‘Kaybedecek Zalim’ İçin Kaybetmek

Ahmet Varol

Zalim güçlü de olsa ilkelerimiz zalime karşı mazlumun yanında yer almayı gerektirir. Haktan ve adaletten yana yer alanları tarih hep övgüyle anmıştır.

İnsan vicdanı onlara hep saygı duymuştur. Bazı dönemlerde zalimler ve onların çizgilerini sürdürenler gücün, kuvvetin sunduğu geçici üstünlüğü kullanarak baskı altında tuttukları toplumlara kendilerini zorla kabul ettirseler de vicdanlar reddeder. Haklı olanlar dünyada tahtlarını kaybetseler de hakka ve adalete saygılı tüm nesillerin gönüllerine taht kurarlar.

Gerçekleri ters yüz ederek zulmün üstünü örtmek için ne kadar uğraşsanız da başarılı olamazsınız. Bilgi ve iletişim tekniklerinin çok geri olduğu dönemlerde bile zalimler ve yardakçıları bunu başaramadılar. Bugün tüm engellemelere rağmen, herhangi bir gazetecilik eğitimi almayan amatör şoförlerin dahi ceplerindeki telefon cihazlarıyla gördüklerini kayıt altına alarak sınır dışına çıkarabildikleri, internet vasıtasıyla olan bitenlerin saati saatine ilgilenenlerin dikkatine sunulduğu bir dönemde zulüm rejimlerinin sergilediği vahşetin üstünü örtmek mümkün değildir. Kaldı ki Suriye’de artık mızrak çuvala sığacak gibi değil.

Zulümde vefa olmaz. Zulmeden, haksızlık eden kişi öz baban, kardeşin ve yakın akraban bile olsa zalime karşı mazlumdan yana olman gerekir. Zulmeden senin yakının ise yapman gereken onun yaptığı zulmü ve haksızlığı desteklemek, çirkin fiillerinin üstünü örtmek değil zulümden vazgeçmesini sağlamaya çalışmaktır. Zulmünü desteklediğin ve çirkin fiillerinin üstünü örtmeye çalıştığın zaman yaptıklarına ortak olursun. İşte o zaman kendine çok kötü bir yakın arkadaş edinmiş olursun ki o seni kendisiyle birlikte ateşe sürükler.

“Kim Rahman’ın zikrini görmezlikten gelirse onun başına bir şeytanı musallat ederiz. Artık o onun yakını olur. Şüphesiz onlar bunları yoldan alıkoyarlar, bunlarsa kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar. Sonunda bize geldiğinde (şeytanına) der ki: “Keşke seninle benim aram iki doğunun uzaklığı kadar olsaydı! Meğer ne kötü bir yakınmışsın!” (Yakınmanız) bugün size yarar sağlamayacak. Çünkü zulmettiniz. Şüphesiz siz azapta da ortaksınız.” (Zuhruf, 43/36-39)

Üstelik böyle bir zalimi yakın dost edindiğinden dolayı haktan ve adaletten yana, zulme karşı tavır koyan asıl dostlarını da kaybeder. Oysa asıl onlara vefa göstermesi, onlarla birlikte zulme ve zalime karşı durması gerekirdi. Bir zalimi kaybetmemek için adaletten ve haktan yana duran bütün dostlarını kaybetmek ne kadar akılsızca bir fedakârlıktır.

Halbuki o zalimi de kaybedeceği kesin. Çünkü Suriye direnişi sanıldığı gibi bir gerilla savaşı değil. Bir halk ayaklanması. Gerilla savaşı olsaydı şimdiye kadar bitmiş olması gerekirdi. Zira Baas rejimi şimdiye kadar bir gerilla gücüne toplanabilecekten fazla sayıda insanı katletti. Öldürdüğünden çok daha fazla sayıda insanı zindanlara doldurdu. Onların sayısını da kesin bilmiyoruz. Ama buna rağmen direniş kararlılıkla sürüyor ve göstermelik referandum oyunları da kimseyi tatmin etmiyor. İnsanlar artık korku duvarını aşmış. Bu yolun dönüşü olmadığına inanıyorlar. Baas diktası ise sürekli dökülüyor. Kontrolündeki ordunun dağılmaması için kendi askerlerine bile şiddet uygulama ihtiyacı duyuyor. Ama buna rağmen askerler kendi insanlarını öldürmeye zorlanmaktan kurtulmak için ölümü göze alarak kaçmayı tercih ediyor ve dağılıyorlar.

Hem zalim, haksız, kan dökücü ve gaddar hem de kaybedecek. Böyle birini kaybetmemek için kendi dostlarını, sevenlerini, saygı duyanlarını kaybediyorsun. Yolun sonunda onunla birlikte sen de kaybedeceksin. Zaten kendini ötekileştirerek, zalimlerle aynı kategoriye konarak kaybetmişsin. Bunun neresi acem siyaseti!

Not: Yarın inşallah Suriye’de katil Baas rejiminin şehit ettiği kardeşlerimiz için Cuma namazından sonra Beyazıt Camii’nde gıyabi cenaze namazı kılınacak ve orada özgürlük, adalet ve hak mücadelesi veren kardeşlerimizin bu mücadelesine destek verilecek. O insanlar Baas diktasının son bulması için canlarını, mallarını feda ederken, evleri üstlerine yıkılırken biz de bir Cuma namazımızı onların davalarına destek amacıyla Beyazıt Camii’nde kılarak ve namazdan sonraki etkinliğe iştirak ederek zulme karşı mazlumların yanında durduğumuzu ortaya koyalım.

YENİ AKİT