Katliam Çığlığını Duymayanların Barış Çığlığı

Şarkıcısı, türkücüsü, yazarı, şairi, sendikacısı, partilisi bütün sol toplandı; Suriyeli muhaliflere karşı “çığlık” oldu.

HAKSÖZ-HABER

Bolca sol-sosyalist ajitasyonun ve Alevilik propagandasının yapıldığı; “halkların kardeşliği” sloganlarının atıldığı etkinlikte; katliamdan kaçan çaresiz insanlara “Evlerinizi kiralamayın!” şeklinde insanlık dışı ve utanç verici çağrılarda bulunuldu.

25-26 Ağustos tarihlerinde Antakya’ya bağlı küçük bir bir belde olan Yeşilpınar’da “Barışa Çığlık” adı altında iki gün süren bir program düzenlendi. Yeşilpınar Belediyesinin 8 yıldır “Yeşilpınar Defne Kültür Sanat Festivali” olarak düzenlediği festival, bu yıl Suriye’deki gelişmeler nedeniyle bu etkinlik çerçevesinde panel, konferans ve konser organizasyonlarıyla devam etmiş oldu.

Etkinliğe sol-sosyalist çevrelerden bilinen birçok yazar, müzisyen, gazeteci, sendikacı, parti temsilcisi isimler oradaydı. Davetliler arasında ulusalcı-Kemalistlerin yanı sıra “İslamcı” etiketli ya da bir dönem İslamcı camia içinde yer alan kimi isimler de vardı. Beşşar Esed rejimini savunan birçok isme rağmen tek bir muhalif temsilci yoktu. Katılmadı değil, davet dahi edilmedi. Hoş, davet edilseydi dahi böyle bir etkinliğe onurlu hiçbir muhalifin katılmayacağı ortada ancak Yeşilpınar Belediyesi Başkanı durumu şöyle izah ediyor: “Sadece savaş karşıtlarını davet ettik.” AK Parti’den davetli olmamasının da sebebini buna bağlıyor: “Savaşın sorumlusu AKP olduğu için AKP’den kimseyi davet etmedik.”

İlginçtir, savaşa karşı yapıldığı ifade edilen, “Kardeş Kanına Hayır! Barışa Çığlık” adı verilen etkinliğe yaklaşık iki senedir kendi halkının üstüne bombalar yağdıran bir rejimin savunucuları davet ediliyor ve etkinlik boyunca bu rejim için övgüler diziliyor.

İki gün boyunca Yeşilpınar Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirilen etkinliğin moderatörlüğünü Grup Yorum’un eski solisti Hilmi Yarayıcı ile gazeteci Enver Aysever yapmış. Panellere milletvekilleri Süleyman Çelebi, İlhan Cihaner, Hurşit Güneş, şarkıcılar Sadık Gürbüz, Pınar Aydınlar, gazeteci Fehim Taştekin, yazar Alptekin Dursunoğlu ve Kenan Çamurcu, Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Ender İmrek, Lazkiye Arap Yazarlar Sendika Başkanı Necdet Zereika gibi isimler katıldı. İhsan Eliaçık video konferansla mesaj gönderdi. (Etkinliğe katılanların tam listesini aşağıda bulabilirsiniz.)

Paneller sırasında sık sık “Katil ABD, İşbirlikçi AKP”, “Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi” gibi sloganların yanı sıra “Allah ve Beşşar” diye devam eden Baas sloganları da atıldı.

Etkinlik alanı girişinde ESP, Halkevleri, Kaldıraç ve Mücadele Birliği gibi sosyalist parti ve kurumlar stant açtı.

Hilmi Yarayıcı’nın açış konuşmasından sonra forumun ilk konuşmasını CHP milletvekili Hurşit Güneş yaptı. Güneş, "Apaydın kampına giremedik. Apaydın'da ne var, ne saklanıyor?" diye sordu. 

Alptekin Dursunoğlu: Esed, Direnişe Destek Vermenin Bedelini Ödüyor

YDH editörü ve bir dönem eski Selam Gazetesi yazarı Alptekin Dursunoğlu, sık sık alkışlarla kesilen konuşmasında Suriye’nin; Beşşar Esed’in de dediği gibi direnişin yanında yer almasının bedelini ödedidiğini ve bir emperyalist saldırıya maruz kaldığını ifade etti. Esed’den “Suriye Cumhurbaşkanı” olarak bahsetmesi büyük alkış topladı. Hizbullah’ın İsrail’e karşı mücadelesinde Suriye’yi yanında bulduğunu ifade eden Dursunoğlu, “Suriye’ye yönelik savaş, 1400 yıl önce tanık olduğumuz Kur’an’ı mızraklara takan bir siyasetle yönetiliyor.” dedi. Suriye’nin verdiği savaşın onurlu bir direniş olduğunun altını çizen Dursunoğlu, 100 kadar devlete karşı direnen Suriye’nin bu badireyi atlatacağına inandığını söyledi.

