'Katarlı öğrenciler Türkiye’de sınavsız tıp okuyacak' yalanı nasıl yayıldı?

Türkiye ile Katar arasındaki iş birliği protokolü neden; “Katarlı öğrencilere sınavsız tıp okuma hakkı” şeklinde sunuldu? Üniversitelere giriş sınavı öncesinde 'yalan ve kara propoganda' türündeki bu haberleri kimler neden yayımladı?

HAKSÖZ HABER

Milyonlarca genci yakından ilgilendiren üniversite sınavları öncesi yalan ve propaganda tarzındaki haberler yüzbinlerce okuma aldı. Öğrencilerin zihinleri propaganda ile sınava hazırlandı denebilir mi?!

Kafalarda karışıklık yaratılmak istenen haberler; resmi açıklamalar ve resmi evrakları manipüle ederek sunan haber siteleri tarafından oluşturuldu.

İktidarı kötü göstermek için haber üreten muhalif medya yozlaşmışlığına yeni bir boyut kazandırdı. 

Peki neden bu tarz haberlere ihtiyaç duyuluyor?

İktidarın karşıtlığını oluşturan haber siteleri kasıtlı bir şekilde manipülasyona başvurarak sistematik bir yıpratma girişimine dahil oluyorlar. Milyonlarca kişiyi ilgilendiren önemli bir sınavın arifesinde, adeta gençlere çelme takmaya çalışan muhalefet de bu tarz haberleri özellikle paylaşarak “muhalifliklerini” sergiliyorlar.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Kemal Kılıçdaroğlu yaptığı sosyal medya paylaşımıyla manipülatif içeriği kitlelere siyasi hırsı uğruna şu şekilde sundu:

Bununla da yetinmeyen Kılıçdaroğlu, 'Kataristan' benzetmesinde bulunarak siyasi bir amaç uğruna manipülasyonda bulunduğunu kanıtladı!

 

“Amaca giden yolda her şey mubahtır” fütursuzluğunu sergileyen sözde muhalif medyaların yalana özellikle rağbet etmeleri ahlaksızlık olduğu gibi gazeteciliğe de aykırı bir durum olarak görülüyor.

Muhalif kimliklerini ve sözde iyi niyetlerini sergileyen medya ve siyasi liderlerin cürümde bulunduklarını akıl sahipleri görüyor olmalı!

Sürekli gençlere hitap ettiklerini belirten ana muhalefet ve sözde medya ayağı; gençlere çelme takarak mı gençliği koruyor ve geleceğe taşıyor acaba? 

Memleket Partisi (MP) lideri Muharrem İnce de kışkırtıcılıkta geldiği noktayı şu cümlelerle gösterdi: 

Muhaliflik uğruna hem yalan haberleri servis eden, tekzipler yayımlamaktan özellikle uzak duran haber sitelerinin kullandığı görseller de manipülasyon ve dezenformasyonun nasıl işlediğine güzel bir örnek oldu.

Haber siteleri doğrulamadıkları daha doğrusu zaten çarpıttıkları protokol metninin içeriğini önce yayıma aldılar ardından sosyal medyadaki irili ufaklı birçok hesabında paylaşımıyla “teyit edilmemiş”, “yalan haberleri” gün boyunca yaydılar.

Kimi haber siteleri iddiaların resmi ağızlardan yalanlandığı haberler de yaptılar ancak orijinal “yalan” haberlerini yayımdan kaldırmadılar. Kısa sürede sınav öncesi stres atmak isteyen gençlerin yoğun kullandıkları sosyal medya araçlarında bu haberler yayıldı.

Yüz binlerce öğrenci de bu “yalan haberlere” inandı. Üstelik yalanlamaları da görmedi veya görmek istemedi.

Sınavlar yarın son bulacak. Bu paylaşımların 'etkisi'ni de sınav sonrası öğrencilerin paylaşım ve konuşmalarından veya öğrenci görünümlü sosyal medya hesaplarından takip edebileceğiz. Muhtemelen; ırkçılık ve nefret söylemleri ile stresli ve öfkeli gençlerin ağzından: sıklıkla da kullanılan birer söz öbeği haline gelen şu cümleler çıkacaktır: “Hakkımızı yediler”, “Zaten sınav öncesi de Arapları sınavsız alıyorlardı” vs..

Yalan ve propaganda haberlerinde: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Katar Emir’ini selamlarken eğik durmuş halinden tutun da Arapların geleneksel kıyafetleri içerisinde zafer pozları verdikleri fotoğraflara kadar birçok “mesaj” içerikli görsel özellikle tercih ediliyor.

Irkçılık ve nefret objeleri olarak kullanılan bu görsellerin tercih ediliyor olması; haber yapılmadığını, propaganda malzemesi üretildiğini açıkça gösteriyor.

Salt bilgi vermenin ötesinde bir durum olan habercilik ve gazeteciliğin Türkiye’deki vardığı nokta: ‘kokuşmuşluk ve yozlaşma!’.

Karşıtını, düşmanlaştıran onun üzerinden de kendisini besleyen bu tarz “kirli bilgi akışlarına” haber demek mümkün değil! Haberin 5N 1K kurallarının hiçbir şekilde umursanmadığı, verilerin teyitlenmediği daha doğrusu böyle bir şeye ihtiyaç duyulmadığı “veri akışlarına”, en iyi ihtimalle “propaganda” denebilir.  

NOT: T24, medya etiği açısından üzerine düşeni yaparak 24 saat kadar sonra özür diledi. Ve şu açıklamayı paylaştı:

Kimi siteler propaganda içerisinde propaganda da bulunarak bütün haber sitelerini geride bıraktı. 

Yalan haberleri servis eden medya ise şu şekildeydi:

HALK TV

TELE 1

T24

SÖZCÜ

Cumhuriyet

BirGün

Yeniçağ

Medya Haberleri

Facebook, Filistinli haber kaynaklarını yüzde 77 kısıtladı
İsmail Saymaz sen tam bir yalan makinesisin!
Yeni Akit bu saçmalıklara yer vermek zorunda mı?
Milyonların katili Esed'in Halk Tv’de CHP’ye teşekkürünü unuttunuz mu?
Nagehan Alçı’nın başörtülü yayın performansı: Suriye Devrimi’ni DAEŞ’le aynı kefeye koyma çabası