Murat Karayılan, Ak Parti'nin kendileriyle herhangi bir görüşme yapmadığını ve buna da gerek olmadığını belirterek "Apo bizi temsil ediyor ve yeterlidir" dedi.
Fırat Haber Ajansı'na konuşan Karayılan, gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Karayılan bir süredir İmralı 'da Öcalan ile sürdürülen görüşmelere ve PKK'lıların sınır dışına çekileceği yönündeki haberler ile PKK ve devlet arasında yapıldığı iddia edilen görüşmeler konusunda önemli açıklamalarda bulundu.
Karayılan, ABD Başkanı Barack Obama'nın, 'Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'nin insanları için 30 yılı aşkın süredir bu kadar çok acı ve kedere neden olan bu kavgaya, barışçıl bir çözüm arama çabasını alkışlıyorum.' sözlerine karşılık şöyle dedi:
'Eğer sayın Obama sözlerinde samimi ise istihbarat ve teknolojik desteğini durdursun. İnanın eğer ABD desteğini çekerse, Türk devleti Kürt sorununu barışçıl yol ve yöntemlerle çözmek zorunda kalacaktır. Neden mi? Çünkü ben iyi biliyorum ki Türk devletinin tek başına bize gücü yetmez. ABD istihbaratı durdursun, NATO teknolojisini durdursun. Bakalım Türk devleti kaç yıl gerilla ile savaşabiliyor?
FRANSA'YA SUİKASTI AYDINLATIN ÇAĞRISI
Karayılan, 'Buradan Fransız hükümetine sesleniyorum: Bu olayı aydınlatın. Rica ediyoruz, Paris 'in ortasında meydana gelen bu katliamı aydınlatın. Fransa hükümeti ve Fransız mahkemesi şunu iyi bilmelidir: eğer bu olayı aydınlatmazlarsa onların üzerine kalır, boyunlarına kalır.' dedi.
BİZ ÖCALAN İLE BİRİZ
İmralı 'da Abdullah Öcalan'la başlatılan görüşmeler ve sürece ilişkin değerlendirmede bulunan Karayılan, son dönemde KCK ve PKK'nın toplantılar gerçekleştirdiğini söyleyerek burada bazı kararlar alındığını belirttiği konuşmasında, 'Planlama oluştu diyebiliriz. Bu anlamda netiz. Hareket ve yönetim olarak gerekli tartışmaları yapmışız. Gerekli kararları almışız, ' dedi.
Abdullah Öcalan ile kendilerini kesinlikle ayrı görmediklerini söyleyen Karayılan, şu açıklamayı yaptı:
'Biz çözüme açığız. Önder Apo da bir adım atmak istiyor. Bir süreç geliştirmek istiyor. Barışçıl bir süreçtir. Biz de hareket olarak buna hazırız. Biz kendimiz ile önderliği kesinlikle ayrı görmüyoruz. Biz biriz. Önderliği destekliyoruz demiyoruz. Zaten biriz. Bunu yeniden kesinleştirdik. Bu hususta kararımızda herhangi bir tereddüt yoktur. Fakat bu tarihsel, toplumsal sorunun -ki bugünün bir sorunu değildir. Yüz yılların sorunudur- çözülebilmesi için egemen Türk devleti bazı adımlar atmalıdır.'
ERDOĞAN'DA BİR ÇÖZÜM GÖRMÜYORUZ
Öcalan'ın savaşla değil barışçıl bir şekilde bir süreç ilerletmek istediğini söyleyen Karayılan, 'Bazı adımlar atmak istiyor. Ama AKP hükümeti ve onun başkanı Erdoğan konuşuyor fakat pratik olarak adım atmıyor. Bir de zihniyeti ve düşüncesi görünüyor ki hiç değişmemiş. Biz onda bir çözüm görmüyoruz.' diye konuştu.
'Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana hangi egemen gelmişse hep Kürtlerin tek taraflı olarak teslim olmasını istemiştir.' diyen Karayılan, hükümeti ve Erdoğan 'ı işaret ederek, 'Bu da hemen hemen aynı şeyi söylüyor. Tek yönlü silahları bırakıp sınır dışına çıksınlar diyor. 'Sınır dışına çıktıklarında onlara zarar vermeyeceğiz.' diyor. Biz neden sınır dışına çıkacağız? Biz keyfimize mi bu dağlara çıktık? Ben daha önce, piknik için dağlara çıkmadığımızı belirtmiştim. Biz bir dava için çıktık bu dağlara. Kürt halkının, Kürt milletinin davası için çıktık bu dağlara. Sen bu milleti kabul ediyor musun etmiyor musun? Her şeyden önce bunu yanıtla. Eğer ki kabul ediyorsan buyur, tam da anayasa hazırlık sürecindeyiz o halde anayasada bunu belirt. Biz bir milletiz. Bizim bir dilimiz var, bir tarihimiz var, bir geçmişimiz var. Eğer bizi kabul ediyorsanız saygı göstereceksiniz.' dedi.
GÜVEN VERİCİ ADIMLAR ATILMALI
Her şeyden önce bu sürecin ilerlemesi için tarafların birbirine inanması gerektiğini söyleyen Karayılan şöyle devam etti:
'Onun için de güven verici adımlar atmalılar ve birbirlerine saygı duymalıdırlar. Ama AKP zapturapt altına almaya çalışıyor. 'Görüşmeye gidecek heyeti biz belirleyeceğiz ', diyor. BDP'liler de 'hayır biz bir partiyiz, bir iradeyiz heyeti biz kendimiz belirleyeceğiz ', diyor. Bence bu konuda haklıdırlar da. Biz bu konuda şimdiye kadar hiçbir fikir beyanında bulunmadık. Ne BDP'lilerle ne de başkalarıyla fikir paylaşımında da bulunmadık. Ben basından takip ediyorum. Tutumları yerindedir. Fakat devlet kabul etmiyor. 'Hayır şu gitsin, bu gitmesin ', diyor. İyi, eğer siz Kürt halkını, kurumlarını bir irade olarak kabul etmezseniz Kürt halkıyla nasıl barış yapacaksınız? Anlaşılıyor ki irade olarak kabul etmek istemiyorlar. Ne BDP'yi irade olarak kabul ediyorlar, ne hareketimizi irade olarak kabul ediyorlar.'
BDP'NİN YAKLAŞIMINI DOĞRU BULUYORUM
Öcalan'ın Kürt halkının önderi olduğunu söyleyen Karayılan, 'O halde nasıl oluyor da işkence altında, tecrit altında tutuluyor. Avukatları halen görüşüne gidemiyorlar. Kendi hareketiyle ilişkilenemiyorsa nasıl karar verecek. Anlaşılıyor ki kendileri hiçbir adım atmadan, siz adım atın diyorlar ' şeklinde konuştu.
BDP'nin 'eş başkanlarımız görüşmeye gitmeli ', yaklaşımını doğru bulduğunu belirten Karayılan, hükümetin 'silah bırakmadıkları sürece operasyonlar sürecek ' söylemini, 'Her gün gelip medya savunma alanlarını bombalıyorlar. Kuzey Kürdistan 'da her gün operasyon çıkarıyorlar, ama arkadaşlarımızın yerini tespit edemiyorlar, boş dönüyorlar. Bize darbe vurmaya çalışıyorlar.' diyerek değerlendirdi.
BİZİMLE GÖRÜŞMELERİNE GEREK YOK
Kendileriyle ayrıca bir görüşme yapılmasına gerek olmadığını söyleyen Karayılan, Öcalan ile ilişki kurmalarının imkanlarının sağlanması gerektiğini kaydederek, Öcalan 'ın zaten kendilerini temsil ettiğini söyledi ve bunun yanı sıra kendileriyle Öcalan 'ın da ilişki kurulmasının sağlanması gerektiğini belirtti.
'AKP'nin, Türk devletinin tutumunda çelişkiler gözlemliyoruz.' diyen Karayılan, 'Onun için bu hükümetin, devletin bu sorunu çözeceği kanaatinde değiliz.' ifadelerini de kullandı.
KİMSE SİLAH BIRAKMIYOR
Karayılan silah bırakma konusuna ilişkin olarak da şöyle konuştu:
'Şunu açıkça söylüyorum. Kimse silahlarını bırakmıyor. Fakat dediğim gibi ciddi bir süreç gelişirse, gerekli adımlar atılırsa biz de kararlar alırız, barışçıl bir süreç gelişirse biz de bu sürece açık olacağız. Biz buna açığız. Ancak ortada bir şey yokken, sanki hemen olacakmış gibi gösteriyorlar. Bunlar yalandır, manipülasyon amaçlıdır. Kimse bu tür şeylere inanmamalıdır. Bir şey gelişirse biz halkımıza açıklayacağız.’