İhsan Eliaçık: “Türkiye, Emperyalizmin Taşeronu”

“Bölgemiz önemli olaylara gebedir. Dün Irak’ta, Libya’da, Afganistan’da olduğu gibi küresel aktörler Suriye’de de bir plan içindedirler.” diyen İhsan Eliaçık, etkinliğe video konferansla katıldı ve “Amerika, İngilizler ve İsrail tarafından oluşan küresel koalisyon, İslam dünyasında nerede zulüm olduğuna karar verirse bizimkiler de orada zulmün olduğuna karar veriyor.” dedi.  Hükümetin dış politikasını eleştiren Eliaçık, sıfır politikanın iflas ettiğini söyledi ve “Türkiye bir koçbaşı gibi, taşeron gibi Ortadoğu’daki emperyalist amaçlar için kullanılmak isteniyor.” dedi.

Muhalifler, Meğer Taştekin’in Verdiği Aklı Dinlememiş!!!

Gazeteci Fehim Taştekin, iç savaş patlak vermeden önce muhaliflerin bir panelinde konuşmacı olduğunu ve silahlanmamaları, dış müdahale çağrısı yapmamaları ve mezhepçilik yapmamaları uyarısında bulunduğunu, bunun da muhaliflerin bildirisine eklendiğini söyledi. Taştekin "3 ay sonra bir başka etkinlikte söz aldığımda 'siz bu maddelere ihanet ettiniz' dedim" dedi. Taştekin, TV programlarında muhalifler ya da AKP hükümeti destekçilerinin reklam aralarında "Aslında sen haklısın ama biz bunları söyleyemeyiz" dediklerini de söyledi. 

Divan adına programın sunuculuğunu yapan Grup Yorum’un eski solisti ve son dönem milletvekili seçimlerinde aday olduğu CHP’den Hatay’da 6. sırada aday gösterildiği için çekilmek zorunda kalan Hilmi Yarayıcı “Eli kanlı katilleri mahallelerimize sokaklarımıza almamalıyız.” diye konuştu. Ev sahiplerine, emlakçılara ve muhtarlara seslenen Yarayıcı, para kazanma hırsıyla evleri kiralama yanlışından vazgeçmeye çağırdı.

“Allahu Ekber Nidaları Atanlar Katildir!”

İstanbul Tabip Odası Ali Çerkezoğlu, konuşmasında “Afganistan, Irak’la başlayan işgalci politika yeni değil. Haçlı seferleri Antakya üstünden Kudüs’e gider. Bu işgalciler neo-liberalizmin haçlı seferindeler. El Kaideciler, NATO, ABD el ele bu haçlı seferinde. Katile katil demek gerekiyor, işgalciye işgalci demek gerekiyor. Boğaz keserek Allahu Ekber nidaları atanlara katil demenin adını koymanın yeridir, zamanıdır.” dedi.  

Esed, Emperyalizme Karşı Direnen Bir Aslandır!

Programın en renkli ve cesur katılımcısı olduğu şüphe götürmeyen Kenan Çamurcu ise “Yavuz hırsız NATO beygirine atlamış Şam’a doğru doludizgin koşuyor. Ama bilmiyor ki orada emperyalizme karşı dik duran bir aslan var. Arap ülkelerinin şeyhliklerin toplanıp Suriye’ye demokrasi getireceğiz demesi en komik karikatürdür.” şeklinde konuştu. Suriye’yle ilgili her detayı bildiğini söyleyen Çamurcu, Hatay’a geldiğinde duydukları karşısında şok yaşadığını ve bu kirli savaşa destek verenleri anlayamadığını söyledi.

Aleviyle gurur duyduğunu söyleyen türkücü Alevi Aydınlar ise “barış” iddiasıyla yapıldığı söylenen

Bir dizi filmde oynadığı “Balıkçı” rolüyle ünlenen yazar Orhan Alkaya tarafından okunan Barışa Çığlık etkinliğinin sonuç bildirgesinin ardından son olarak sol yumruklar havada "Çav Bella" şarkısı söylendi. 

Yapılan Bazı Konuşmalardan Özetler:

Mehmet Ali Edipoğlu: "Bir suç duyurusu yapıyorum. Bu kentin sokakları silahlı insanlarla doldu. Bunlar Suriyeli değil. Libyalı, Çeçenistanlı… Diğer ülkelerden gelen paralı askerler. Bir sorun yaşanırsa sorumlusu Başbakan'dır, Dışişleri Bakanı'dır." Ediboğlu, emperyalizme karşı direnenlerden söz ederken Che'yi, Lenin'i, Mao'yu, Ho Amcayı andı.

Semir Aslanyürek: Hatay halkının sabrını zorlamayın, Zülfikârı kınından çıkartmayın… Can Yücel’in dediği gibi, artık Türkiye ikiye bölünsün: Namuslular ve Namussuzlar diye...

İlhan Cihaner: “Evlerimizi lütfen kiralamayalım. Olaylarda adli başvuruları yapalım. Hukuk bürosu kurup takip edelim. Demokratik tepki gösterelim.” 

Dinç Çoban: Bu kentin sokaklarında eskisi gibi barış türküleri söylemek istiyorsanız sokaklarınızı şerden koruyun.  Bunun için evlerinizi devrimcilere açın, onlar sizi şerden koruyacaktır…

Ömer Ödemiş: Hatay El Kaideciler tarafından işgal altında. El Kaidecilere destek vererek buralarda akan her damla kanın sorumlusu AKP’dir. Farklı kültürler arasında bir harç işlevi gören BAAS’a laf edenler dönüp kendilerine baksınlar.

Ali Nafile: Antakya’nın, barışın ve kardeşliğin sembolü defne… Artık, şeytan ve vicdan arasında tercih yapın…

Orhan Alkaya: AKP, Suriye konusunda yalan söylüyor. Barış isteyenler dış ilişkileri kıraathane jargonuyla sürdüremezler…

Sadık Gürbüz: AKP’nin beslendiği kaynak, düşmanlıktır. Bundan olayı, bunlarda vicdan ne arar, onların Kâbesi insan değildir. Bunlar, sağlığa da, vatana da, insana da düşmandır. Barış için önce AKP gönderilmeli… AKP'nin sadakasını, 'senin sadakan haramdır haramzade!' diye geri çevireceksiniz. AKP tarihin çöplüğüne atılacaktır.

Emre Doğan:  Zulme tanıklık ediyor, bundan dolayı da barışı savunuyoruz…

Kemal Okuyan: Esad’a bakarak mı teröristleri aklayacağız? O hainler Esad’ın tırnağı bile olamaz…

Ali Kenanoğlu: Suriye’de de, Hatay’da da Muaviye Ordusu Alevilere karşı katliamlara hazırlanıyor. AKP, Muaviye Ordusunun ta kendisidir. Biz bu topraklarda Yavuz Sultan Selimlere, Kuyucu Murat Paşalara boyun eğmedik, Tayyip kim oluyor, ona mı boyun eğeceğiz…

Erol Ekici: Irak’ta, Libya’da ne olduysa, Suriye’de olan odur. Suriye’de çaba boşa çıktı, 1 yıl yedi aydır namuslu Suriye halkı direniyor. Onların sesine ses vermek, destek olmak gerekiyor…

Süleyman Çelebi:  Türkiye ağıt yakmayı bırakmalı, barış çığlıklarını sokaklarda birlikte kol kola haykırmalıyız. Emperyalizme karsı ortak mücadele hattını örmek tüm devrimcilerin namus borcudur…

***

YILDIRAY OĞUR’DAN SAĞLAM ELEŞTİRİ

Etkinliği bugün Taraf’taki köşesinde değerlendiren Yıldıray Oğur’un yazısının başlığı dahi sol-sosyalistlerin ve kuyrukçularının içine düştüğü tezat ve sefaleti göstermeye yeterdi: “Peki, sakallı Che’nin Bolivya’da ne işi vardı?

Yıldıray Oğur, son günlerde kimi medyanın CHP öncülüğünde Hatay’daki Suriyeli mülteciler üzerinden başlattığı karalama kampanyasının “Barışa Çığlık” etkinliğinde de nasıl yankı bulduğuna dikkat çekerek böyle bir başlığı uygun görmüş.

