HAKSÖZ HABER
1956 yılından 2011 yılına kadar otoriter rejim ile diktatörler tarafından yönetilmiş olan Tunus, 2011 yılında Onur Devrimi adı verilen halk ayaklanması ile Zeynel Abidin Bin Ali diktasını devirmiş ve ülkede ilk seçimler gerçekleşmiştir. Tunus halkının barışçıl protestoları sonrasında ülkeyi 24 yıl diktatörlükle yöneten Zeynel Abidin Bin Ali istifa etmek zorunda kalmasıyla yeni bir dönem başlamıştır.
İslami hareketin önde gelen isimlerine yönelik baskılar da bu dönemle birlikte son bulmuş ve Raşid Gannuşi yıllar sonra ülkesine dönebilmiştir. 2019 yılında ise yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde Nahda’nın desteği ile Tunus’un Cumhurbaşkanı olarak seçilen Kays Said’in, göreve gelmesinden kısa bir süre sonra dönemin başbakanı Hişam el-Meşişi’yi görevden alması, parlamentoyu feshetmesi, milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırarak meclise girişlerini engellemesi ve yeni bir anayasa hazırlayarak iktidarını korumaya yönelik düzenlemeler getirmesi vesayet sistemini aşmak için yıllarca çaba gösterilen Nahda'ya yönelik bir darbe olarak tarihe geçti.
Şuan da Tunus'ta belirsizlik sürerken Gannuşi gibi önemli aktörler hapsedilmiş durumdalar. Worldwide Lawyers Association tarafından hazırlanan raporda Kays Said tarafından gerçekleştirilen darbenin ardından Tunus'ta yaşanan gelişmelere dikkat çekiliyor.
Rapora ulaşmak için: