Ergenekon Terör Örgütü operasyonlarında topraktan fışkıran saldırı silahları Ergenekon Törer Örgütü'nü (ETÖ) "fasa-fiso" olarak görenleri bile şaşkına çevirdi.
Çünkü parametre değişti.
Silah parametresi ETÖ denkleminin sonucunu büyük ölçüde etkileyecek.
Ama hâlâ bazı çevreler bu "Bu kadar silahla darbe mi yapılırmış", "Bunlar darbe yapmaya yetmez" gibi sözler etmeye devam ediyorlar.
Etsinler bakalım, nereye kadar devam edebilecekler.
Onlar, gökte "la ilahe illallah" dahi yazsa Allah'a inanmayacak kadar cahil, gözü kulağı mühürlü kimselerdir ancak.
Ortada bunca delil var...
Topraktan fışkıran bunca silah...
Örgütlenmiş onca devlet görevlisi...
Tutuklanmış eli silah tutan askerlersiviller...
Var var var!
Daha ne delil arıyorlar inanmak için?
Bir görmedim, duymadım, bilmiyorumcular var, bir de inkarcılar var.
CHP'de bir kesim bu inkarcıları temsil ediyorlar.
Darbe olduğunda bile, -ki 28 Şubat'ta öyle davrandılar- ne darbesi bu bir sivil toplum hareketidir dediler.
Allah'tan korkun be. El insaf!
Yerin kulağı var
E.. benim de kulağım var
Peki ben yer miyim?
Yemem.
Yemiyor millet artık.
"Bu kadar silahla darbe mi olurmuş" diyenlere söyleyecek çok sözümüz var.
Değil küçük çaplı bir orduya yetecek kadar silah, tek bir tabanca ile, dededen kalma bir çakaralmaz ile bile Türkiye'ninki gibi bir orduya sahip bir ülkede her şeyi yapmak mümkündür.
Darbe gelenekte var.
Her on yılda bir gelmişler...
Partileri, Meclis'i kapatmış, siyasi liderleri hapsetmiş...
Başbakanları bakanları asmışlar. Sayısız hükümet yıkıp, bir o kadar muhtıra vermişler.
Toplumdaki bir kısım gelişmeler karşısında sürekli rahatsızlıklarını bildirip "Askerler rahatsız" manşetleri attırmışlar.
Böyle bir ülkeyi darbe ortamına itmekten kolay ne olabilir ki?
Zaten ETÖ'de TSK'nın nüfuzunu ve gücünü kullanarak TSK'yı sahaya çekmeye çalışan bir örgütlenme.
Peş peşe öyle birkaç siyasi cinayet işlersin ki, ülke bir anda hallaç pamuğuna döner.
Sonra da gelip sükuneti sağlarlar.
Hiç kimse de "11 Eylül günü akan kan nasıl oldu da 12 Eylül'de bitti" sorusunun cevabını vermez, veremez.
Ya da kimse "28 Şubat günü irtica vardı da 1 Mart'ta irtica nasıl ortadan toz duman oldu" sorusunun cevabını aramaz. Kaos politikası yani... Bunu denediler.
Danıştay baskını, Hrant Dink ile başlayan cinayetler devam edecekti.
Plan bir Ermeni'yi, bir Kürt'ü, bir Sabetayisti öldürerek toplumu kamplaştıracaklardı.
Toplum bir birine düşecek, sağda solda patlayan bombalar toplumda huzuru kaçıracaktı.
Böylece ülke askeri darbeye müsait hale gelecekti.
Bu sefer tutmadı. Beceremediler. Fenersiz yakalandılar.
Bundan sonra da beceremeyecekler. Çünkü gerçekten çok ağır bir darbe yediler. Yani, kazmaya devam.
Kazdıkça parametreler değişecektir.
Alınacak daha çok mesafe var, daha gidecek çok yol var, dağların ardında dağlar var.
BUGÜN