Din ve tarih dâhil, her şey bir ikilem içinde ele alınıyor Türkiye’mizde.
Bu yüzden hem her şey muğlâk kalıyor, hem de tartışmalar çabucak kavgaya dönüşüyor…
İdeolojinin (rahmetli Cemil Meriç’in deyişiyle, “ideoloji deli gömleğidir”) tuzağıdır bu toplumlara; biz galiba böyle bir tuzağa düştük!
Aslında resmi mülâhazaların giremeyeceği iki alan söyle deseler, tereddütsüz “din” ve “tarih” deriz. Hazin ki en çok bu alanlara girmiş, görüş bildirmiş, hükümler vermiş…
Sadece totaliter rejimlerde rastlanabilen bu anlayış, Türkiye Cumhuriyeti’nin yakasını hiç bırakmamış…
Tabii “ifrat”, “tefrit”i doğurmuş, her ifrat kendi alternatifini üretmiş…
Meselâ, “resmi tarih”in (ki ders kitaplarında somutlaşır) “Kızıl Sultan” dediği Sultan II. Abdülhamid Han, alternatifinde “Ulu Hakan” olarak selâmlanmış, resmi tarihin “vatan haini” ilân ettiği Sultan Vahideddin, alternatifinde “büyük vatansever” olmuş. Bunların ve benzerlerinin etrafında saflaşmalar meydana gelmiş, kıran kırana savaşlar yaşanmış...
İki tarafın bilgi sahibi olmadan kanaat sahibi olmuş fanatikleri, tarihi kişilerle olaylara salt tarih ilmi açısından yaklaşan dürüst tarihçiyi konudan uzak tutmuş…
Dolayısıyla gerçek Abdülhamid’le gerçek Vahideddin, tarihimizin diğer bazı “gerçek”leri gibi, kaynayıp gitmişler.
Böyle bir ortamda, özellikle yakın tarihe ilişkin olarak resmi tarih tezine aykırı şeyler söylemek büyük cesaret istiyor…
Oysa yakın tarih hakkında aldığım soruların haddi hesabı yok. Ne çare ki, yakın tarih, tam bir mayın tarlasıdır…
Tek kaynaktan ve tek kanaldan beslenir. Tek kaynaktan, tek kanaldan (Atatürk’ün “Nutuk”u) beslendiği için de tümüyle “resmî” kimliklidir.
İşte bu yüzden yakın tarih, belgelerden ziyade duygulara bağlı olarak gelişmiştir.
Artık bunu aşmamız, tarihin kodlarını çözmemiz gerekiyor…
Yeni kitabım “Kayıtdışı Tarihimiz” işte böyle bir ihtiyacın ürünüdür.
•
Söyler misiniz sevgili dostlarım, bazı sorular kafanızı kurcalamıyor mu?
Soru: Sultan Abdülaziz öldü mü, öldürüldü mü?
Soru: Sultan II. Abdülhamid’in gerçeği nedir? “Ulu Hakan” mı, “Kızıl Sultan” mı?…
Soru: Enver Paşa hain miydi?
Soru: Gençliğini savaş meydanlarında tüketen, birkaç kez yaralanan ve İstiklâl Savaşı’mızın başlarında çıkan isyanları bastırıp büyük hizmetler yapan Çerkes Edhem Bey neden ülke dışına çıkmak zorunda kaldı?
Soru: Birinci İnönü Savaşı gerçekten var mı?
Soru: Türkiye’yi işgal eden İngilizlerle Fransızlar olduğuna göre, biz neden hiçbir cephede onlarla savaşmadık?..
Soru: Lozan masasına savaşı kazanmış bir devlet olarak mı oturduk, yoksa kaybetmiş bir devlet olarak mı?..
Kazanmış bir devlet olarak oturduksa, neden “Misak-ı Milli” sınırları içinde kalan bölgelerin (Musul, Kerkük, Batı Trakya, Ege Adaları) bir kısmından vazgeçtik?..
Soru: Balyoz, Sarıkız, Kafes, İrtica Eylem Planı gibi gizli çalışmaların tarihi kökleri var mı?..
Soru: Günümüzü kasıp kavuran cuntalar tarihimizin bir mirası mı?..
Soru: İstiklal savaşımızın gerçeği ne?. Yunanlılar’ın İzmir’i işgal etmesini isteyen İngilizler, sonra neden Yunanistan’a sırtlarını çevirdiler?..
Soru: Atatürk neden evlenip boşandı?
Soru: Latife Hanım’ın yasaklanmış anılarında neler yazıyor?..
•
Uzak ve yakın tarihimize ilişkin daha pek çok soru…
•31 Mart Olayı’nın sırrı…
• Menemen Olayı’nın aslı…
• Dersim ve Şeyh Said İsyanı’nın gerçek sebepleri…
• Yıldız Yağması’nın perde arkası…
• Sarıkamış Harekâtı için uydurulan yalanlar…
• Trabzon Meb’usu Ali Şükrü Bey’le Topal Osman Olayı’nın sırrı…
• İzmir Suikastı’nın içyüzü…
Kısacası “Kayıtdışı Tarihimiz” isimli son kitabımızla tarihin loş koridorlarında bir gezintiye çıkıyoruz…
Ya da sırküpünün içinde tarihi gerçeğimizi arıyoruz.
NOT: Son kitabım “Kayıtdışı Tarihimiz”i kitapçılardan, NT mağazalarından ve 0212 444 24 14 numaralı telefondan temin edebilirsiniz.
VAKİT