Etkinlikteki konuşmalar sırasında sürekli ‘Allah, Beşşar’ sloganları atıldığını belirten Oğur, bu sloganın bir nevi “Türkiye laiktir laik kalacak” sloganıyla benzerliğine dikkat çekiyor: Burası Şam’ın Emevi Meydanı’ndaki artık pek yapılamayan bir Esed’e destek gösterisi değil. Sloganının atıldığı yer Türkiye!

Oğur, Apaydın Kampıyla ilgili CHP’li Hurşit Güneş’in iddialarına cevap verdikten sonra CHP milletvekili Mehmet Ali Edipoğlu’nun sözleri üzerinden sürdürüyor yazısını ve şöyle diyor:

Başka ülkelerden gelen askerler için suç duyusu yap, ardından da Bolivya’da savaşırken öldürülen Arjantinli Che Guevara’ya selam gönder. Böylesine bir baş çelişki ancak Türkiye soluna yakışır.

Bütün solun orada olduğunu belirten Oğur, Türk solunun  kendi şehirlerini bombalayan Esed’i, kendi vatandaşlarına en fazla organik gaz sıkan AKP’den daha yakın bulduğunu belirtiyor ve solun iflah olmaz tezadının altını çiziyor:

Hepsinin ağzında Suriye’ye savaş için gelmiş yabancı sakallılar hikâyeleri var. Acaba Che Kongo’ya savaşmaya gittiğinde sakallı değil miydi diye merak ediyor insan. Sorun yoksa bu devrimciler için sakaldan başka ne olabilir ki?

İspanyol İç Savaşı’nda faşizme karşı cumhuriyetçileri destek için savaşa giden Uluslararası Tugaylar’ı da bilmiyor olamazlar. Haydi onu bilmiyorlar. En azından Yunan İç Savaşı’nda komünistlere desteğe giden Mihri Belli’yi hatırlıyorlardır. Hem, o günlerde sakallı da olabilir.

Suriye’ye desteğe giden sakallı uluslararası askerlerden şikâyet eden mesela EMEP’liler, Mustafa Yalçıner’in Filistin’e savaşmaya gitmesini nasıl açıklıyorlar? Onun sakalları yoktu diye mi? Ya dokuz arkadaşları Filistinlilerle savaşırken İsrail bombardımanında ölen Aydınlıkçılar?

Washington Enstitüsü: Esed İslamcılardan İyidir!

Oğur, Suriye direnişini emperyalizmle ilintilendirme kolaycılığına kaçılmasını da bizzat Daniel Pipes’e dayanarak şöyle eleştiriyor:

Suriye konusunda Türk solu, Alman Yeşilleri yalnız değil. Irak işgalinin en büyük destekçilerinden Ertuğrul Özkök de “en azından Esed sakalsız” çizgisinde. Ama bu anti-emperyalizm adı altındaki İslamofobik “Esed İslamcılardan iyidir” cephesine esas büyük destek okyanus ötesinden geldi geçen haftalarda. Irak’ı işgal ettiren Amerikan neo-conlarının merkez üssü Washington Enstitüsü de “ABD Türkiye’yi Suriye’ye sokmaya çalışıyor”cu komplocuları büyük hayal kırıklığına uğratarak Suriye’ye müdahaleye “Sakallı İslamcılar gelir yoksa” diyerek karşı çıktı. O neo-concuların en şahin, en İsrail lobisinin adamı ismi Daniel Pipes da Birgün’e, Yurt gazetesine köşe yazarı yapılacak bir kıvamdan “Suriye bataklığından uzak duralım, sakallı muhaliflere dikkat” diye alarm vermekte haftalardır.

Ve Fehim Taştekin…

Oğur, yazısına Taştekin’i de konu ediniyor:

Bu arada yazının girişinde forumda atılan “Allah , Beşşar” sloganlarını Twitter’dan bildiren de bu sloganı yerinde duymuş, manasını en iyi bilebilecek bir isim. Aynı forumda konuşmacı olan Fehim Taştekin. Bu tweet’inden üç beş tweet önce de Şam’daki kaynaklarına dayanarak Esed’in başbakanı Hicab’ın 50 milyon dolara muhaliflerin saflarına geçtiğini yazmış.

