HAKSÖZ HABER
Türkiye’de muhafazakarların savrulması iki türlü yaşandı. Birileri milliyetçi çizgiye savrulurken “yerli ve milli” söylemleri üzerinden bunu meşrulaştırmaya çalıştı. Fark eden bir şey yok savrulma savrulmadır… Yerli ve milli olsa ne değişir!
Bir de liberal-seküler çizgiye doğru yaşanan bir savrulma söz konusu ki bunu da hafife almamak gerekiyor. Burada da sihirli kelime "özgürlük" oldu. İçi ahlaki değerlerle doldurulmamış bir özgürlük anlayışı da en az milliyetçilik belası kadar dayatmacı ve tehlikeliydi halbuki! En temelde iki savrulma biçimi siyasi iktidarla kurulan ilişkilerle alakalı. Doğru ve meşru bir zeminden hareketle inşa edilmeyen ilişki biçimleri savrulmayı kaçınılmaz kılıyor demek ki!
Her şeyden önce iktidar merkezli hayat tahayyülünden kurtulmadıkça insanların öz değerlerinden taviz veriyorlar. Muhafazakar isimlerden Mehmet Ocaktan, festival adı altında düzenlenen ve alkol, çıplaklık vb. gayrı meşru ifsad çeşitlerinin normalleştiği etkinliklerin engellenmesine çok kızmış!
KARAR gazetesinden “AK Parti gençlerin oyunu istemiyor…” başlıklı yazısında Ocaktan şunları söylüyor:
Maalesef bugün AK Parti eleştirel düşünceye tahammülsüz, beğenmediği her şeyi yasaklayan bir parti haline gelmiş bulunuyor. Öyle ki yıllardır genç kuşakların coşkuyla dinlediği müzikleri, izlediği konserleri bile yasaklayarak gençlerle arasındaki duvarları giderek yükseltiyor. Neredeyse gençlerin yan yana durmasından bile endişe eder hale durumda.
Özellikle son bir yıl içinde yasaklanıp iptal edilen konserler ve müzik festivallerinin listesi öylesine kabarık ki herhalde böyle bir yasaklar manzumesi bugüne kadar hiçbir iktidara nasip olmamıştır. İşte o yasaklar listesi:
-Eskişehir’deki 12-15 Mayıs tarihlerindeki “Anadolu Fest.” -Apolas Lermi’nin 29 Mayıs’taki konseri. -Başkent Kültür Yolu Festivali’nde 11 Haziran’daki Ara Malikian’ın konseri. -Zonguldak’ta 28-31 Temmuz tarihleri arasındaki “Kozlu Müzik Festivali.” -Tunceli’de 21-24 Temmuz tarihlerindeki “Munzur Kültür ve Doğa Festivali.” -”Kazdağı Ekoloji Festivali.” -Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) “Uluslararası Bahar Şenliği.” -Aynur Doğan’ın Kocaeli ve Bursa’da gerçekleştireceği konserler. -”Zeytinli Rock Festivali.” -Gökçeada’da 15 Ağustos’ta gerçekleşmesi planlanan Meryem Ana Panayırı. -Ve en son ‘Milyon Fest Fethiye’ valilikçe iptal edildi.
AK Parti’nin eleştiriye tahammülsüzlüğünü eleştirecek başka bir konu kalmamıştı zaten. Muhafazakarların en temel probleminden birisi sol-Kemalist çevrelerin “sanat, gençlik, festival, eğlence” vb. kavramlar üzerinden siyasal kültürel yapıyı nasıl inşa ettiklerini görememeleridir. Yasaklamak çözüm mü değil mi bilmiyoruz ancak en azından bu “etkinliklerde” oluşturulan kirliliğin önüne geçmek dahi başlı başına olumludur. Kirlilik derken sadece çevre kirliliğinden söz etmiyoruz ahlaki olarak yaşanan bozulmayı da göz ardı etmemek lazım!
Mehmet Ocaktan AK Parti’nin bu tarz adımlarla toplumdan uzaklaştığını da yazısında ileri sürüyor. AK Parti’nin başta hukuktaki “işleyişsizlik” ve ekonomik problemler sebebiyle toplum ile arasında bir kopukluk olduğu aşikar! Bu yüzden AK Parti’nin de bir savrulma yaşandığı söylenebilir. Ancak muhafazakar çevrelerden gelen bir ismin toplumun ifsad edildiği “festivallerin” engellenmesinden duyduğu “rahatsızlık” da bir başka savrulma olarak önümüzde duruyor. İyisi mi herkes şapkasını önüne koysun kendi yaşadığı savrulmayı muhasebe etsin!