HAKSÖZ HABER
CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, BIST ve tank palet fabrikası meselesini sürdürerek Hulusi Akar’a yüklendi. Günlerdir devam eden “ülke Katar’a satılıyor” tartışmalarını sürdürmeye meraklı olan CHP’nin bu tutumu ne anlama geliyor?
Önce mantıklı bir zemin diyebileceğimiz ‘şeffaflık’ mevzuundan yola çıkarak BİST satışını hedef alan CHP’nin, satış rakamlarının da açıklanmasının ardından (200 milyon dolar) konuyu sürdürmek için başka yollara başvuruyor.
CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın "Cumhuriyet tarihinde ilk kez devletin ordusu Katar'a satılmış" sözleri üzerine tartışmaya dahil olan Akar'a "Birilerinin çıkıp kendi amaçları, ihtiyaçları, egosu doğrultusunda böyle cümleler kullanması çok yanlış. Tabii ki adalet bunun cevabını verecek ama keşke o kişi çıkıp da 'Ben bunu demek istemedim. Yanlış bir şey yaptıysam özür dilerim' deseydi çok daha anlamlı olurdu diye düşünüyoruz" şeklinde A. Mahir Başarır’ı eleştirmişti.
Hulusi Akar’ın bu sözlerini hedef alan Özgür Özel ise "Partili Genelkurmay Başkanlığı utanç verici bir şeydir. O utancın Hulusi Akar'a münhasıran kalmasını temenni ederiz. Genelkurmay Başkanlığı milletindir, partisi olmaz" dedi.
Özgür Özel’in açıklamalarında atlanan husus ise Hulusi Akar’ın partili Genelkurmay Başkanlığı gibi bir makamda hiç bulunmadığı gerçeğidir. Tabii Özel’in neyi kast ettiği anlamak çok zor değil. O halde ise kendisine hatırlatılması gereken nokta “Partili olmayan Genelkurmay Başkanlarının” bu ülkeye neler çektirdiğidir. Akar’ın darbe ve darbeciliğe karşı olan tutumu herkes tarafından bilinirken, geçmiş Genelkurmay Başkanlarının milletin insanı olarak göstermek nasıl abes bir iştir?
Katar’a yapılan tank palet fabrikası ve BIST satışını ‘çok büyük meselelermiş’ gibi göstermeye çalışan CHP’nin tutumu sol-Kemalist medyaya da sıçramış. Cumhuriyet, günlerdir devam ettirdiği “Katar’a bu da satılmış” tarzı haberlerini öyle bir seviyeye çıkardı ki iş artık komik bir hal almaya başladı. “Katar’a şampiyon atların ‘sperm’leri satıldı!” başlıkla haberde Cumhuriyet, sol-Kemalistlerin Katar düşmanlığını trajikomik bir şekilde gözler önüne seriyor. Uğraşacak başka işimiz yok gibi Katar’a atlarla ilgili yapılan satışları mı dert etmemiz gerekiyor?
Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Katar aşkı’ olarak zikrettiği şeyin mahiyeti ise oldukça tartışmalı. Daha önce bu konuyla ilgili iki haber yapmıştık. İktidarın Katar ile kurduğu ilişkileri izah edecek meşru bir zemini var: Ticaret ve ekonomi. Ancak başta CHP olmak üzere muhalefetin Katar’la yapılan ticari anlaşmalara gösterdikleri tepkilerin izahı zor.