsamında yaptığı görüşmeler sonrasında ilaçla sınava girdiği gerekçesiyle bazı öğrencilerin iptal edilen sınavları geçerli sayılmıştı.
LYS, ALES ve KPSS’ye başvuru tarihlerini kaçıran bazı mağdur öğrencilerin KDK’ya başvurularının ardından da ÖSYM, söz konusu öğrenciler için bir günlük ek başvuru süresi vermişti.