Katar alerjisine devam!

Sol-Kemalist medyada ‘Katar korkusu’ bu sefer de İTÜ ile Katar Üniversitesi arasında imzalanan antlaşma ile su yüzüne çıktı.

HAKSÖZ HABER

Katar ile imzalanan BIST satışı sol-Kemalist yayın organlarından çok fazla tepki görmüştü. CHP Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın “ordu Katar’a satılıyor” sözleri sebebiyle yargıya da taşınan Katar-Türkiye ilişkileri merkezli tartışmalar hala soğumuş değil.

Sol-Kemalistler tarafından ara ara gündeme getirilmeye çalışan Katar ile ilişkilerin özünde düşmanca bir yerden beslendiğini düşünüyoruz. BIST satışı konusunda gösterilen tepki zaten açıktan Arap nefretinden kaynaklanırken, Katar’ın başta Müslüman Kardeşler Teşkilatı olmak üzere İslami hareketlere dönük doğrudan menfi politikalar benimsememiş olması da sol-Kemalistlerin tepkisinin sebeplerinden birisi.

Siyasal bir perspektifle zikredilen yayın organları takip edildiği vakit en basit hadiseden bile kendilerine argüman üretmeye çalıştıkları görülecektir. Yeni örneğimiz İstanbul Teknik Üniversitesi ile Katar Üniversitesi arasında imzalanan ‘bilim ve eğitim alanlarında işbirliğini artırmak’ amaçla mutabakat metni. Özelikle ‘deniz suyunun arıtılması ve su arıtma’ gibi konulara odaklanan mutabakat bu bağlamda bilimsel ve akademik verilerin paylaşılmasını da içeriyor.

İki uluslararası üniversite arasında imzalanan bu anlaşma Katar ile değil de Kazakistan ile yapılsaydı aynı yayın organları tarafından haberleştirilir miydi acaba? Buradaki asıl amaç “her şeyimizi İslamcı Katar’a satıyorlar!” şeklinde oluşturulmak istenen korkunun sürekli olarak diri tutulması ve gündemleştirilmesi. 

Bu sebeple Oda TV, Sözcü, Cumhuriyet, T24 her birisi kendi yayın tarzlarına uygun şekilde konuyu haberleştirmiştir.  Cumhuriyet “AKP iktidarının son yıllarda başta askeri ve siyasi olmak üzere birçok alanda yakın ilişkiler kurduğu Katar'la akademik alanda da işbirliğine gidiliyor.” diyerek rahatsızlığını hissettirirkeni Oda TV ise olaya “İTÜ’de Katar dedi” manşetiyle yaklaşmış. Sanki İTÜ, Katar Üniversitesi ile değil Katar Emirliği ile masaya oturmuş gibi olayı abartan Oda TV’de kendi iğreti habercilik anlayışıyla meseleyi “flaş” hale getirmeye çalışıyor! T24 ise detaylarına çok hakim olunamadığı için sadece “veri paylaşımı” konusuna dikkat çekerek alttan alta “güvenlik” tehlikesini vurgulamış oluyor.

Hulasası sinekten yağ çıkarmaya çalışarak habercilik yapan sol-Kemalist medya derinlerde bir yerde ırkçı, İslam düşmanı Katar alerjisini diri tutarak ideolojik olarak benimsediği meşum bakış açısını göstermiş oluyor. Artık şaşılacak bir durum olmaktan çıkan bu vahamet gittikçe trajikomik bir hal alıyor!

Yorum Analiz Haberleri

"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango
Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye