“Görmedim, duymadım, bilmiyorum” şeklindeki sözler 28 Şubat Davası sanığı, dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Karadayı’ya ait. Dün Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada hem bu sözleri sarf etti hem de zaman zaman savunmasını keserek ilaç içti. Hapları yutarken, psikolojik harp taktiği ile milleti de uyutmaya çalıştı. Ama Karadayı, her ne kadar “Görmedim, duymadım, bilmiyorum, hatırlamıyorum” dese de unuttuğu bir belge var.
Belgenin adı “BÇG Çalışmaları Devir-Teslim Memorandumu”. Özellikle BÇG’den haberini olmadığını iddia eden Karadayı’yı bu belge yalanlıyor. “BÇG Çalışmaları Devir-Teslim Memorandumu” isimli belgede BÇG’de görevli subayların yaptıkları işler tek tek anlatılıyor. Görev dağılımının yer aldığı belgede çalışma takvimine de yer verildiği görülüyor.
“Çalışmalardan elde edilen sonuçların değerlendirme yöntemleri” başlıklı kısım ise BÇG’den habersiz olduğunu iddia eden İsmail Hakkı Karadayı’yı yalanlıyor. Söz konusu kısımda Salı sabahları BÇG tarafından Genelkurmay Başkanına yapılan çalışmaların arz edildiği belirtiliyor.
Ayrıca BÇG personelinin hangi gün, nerede ve saat kaçta toplantı yaptıklarına dair bilgilerin yer aldığı belgede, arşiv çalışmalarına yer veriliyor. Günlük toplantıların ardından yapılan arzlara da yer verilen belgede, toplantılara neredeyse bütün kurumların dahil edildiği görülüyor.
Dokunulmazlık zırhı Encümen-i Daniş
İsmail Hakkı Karadayı’nın adı daha önce Encümen-i Daniş ile birlikte anılmıştı. Encümen-i Daniş toplantısı sonrası çekilen fotoğrafındaki “el hareketi” tartışma çıkarmıştı. Org. Karadayı eli elbiselerinin içine doğru sokulmuş biçimde objektiflere yansımıştı. Geçmişten beri bunun masonik bir işaret olduğu bilinirken, mail gruplarında dolaşan bu fotoğraf eşliğinde yapılan yorumlarda, orgeneralin “bize sahip çıkın” mesajı verdiği iddia ediliyordu.
Önce Demirel’e tavsiye ardından uygulama
Ülkeye 28 Şubat sürecini yaşatan komutanların üye olduğu Encümen-i Daniş üyelerinin, postmodern darbe süreci öncesinde Cumhurbaşkanı Demirel’e gönderdikleri mektupta yazılanlar, üç sene sonra 28 Şubat kararları olarak açıklanmıştı. O dönem hazırladıkları ve deşifre olan raporlarında da laikliğin elden gittiğini iddia ederek, İmam Hatiplerin önünün kesilmesi, tevhid-i tedrisatın geri getirilmesi, Kur’an kurslarının sayısının azaltılmasını talep ediyor ve kesintisiz eğitimi öneriyorlardı.
Aslan Değirmenci / Haber10