Kardelen Pazarlama Sunar!

KENAN ALPAY

Darbe süreçlerinin önemli sivil-akademik aktörlerinden Türkan Saylan'ın devlet ve TÜSİAD sermayesini arkasına alarak merkez medya üzerinden hayata geçirme mücadelesi verdiği "Kardelenler Projesi"nin ne tür bir çağdaşlaştırma hedefi güttüğü netleşiyor.

"Kardelenler Projesi" ile hedeflenen devlet eliyle kendi halkına ve değerlerine karşı resmi ideoloji yani Kemalizm adına her türlü kullanıma hazır "devşirme/ajan"lar yetiştirmektir. İktisadi ve sosyal problemlerle sıkıştırılmış bir toplumun çocuklarını bursla, yurtla, parlak bir gelecekle rehin alma süreci olarak işliyor bu proje.

En temelde zeki, çalışkan ve gelecek vadeden çocukların gerek etnik gerekse dini-ahlaki kimliğine yabancılaştırmak üzere kurgulanan eğitim ve sosyalleşme süreci "saf kan bir Kemalist gençlik" ütopyasına endekslenerek yürütülüyor. Ulusalcı-laik değerlerin Kemalist ideolojinin imkan ve kurumlarına dayanan militan kadrosu, profesyonel temsilcisi misyonu  biçildi bu projelere dahil edilen gençlere.

Darbe sürecinde para-militer destek milisleri olma işlevi yüklenen "Kardelenler" Türkan annelerinin sadık müritleri olarak Kemalist devletin bekası için kimi zaman üniversitelerde din tehlikesine karşı savaştılar, kimi zaman Cumhuriyet mitinglerinde kadrolu göstericiler olarak "gerici" hükümete karşı meydanları inlettiler, kimi zaman da ev ev, okul okul, mahalle mahalle, köy köy gezerek yeni kardelenlerin devşirilmesine önayak oldular.

Her şey bir burs, yurt, okul adına rehin alınmayı kabul etmekle başladı. Anne ve babalara başka çocuk yapmayacaklarına dair senetler imzalattırıldı önce, sonrasında ÇYDD, ADD, ÇEV vs gibi darbe tezgahının sivil makyajlı uzantılarında teorik ve pratik eğitim süreçlerine dahil olundu. Üniversitelerde cuntayla işbirliği yapan akademisyenler eliyle Kardelenler için akademik kadroların, lisans üstü eğitim imkanlarının, yurt dışı dil eğitimlerinin önü cömertçe açıldı. Tüm imkanlar Kardelenlerin aydınlanması, çağdaşlaşması, bütün bir ülkeyi daha çok aydınlatması, çağdaşlaştırması için seferber edildi. YÖK başkanları Gürüz ve Teziç, rektörler Alemdaroğlu, Hilmioğlu vs. gibi Ergenekon'un tüm organik ve gönüllü uzantıları bu projenin zaferi için çalıştılar.

İslam'a şiddetli düşmanlığının, Kemalist cuntacılara gönülden kulluğunun doğal bir tezahürü olarak kurduğu "İkna Odaları" isimli psikolojik işkence mekanlarının ve süreçlerinin mimarı Türkan Saylan, Atatürk'ün kadın havarilerinden bir azize gibi, kusursuz bir melek gibi tanıtıldı, anlatıldı ve kurbanları dahil bütün insanlar saygı duymaya adeta mecbur bırakıldı. Saylan'ın nasıl birisi olduğunu biz elbetteki iyi, hem de çok iyi biliriz. Ama bilmediğimiz bazı özelliklerini de Ergenekon dosyası ile biraz olsun öğrenmeye başlıyoruz.

ÇYDD'nin Kadıköy Şubesi bilgisayarında kayıtlı bulunan bir mektubun içeriği Türkan Saylan'ın kurucu başkanı olduğu ÇYDD'nin ve Kardelenler Projesi'nin misyonu ve hedefleri konusunda ufuk açıcı bilgiler taşıyor. Ergenekon soruşturmasında adı geçen Tuğamiral S. O. K. tarafından Türkan Saylan'a hitaben yazılan mektup darbe sürecinde hangi ahlaksız, iğrenç ilişkilerin tezgahlandığına dair önemli ipuçları veriyor. Ergenekon Cuntası tarafından oluşturulan ve genç teğmenleri örgüte kazandırmak üzere planlanan Ata Evleri'nde Kardelen kızlara düşen ödevler, görevler ve fedakarlıklar işte bu Tuğamiral'in mektubunda açıkça anlatılıyor.

Ergenekon'a rüşvetle ve şantajla eleman kazandırmaya ilaveten şehvetle eleman kazandırmanın da ne kadar önemsendiği dikkatimizi çekiyor hemen. Cuntacı Tuğamiral, Saylan'a "çağdaş kızların" arttırılacak performansları ile Ata Evleri'ni canlandırması, daha verimli hale getirmesi için bazı "tavsiyeler"de bulunuyor: "Öğrencilerin psikolojisinin düzeltilmesi", "sorumlu öğrencilere yapılan yardımların aksatılmaması", "tanıştırılan kızların, öğrencilerle olan irtibatlarını aksatmamaları", "Harp okulu öğrencilerine verilen konferansların artırılması", "öğrencilere yönelik yapılan partilerin arttırılması", ve nihayet "Okudukları süreçte tanıştıkları kızların teğmenlerin evlerine sık sık giderek veya Kocaeli üniversitesinde tanıdık kızlarla tanıştırılarak kontrol altında tutulması gerekmektedir."

Türkan Saylan'a "Saygıdeğer Hanım Efendim" diye hitap eden Tuğamiral burs, yurt, eğitim kariyeri hayalleri karşısında rehin aldığı "Kardelen Ayşeler"i cuntanın iktidarı devirme planları adına denizci teğmenlerin yataklarına atmaya, namuslarını genç subaylara peşkeş çekmeye davet ediyor. Ama mektubun içeriği bu işleyişin yeni veya sürpriz bir gelişme olmadığı ile ilgili önemli bilgiler sunuyor. Ergenekoncu Tuğamiral S. O. K., Saylan'a hitaben "Askeri okullarda okuyan öğrenciler ile ilgili yaptığımız çalışmaların tekrar gözden geçirilmesi ve gerekli aksaklıkların acilen düzeltilmesi gerekmektedir." derken kurulan tezgahın dava süreci ile birlikte belli noktalarda gösterdiği zaaflardan arındırılması çağrısı yapıyor.

Kardelenlerin "Genç Subaylar"la muhabbeti öyle kendiliğinden oluşan bir gönül ilişkisi değil. Tersine, Kardelen Ayşeler Türkan Saylan'ın başkanlığını yaptığı ÇYDD'nin doğal misyonlarından biri olarak  militan bir tuzak, yumuşak bir şantaj hatta etkili bir kontrol aracı olarak kullanılıyorlar. Mektubun işaret ettiği şekliyle ÇYDD, Kemalizm'e kapıkulu olmuş kadrolar eliyle genç kızları pazara sürüyor, Ergenekoncu amiraller genç subayları darbe militanına dönüştürmek için tuzağa düşürüyor. Bir taraf kızları, diğer taraf erkekleri karşı tarafa pazarlıyor iktidar uğruna.

Akılsızlıkla ahlaksızlığın yarıştığı darbe sürecinden ne beklenir ki zaten. Tuhaf olan bu peşkeş tezgahının, bu ahlaksız faaliyetin başını çekenlerin diğer bütün zulümleri gibi hala birer hizmet eri olarak sunulmaları. Bütün bir toplum ahlaksızlığı ve zorbalığı meşrulaştıran hatta güzelleştirip cazip hale getiren kamuoyu yönlendiricilerine mahkum edilmek isteniyor ancak köprülerin altından çook sular aktı. Fadime-Müslüm ve Emire-Ali senaryolarıyla darbe süreçlerine psikolojik harp teknikleri ile zemin hazırlayan Ergenekoncuların Manukyangilleri geride bırakacak kapsamlı bir organizasyon kurduklarını bakalım ne kadar ve ne zamana kadar örtebilecekler!?

"Zorbalık, yalan, iftira, şantaj ile çatısı çatılmış ulusal bilincin ahlaksızlığı, muhabbet tellallığına kadar vardırmasında belki de bir anormallik yok. Genç subaylara peşkeş çekilen kardelenlerin hikayesi, ekinin ve neslin ifsadının günümüz coğrafyasına bir yansımasıdır" derseniz, söylenecek ne kalır ki?