Kenan Alpay, bugünkü yazısında geçtiğimiz günlerde yaşanan bir annenin önce çoğunu sonra kendisini öldürme girişimi üzerinden intihar kavramını işliyor. "bir anneden hem evlatlarına hem de kendi canına kast eden bir katil çıkartan sistemin çarklarına karşı esaslı bir savaşım verilmeli" diyen Alpay, müferreh ya da modern yaşamın insanı psikolojik bunalımlardan kurtaramadığını ifade ediyor.
Kenan Alpay'ın yazısı:
Evlat Katili Annelerin İntiharı
Toplumsal adalet ve huzurun ne seviyede olduğunu tespit etmek açısından birçok göstergeye bakmak gerekir elbet. Fakat en az cinayet, gasp, boşanma, hırsızlık, sahtecilik kadar intihar göstergesinin de üzerinde hassasiyetle durmak gerek. İntihara sürüklenen kişi toplumsal ilişkiler ağının deşifre edilmesinde en acı verici lakin en gerçekçi çözümleyicidir.
İntihar haberleri modernleşme-dünyevileşme süreçleri içerisinde hızla artıyor. Zenginler kadar yoksullar arasında veya şöhretliler kadar şöhret olmak isteyenler arasında da intihar oranlarında ciddi bir artış var. İntihar, bütün ümitlerin ve çıkış yollarının kapandığı bir bitiş kararının deklare edilmesi olarak izah edilebilir mi? Nasıl olur da azımsanamayacak oranda insan ümitsizliğe, çaresizliğe kendi canlarına kıyarak kesin ve keskin bir karar verir acaba?
Psikolojik ve psikiyatrik tedaviye duyulan ihtiyacın artması, antidepresan ilaç kullanımının yaygınlaşması, uyuşturucu ve alkol bağımlılığının artması gibi göstergeler ne anlama geliyor? Kuşkusuz en başta Türkiye’deki “huzursuz” ve “tatminsiz/doyumsuz” bireysel ve toplumsal yönelimini gözler önüne seriyor.
Yaygınlaşan, sıradanlaşan ve bir süre sonra adeta herhangi bir ölüm vakası gibi kanıksanan intihar olgusu inançsızlık, sapkın inançlılık, geride kalanlardan intikam alma gibi üst düzey bir anormalliği işaretliyor.
Karnındakine Kürtaj, Yanındakine Zehirli Süt
Geçen haftalarda yaşanan iki intihar girişimi üzerinden birkaç sorunlu alana dikkat çekmek yerinde olacaktır. İlki şu: Nur Ş. isimli 32 yaşındaki bir resim öğretmeni yurt dışına çıkmak isteyen eşi Ayhan Y.’den anlaşmalı olarak boşanıyor. Fakat Beşiktaş’ta beraber Aylak isimli bir barı beraber işlettiği eşinin kendisini başka biriyle aldattığından şüpheleniyor. Aralarında tartışma yaşanıyor. Kadın intihar etmeye karar verdiği gün 1.5 aylık bebeğini kürtajla aldırmasını şöyle anlatıyor: "Ayhan'a hamile olduğumu söylediğimde bebeği istemedi, aldırmam için baskı yaptı. Ben de istediği gibi yaptım."
Üniversitede sanat eğitimi almış ve ekonomik olarak müreffeh genç bir kadın önce karnındaki bebeğe karşı bir cinayete zorlanıyor anlaşmalı olarak boşandığı eşi tarafından. Ancak acıklı hikâye burada bitmiyor.