Karar yazarının ırkçı damarı kabarmış!

Doğum oranlarındaki azalma rakamlarını yorumlayan İbrahim Kahveci, Kürt kelimesini telaffuz etmeden Türkiye’de Türk etnik varlığının azaldığına yönelik alarm çanları çalıyor.

HAKSÖZ HABER

Türkiye çok ilginç bir ülke. Kimse ırkçı olduğunu kabul etmiyor ama siyasal-toplumsal gelişmeleri yorumlarken alabildiğine ırkçı değerlendirmeleri fütursuzca serdedebiliyor. Bu durumu Karar gazetesinin müzmin muhalif kalemlerinden İbrahim Kahveci’nin bugünkü yazısında gayet net biçimde görmek mümkün.

Yazar geçtiğimiz hafta açıklanan istatistikler üzerinden Türkiye’de düşmekte olan nüfus artış hızını yorumlamış. 2014’ten itibaren nüfus artış hızının hızlı biçimde düştüğünü dile getirmiş. Bunun ekonomik krizle bağlantısını kurmuş. Bunların hepsi normal değerlendirmeler. Ama normal olmayan şeyler de var. İbrahim Kahveci hiç Kürt lafını ağzına almadan Türkçülük yapıyor, örtük bir Kürt tehdidi imasında bulunuyor.

Yazısının başlığı zaten bunu hissettiriyor: “Türkiye’de Türk nüfusu bitiyor.”

İlk bakışta artık sıradanlaşan yabancı düşmanlığı, Suriyeli karşıtlığı üzerine bir yazı diye tahmin ediyorsunuz. Bu yönde Türkçü-Kemalist çevrelerin kopardıkları vaveyla biliniyor. Ama Kahveci’nin odaklandığı şeyin bu olmadığını yazıyı okuduğunuzda görüyorsunuz. Muhtemelen yazar Suriyelileri zaten ilk fırsatta bu ülkeden sürülüp gönderilecek unsurlar olarak gördüğünden ‘o tehlike’ye hiç değinme gereği bile duymamış anlaşılan!

Peki, ne yapmış? Türkiye’de bölgesel manada ve il bazında doğum oranlarındaki farka dikkat çekmiş. Batı’daki, örneğin Balıkesir gibi illerdeki düşük doğum rakamlarıyla, Doğu’daki, örneğin Urfa gibi illerdeki yüksek oranları karşılaştırmış. Sonuç itibariyle de bold yazıyla “Türkiye’de Türk nüfusu bitiyor. Buna nasıl izin verilir? Buna kim, neden, nasıl yol açtı? Hele bir bakın yaşananlara ve sonuçlarına. Yakın zamanda evlatlarımız bu ülkede azınlık olacak.” Uyarısında bulunmuş.

İbrahim Kahveci bu durumun Erdoğan iktidarıyla ortaya çıktığını iddia ederek, özetle Erdoğan’ı Türkiye’yi Türksüzleştirmek ile suçluyor.

İki hususu hatırlatalım.

Öncelikle Erdoğan ilk günden beri “3 çocuk” vurgusu yaptığında pek çokları buna tepki gösteriyor, “yatak odasına bile karışan siyasetçi” şeklinde ithamlarda bulunuyordu, hatırlıyoruz değil mi? Şimdi ne oldu, suçlu Erdoğan mı oldu? Gayet rahatsız edici, can sıkıcı olsa da, küresel rüzgarlara paralel biçimde Türkiye’de de modernleşmenin, bireyselleşmenin etkisiyle aile yapısının giderek küçülmesi ve doğum oranlarının azalması olgusunu sosyolojik manada bir gerçeklik olarak yorumlamak yerine tümüyle komplocu bir yaklaşımla ele almak fikri bir sefalete işaret etmiyor mu?

İkinci olarak da aynen ırkçı-kafatasçı fanatikler gibi “Türk nüfusu bitiyor” diye slogan atan ama onlardan farklı olarak Kürt kelimesini telaffuz etmekten kaçınan örtük ırkçı, gizli kafatasçılara soralım: Hani Türkiye’de yaşayan herkes Türklük şemsiyesi altında toplanmış tek bir ulustu, ayrım yoktu? Ne oldu, şimdi neden insanları bölgelerine, illerine, etnik kökenlerine göre ayırma ihtiyacı hissettiniz? Ulus projenizin işe yaramazlığını mı fark ettiniz?

İşinize gelince asimilasyon politikasına destek manasında “tek ulusuz, ayrım kabul etmeyiz” diyeceksiniz, işinize geldiğinde de etnik köken farklılığı üzerinden alarm zilleri çalacaksınız, değil mi? Hiç şüphesiz aynen ulus projeniz gibi zihninizle, söyleminizle siz de ırkçılıkla malulsünüz! 

Yorum Analiz Haberleri

Gazzeli kadınlardan öğreneceğimiz çok şey var!
Değerlerin erozyonu ve toplumsal çözülme
"Benzersizlik" Anlatısı ve Aynılaşma
Kurtuluşun tek çaresi Allah'a dönmektir
Mazlumlar için elimizden geleni yapıyor muyuz?