“Parayla satılmışlar”, bir sol forumda gördüğüm “Suriye’deki çapulcular”“dış güçlerin adamları”. Neredeyse 90’ların Türk devleti jargonu, Suriye devletini savunmaya koşmuş Türk solunun imdadına yetişmiş. 90’ların Türk devlet jargonu deyince Hürriyet boş durur mu? Herhalde kaynakları Hatay’daki forumlarda “Allah, Beşşar” sloganı atanlar olan Hürriyet’in Esed’den kaçtınız ama bizden kaçamazsınız manşetleriyle hedef gösterdiği Suriyeli mülteciler için Ankara temsilcisi çakal bile dedi.

***

Etkinliğe Davet Edilen / Katılan İsimler:

Adnan Keskin - Milletvekili,

Ahmet Şık - Gazeteci, Yazar

Ali Çerkezoğlu - İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri

Ali Nafile – Sanatçı

Alper Taş - ÖDP Genel Başkanı

Alptekin Dursunoğlu - Gazeteci, Yazar

Altan Erkekli – Sanatçı

Prof.Dr. Arif Nacaroğlu - Öğretim Üyesi

Aydın Zeyfeoğlu – Şair

Barış Yarkadaş - Gazeteci, Yazar

Bihlun Tamaylıgil – Milletvekili

Bilge Su Erenus – Sanatçı (Video Konferans)

Cahit Berkay - Sanatçı (Video Konferans)

Davut Abbas - Lazkiye Gazeteciler Cemiyet Bşk.

Dilek Dindar - Kazım Koyuncu Kültür Sanat Merkezi

Dinç Çoban – Gazeteci

Efkan Bolaç – Avukat

Ender İmrek - EMEK Partisi Genel Bşk. Yrd.

Enver Aysever - Gazeteci, Yazar

Erdal Güney – Sanatçı

Erol Ekici - DİSK Genel İş Sendikası Bşk. (Video Konferans)

Fehim Taştekin - Gazeteci, Yazar

Ferhat Özcan – Yazar

Güvenç Dağüstün – Sanatçı

Gülşen İşeri - Gazeteci, Yazar

Gürsel Tekin – Milletvekili

Hakan Gülseven – Gazeteci

Haldun Açıksözlü - Tiyatro Sanatçısı

Halil Nebiler - Gazeteci, Yazar

Hilmi Yarayıcı – Sanatçı

Hüseyin Aygün – Milletvekili

Hüseyin Turan - Sanatçı (Video Konferans)

İbrahim Karaca - Şair (Video Konferans)

İhsan Eliaçık – Yazar (Video Konferans)

İlhan Cihaner – Milletvekili

İlkay Akkaya - Sanatçı (Video Konferans)

İlyas Ceran - Kazım Koyuncu Kültür Merkezi Bşk. Yrd.

Kemal Okuyan – TKP MK Üyesi

Kenan Çamurcu – Gazeteci

Leman Sam – Sanatçı

Mazlum Çimen - Sanatçı (Video Konferans)

Mete Akıncı – Yazar

Metin Kahraman – Sanatçı

Necdet Zereika - Arap Yazarlar Sendikası Lazkiye Temsilcisi

Orhan Alkaya – Sanatçı

Oya Ersoy - Halkevleri Genel Başkanı

Ömer Ödemiş - Gazeteci, Yazar

Sadık Gürbüz – Sanatçı

Semir Aslanyürek - Yönetmen, Öğretim Üyesi

Sevcan Orhan – Sanatçı

Sırrı Süreyya Önder – Milletvekili

Sinan Seyfettin – Gazeteci

Suavi – Sanatçı

Turgut Türksoy – Yazar

Utku Çakıröz - Gazeteci, Yazar

Veli Beysülen – Tüm Emekli-Sen Genel Başkanı

Yaşar Kurt - Sanatçı

Zülfü Beyhan – Sanatçı

Ayrıca etkinlikte BDP lideri Selahattin Demirtaş ve CHP’li Gürsel Tekin’in mesajları okundu. Gülten Kaya, Haluk Levent, Zülfü Livaneli ve Edip Akbayram’ın selamları iletildi. Şevval Sam, Leman Sam, İlkay Akkaya ve Bilgesu Erenus’un ise etkinliğe katılamadığı ifade edildi.

Yorum Analiz Haberleri

Laiklerin maneviyat arayışı
Fitneden daha kötüsü fitneye meftun olmaktır
Diyarbakırlı Ziya Gökalp’e kulak verilseydi..
“Süreç ve Esenyurt aynı sayfada değil”
Zulme sessiz kalmak en kötüsü...